Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/2023 E. 2023/1341 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/2023
KARAR NO : 2023/1341
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TLILAR : 1-…-…
VEKİLİ : Av. …
2-…
VEKİLİ : Av. …
3-…
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2023
Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2019 tarih, 2016/953 Esas, 2019/1150 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalılardan Mithat KARANFİL’in kullandığı 16 KN 581 plakalı araç ile 29/05/2016 kaza tarihinde Burdur-Antalya yolunda seyir halinde iken kayalıklara çarparak yaklaşık 20 mt sürüklendikten sonra durabildiği kazada iki kişinin hayatını kaybettiğini, davacıların içinde yer aldığı 10 kişinin de yaralandığını, davacıların balayını geçirmek üzere Alanya’da ki Eftalia Splash Oteline gitmek üzere yola çıktıklarını, davacılardan …’in sağ kaşında yarılma olduğunu altı dikiş altıldığını ve kalıcı iz oluştuğunu, kazadan dolayı da yaşadığı stres ve buna bağlı depresif bozukluk teşhisi konularak geçici iş göremezlik raporu verildiğini, davacı …’in ise sol göz kapağında yarılma olup iki dikiş atıldığını, davacılara ilk müdehalenin Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapıldığını, davacıların davalı … şirketine Bursa 10.Noterliğinin 20/06/2016 tarihli ve 22663 yevmiye nolu ihtarnamesi ile başvurarak zararlarının tazminini talep ettiklerini, sigorta şirketi tarafından zarar ödenmediğini, bu nedenle davacıların yaşadığı mağduriyet ve üzüntü sebebiyle 15.000,00 TL’den toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 250,00’şer TL ‘den toplam 500,00 TL maddi tazminatın da yine davalılardan Kayapalı Turizm Ltd Şti, SS Doğa Sigorta Kooperatifi ve Mithat KARANFİL’den kaza tarihi olan 29/05/2016 tarihinden itibaren, davalı … şirketinden ise poliçe limiti ile sınırlı olarak ve ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 28/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 07/11/2019 tarihli oturumda; maddi tazminat istemine ilişkin davayı takip etmediklerini, manevi tazminat yönünden açılan davayı takip etiklerini beyan etmiştir.
Davalı … Karanfil vekili cevap dilekçesi ile; yetki itirazında bulunduklarını, Yetkili Mahkemenin Antalya mahkemeleri olduğunu, ayrıca Antalya 5.Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/242 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını, kazada sürücünün herhangi bir kusurunun olmadığını, Nilüfer Turizm Şirketinin tek şoförle yola devam ettirmesi ve araçtaki bakımın eksik olması, başka bir aracın sıkıştırması gibi etkenlerin kazaya sebebiyet vermesi ve davacıların da emniyet kemeri takmamaları sebebiyle zarar oluştuğunu, davayı kabul etmediklerini, beyan etmiştir.
Davalı Doğa Sigorta Kooperatifi vekili cevap dilekçesi ile; Poliçeden dolayı müvekkili kooperatifin sorumluluğunun, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda kişi başına azami kaza tarihi itibariyle 290.000 TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın kooperatif sorumluluğunda olmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Ltd. Şti. vekili beyan dilekçesi ile; davacıların bilet alarak Bursa Antalya seyahatini yapan kazaya uğradıkları araca bindiklerini, bu açıdan davacılar ile davalı Şirket arasında yolcu taşınması ve Müvekkilinin bu işi meslek edinmiş olması sebebiyle Müvekkil Şirketten hizmet aldıklarını, Bu durumda taraflar arasında tüketici işlemi söz konusu olduğunu, belirterek Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/L maddesine uygun olması ve yine bu sebeple aynı yasanın 73. maddesi uyarınca davaya bakacak görevli yer mahkemesinin Tüketici Mahkemeleri olması sebebiyle Mahkemece davanın görev yönünden reddine ve esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, belirtilen hususlar ve olay tarihi, tarafların kaza dolayısıyla yaralanmaları, olayın oluş şekli, niteliği, yeni evlenen davacıların balayına giderken söz konusu kazayı yaşamış olmaları, kazanın bu sürece olumsuz etkisi, davacı … ‘in yüzünde sabit iz bulunduğuna ilişkin rapor nedeniyle bu izin davacı … bakımından etkileri, tarafların sosyo-ekonomik durumları ile kazanın oluşumundaki kusur durumu nazara alınarak; Davacı … ‘in manevi tazminat isteminin kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminat alacağının kaza tarihi olan 29/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Mithat KARANFİL ve Kayapalı Nilüfer Turizm Ltd Şti’den tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı …’in manevi tazminat isteminin kısmen kabulü kısmen reddi ile 10.000,00 TL manevi tazminat alacağının kaza tarihi olan 29/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Mithat KARANFİL ve Kayapalı Nilüfer Turizm Ltd Şti’den tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar Mithat Karanfil vekili ve Kayapalı Turizm vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … Nilüfer Turizm Sey. Ve Oto. İşlt. Ltd. Şti vekili istinaf dilekçesi ile; Davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden maluliyete ilişkin sağlık raporu alınması gerektiğini,Müvekkili şirketin araç işleten/ adam çalıştıran konumunda olup manevi tazminattan sorumlu olmadığını, ayrıca hükmedilen tazminat miktarının adalete uygun olmadığını ve manevi tazminat miktarı tayininde, yerleşik içtihat gereği gözetilmesi gereken özel şartların değerlendirmeye alınmadığını, gerekçelendirmenin açık ve net yapılmadığını, Davacıların ekonomik durumlarına ilişkin değerlendirme, belirleme yapılmadığını,Kaza esnasında emniyet kemerlerinin takılı olup olmadığı hususunun aydınlatılmadığını, maddi tazminat istemi yönünden 07/11/2019 tarihi itibarıyla davanın tefrik edildiğini, ancak tefrik edilen istem/ miktarın peşin harçtan düşülmeden bakiye peşin harcın tahsiline hükmedildiğini,davacılar bakımından iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, belirterek kararın kaldırılarak itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile; kazanın, müvekkilinin kullandığı aracı başka bir aracın sıkıştırması, tek şoför olarak devam etmek istemediğini şirket yetkililerine söylemesine rağmen şirket yetkililerince şoför temininin sağlanmaması, yine yola çıkmadan eskimiş ve yıpranmış olan arka lastiklerin değiştirilmesi söylenmesine rağmen şirket yetkililerince değiştirilmemesi nedeniyle arka lastiğin mıcıra kapılarak yoldan hendeğe düşmesi sonucu gerçekleştiğini, yine yolcuların zorunlu olmalarına rağmen emniyet kemeri takmamaları nedeniyle de bu kazanın bilançosunun ağırlaştığını, bu nedenlerle, bu kazanın gerçeklemesinde ve ağır sonuçlarının olmasında sadece Nilüfer Turizm isimli firmada talimatla şoför olarak çalışan müvekkilinin tek başına kusurlu olduğunun kabul edilemeyeceğini, kaza olmaması için gerekli önlemleri alma yükümlüğünün müvekkilinin çalıştığı şirket olan Nilüfer Turizm şirketinde olduğunu, müvekkilinin asgari ücretle çalışan , taşınmazı ve aracı olmadığını, davacıların dilekçelerinde talep ettikleri, yerel mahkemenin ise hükmettiği manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, bu nedenlerle kararının müvekkili lehine bozulmasına karar verilmesini,talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabul/kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalılar vekilleri ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacılar vekili müvekkillerinin yolcu olarak bulundukları otobüste seyahat ettikleri sırada meydana gelen kaza nedeniyle yaralanmalırından dolayı maddi ve manevi zararın tazmini için eldeki davayı açmışlardır.
Yargılama sırasında son oturumda davacılar vekili maddi tazminat istemlerine ilişkin davayı takip etmediğini bildirmiş, davalılar vekilleri de davacının takip etmediği maddi tazminat davasını takip etmediklerini bildirmişlerdir.
Mahkemece; Maddi tazminat istemi yönünden takipsiz bırakılan davanın eldeki dava dosyasından tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesine ve davanın takip edilmemesi nedeniyle süreç tefrik edilen dosya üzerinden değerlendirmeye alınmasına dair verilen karar duruşma zaptına ara karar olarak yazılmıştır.
Davacılar vekili, davacıların yolcu olarak bulunduğu otobüsün davalı sürücü Mithat Karanfilin kayalıklara çarpması sonucu meydana gelen kazada davacıların yaralandığını belirterek, otobüsünün işleteni ve sürücüsü ve sigorta şirketi olan davalılardan manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu hali ile davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Taşıma sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş ise de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesinde tüketici; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”, 3/ı maddesinde tüketici işlemi ise; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
HMK’nın 1. maddesinde, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği belirtilmiştir. Ayrıca HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, HMK’nın 115. maddesi hükümleri gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığı, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gereken hususlardandır.
Bu durumda davanın, davacı yolcuların , davalıların sürücü ve işleteni ve sigorta edeni olduğu otobüsün tek taraflı trafik kazası yapması sonucunda yaralanmasından doğan manevi tazminat istemine ilişkin olması, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması ve davacının da tüketici vasfına sahip olması, davacı yolcu ile davalı taşıyan arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması nedeniyle, davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olması ve uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek karar verilmesi isabetsiz olmuştur .
Bununla birlikte dava dilekçesinde manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edilmesine rağmen, davalı Doğa Sigorta Kooperatifi hakkında karar verilmemesi ve hüküm başlığında gösterilmemesi de doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-3 ve m. 355 hükümleri uyarınca esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin kamu düzeni ilkesi uyarınca re’sen gözetilen sebeplerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesi karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalılar vekillerinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan istinaf karar ve ilâm harcının istinaf eden tarafa talep halinde ilk derce mahkemesince iadesine,
4-İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

…alıdır