Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1978 E. 2023/1337 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1978 – 2023/1337
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1978
KARAR NO : 2023/1337

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/09/2020 tarih, 2018/1739 Esas, 2020/419 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 2014-Ocak/2018-Ocak arasında yönetim kurulu üyeliği/başkanlığı yaptığını, şirketin tüm yönetim kurulu toplantılarına katılmış olup gerek kendi işinden gerekse özel yaşantısından vakit ayırarak emek ve mesaisini şirket için kullandığını, ayırdığı zaman ve emek karşılığında şirket tarafından ödenmesi gereken huzur hakkı adı altındaki ücretlerin genel kurul kararları ile belirlenmiş olmasına rağmen ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkil şirketin esas sözleşmesinde huzur hakkı alacağına ilişkin herhangi bir madde bulunmadığı gibi yönetim kurulu üyeleri için huzur hakkı veya ücret alacağını içeren bir genel kurul kararının da mevcut olmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliller doğrultusunda, davalı şirketin şirkette yönetim kurulu başkanı olarak görev yapacak kişilere huzur hakkı ödeneceğine dair ana sözleşmesinde huzur hakkı ile ilgili bir hüküm bulunmadığı gibi bu konuda alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; huzur hakkı ödemesine ilişkin ana sözleşmede aksine bir düzenleme bulunmadığı ve genel kurul kararında kaldırılmadığı ve değiştirilmediği sürece huzur hakkı ödemesi yapılması gerektiği konusunda Yargıtay 23 HD’nin kararlarının bulunduğunu, angarya yasağı çerçevesinde müvekkilinin görev yaptığı döneme ilişkin ücret takdir edilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı, davalı şirketin yönetim kurulunda yer aldığı dönemde sarf ettiği zaman ve emek karşılığında şirket tarafından ödenmesi gereken huzur hakkı adı altındaki ücretlerin ödenmediğinden alacağın tahsilini istemiş, davalı ise, huzur hakkı alacağına ilişkin şirket ana sözleşmesinde bir hüküm olmadığı gibi bu hususta alınmış bir genel kurul kararının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK.’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosya kapsamından; davalı şirketin 14.04.2015 tarihinde ticaret siciline tescil ile kurulduğu, davalı şirketin kuruluşundan 2018 yılına kadar davacının yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı, anılan döneme ilişkin olarak huzur hakkı alacağının talep edildiği anlaşılmakla uyuşmazlık huzur hakkı alacağının kouşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 394. maddesinde, yönetim kurulu üyelerine tutarı esas sözleşme veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebileceği hükmü düzenlenmiştir. Esas sözleşmede aksine hüküm yoksa yönetim kurulu üyelerine hazır oldukları her toplantı için verilen ücrete huzur hakkı denilir. Huzur hakkı her toplantı için ayrı ayrı belirlenebileceği gibi aylık olarak belirli bir ücret biçiminde de tespit edilebilir. Miktarı esas sözleşme veya genel kurul kararı ile tespit edilebilir. Genel kurul bu yetkisini hiçbir kişi veya kurula devredemez. Başka bir ifadeyle huzur hakkının tespiti hususunda esas sözleşme veya genel kurul kararı dışında üçüncü bir seçenek bulunmamaktadır. Örneğin, esas sözleşmede tespit edilmemiş ve genel kurulda da bu konuda karar alınmamışsa huzur hakkı yönetim kurulunda tespit edilemez (Pulaşlı, Hasan, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Ankara 2021, 7. Baskı, s.433).
Bu açıklamalar ışığında; somut olayda yönetim kuruluna huzur hakkı ödeneceğine ilişkin şirket ana sözleşmesinde herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi bu hususta alınmış bir genel kurul kararı da bulunmadığından ilk derece mahkemesince davanın reddinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi gereğince, esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinden olan 5,5 TL nin davalının gider avansından karşılandığından bu masrafın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 21/09/2023