Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/2047 E. 2021/208 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ….
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …, …
DAVALI : …. – …
VEKİLLERİ : Av. … ÇALIŞIR, …
Av. …, …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/02/2021
….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih …. Esas …. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aralarındaki ticari ilişkiden dolayı davacının davalı alacaklıya 132.190 ,00 TL borçlarının olduğunu bu borca karşılık icra takibine konu iki adet lehdarı olduğu çeklerin davalıya verildiğini ancak çekler keşidecisi tarafından ödenmeyince davacının davalıya 17.2.2016 tarihinde düzenlenen makbuzla 35.000 TL elden nakit ve 10.3.2016 tarihli 25.000 TL’lik çek verilmek suretiyle 60.000 TL ödeme yaptığını, davalının icra takibini bu ödemeleri düşmeden başlattığını, davalıya 72.190 TL borçları olduğunu ve çekin keşidecisi olmadığından çek tazminatından da sorumlu olmadığını belirterek borcun 60.000 TL’ sinden sorumlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında uzun süreli ticari ilişki bulunduğunu, yapılan ödemelerin takibe konu çeklere mahsus olmadığını önceki borçlara mahsup edildiğini, takibe konu çeklere ilişkin ödeme yapıldığını davacının ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takip tarihi itibari ile davacının davalıya 205,220.85 TL borçlu gözüktüğü ancak 17.02.2016 tarihinde davacı tarafından yapılan 25.000 TL çek ve 35.000 TL nakit tahsilatına istinaden düzenlenen makbuz üzerinde ‘dönen çeklere mahsuben alınmıştır’ yazısı mevcut olduğu, davacının karşılıksız çek tutarına istinaden 60.000 TL ödeme yaptığı, ödeme yapılabilecek başkaca bir çek de bulunmadığı ve takip tutarından da bu tahsilatın mahsup edilmediği, davacı çekin keşidecisi olmadığından TTK 783. maddesi gereği çek tazminatından sorumlu olmayacağı, tacir sıfatına haiz olan davalının çekler ile ilgili ödeme yapılıp yapılmadığını ya da çek tazminatını kimden tahsil edip edemeyeceğini bilebilecek durumda olduğundan icra takibi başlatmakta haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davacının icra dosyasında 60.000 TL asıl alacak ve 12.979 TL çek tazminatı yönünden borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmiştir.
Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dairemizce yapılan inceleme sonucunda; davacı tarafından yapılan 60.000 TL ödemenin davalı tarafça toplam borçtan mahsup edilerek defterine kaydettiği, 17.12.2016 tarihinde yapılan ödemenin takip konusu çeklere istinaden verildiğinin ispat edilemediği davacının davalıdan takip konusu çekler toplamından daha fazla borçlu olduğu ve bu borç miktarına davacının itiraz etmediği, davacı çekin keşidecisi olmadığından TTK 783. maddesi gereği çek tazminatından sorumlu olmayacağı, ilk derece mahkemesi tarafından icra takibinde talep edilen işlemiş faiz yönünden hüküm kurulmamış ise de davalının işlemiş faiz yönünden alacaklı olduğunun kabul edildiği, istinaf yoluna sadece davalı gelmiş olduğundan, aleyhe de bozma ve karar verme yapılamayacağından, bu hususta herhangi bir karar verilmediği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile …Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1106 Esas 2017/1480 Karar sayılı kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile davacının icra takibine konu 12.979,00 TL çek tazminatı yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ait istemin reddine karar verilmiştir.
Dairemiz kararı davacı vekilice temyiz edilmiş ve Yargıtay ….Hukuk Dairesi 11/11/2020 gün ….- …. E.K. sayılı ilamları ile; “davacının 17.12.2016 tarihli makbuzla biri 25.000 TL tutarlı çek diğeride 35.000 TL ‘lik elden ödemede bulunduğu tartışmasızdır. Borçlu takibe konu çeklere mahsuben ödeme yaptığını savunurken alacaklı davalı bu ödemeleri cari hesaba mahsuben alındığını iddia etmektedir. Her iki ödemeyi içeren makbuzda ödemenin ‘’dönen çeklere mahsuben alınmıştır’’ ibaresinin yazılı olduğu görülmektedir. TBK 101. ve 102.maddelerinde ödemelerin nasıl anlaşılması gerektiğine dair düzenleme mevcut olup, bahse konu makbuzda borçlunun “dönen çeklere mahsuben’’ ödeme yaptığı açıklamasına itibar etmek gerekir.
Alacaklının bu çeklerden başka karşılıksız çıkan çekler bulunduğuna dair bir savunması bulunmadığına göre makbuzdaki ödemenin takibe konu çeklere mahsuben yapıldığının kabul edilerek varılacak uygun sonuç çercevesinde bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile hüküm kurulduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.
Dairemizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Somut olayda, 17/12/2016 tarihli makbuzda biri 25.000,00 TL tutarlı çek, diğeri 35.000,00 TL’lik nakit ödemenin dönen çeklere mahsuben alındığı davalı tarafça kabul edilmiştir. Davalı yapılan ödemelerin dava konusu olan çekler dışında başkaca dönen çekler olduğu ve makbuzda belirtilen ödemenin hangi çeklere istinaden alındığı hususunda bir ispat vasıtası sunmamıştır. Bu durumda yapılan ödemenin ….İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasındaki takibin dayanağı … keşide tarihli 66.095,00 TL bedelli ve 15/09/2015 keşide tarihli 66.095,00 TL bedelli dava konusu çeklere istinaden yapıldığının kabulü gerekir.
Açıklanan gerekçe ve bozma ilamı doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davanın kabulü ile, davalı tarafından davacı aleyhine yürütülen ….İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında; 60.000,00 TL asıl alacak, 12.979,00 TL çek tazminatı yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Takibin yapılmasında davalının kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen 72.979,00 TL’nin %20’si olarak hesap edilen 14.595,79 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 4.985,20 TL harçtan peşin alınan 1.024,65 TL peşin harç ve 222,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.738,55 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan (bilirkişi ve posta ücreti olmak üzere toplam) 487,30 TL yargılama gideri ile 1.058,15 TL harcın (dava açılış aşamasında peşin, başvuru, vekalet harcı olmak üzere alınan) ve 222,00 TL tamamlama harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 10.287,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
İstinaf yargılaması ve harç yönünden;
1-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 4.985,20 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 1.246,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.738,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-İstinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından; AAÜT’nin İkinci Kısım, İkinci Bölüm 17/b maddesi gereğince 2.040,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine,
3-Davacı gider avansından karşılanan (Tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam) 131,50 TL Yargıtay ve İstinaf giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile kesin olarak karar verildi.25/02/2021


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır