Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1976 E. 2023/1328 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1976
KARAR NO : 2023/1328

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020
NUMARASI : 2016/68 Esas, 2020/455 Karar

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : .. : Alacak
KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023

Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/09/2020 tarih, 2016/68 Esas, 2020/455 Karar
sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, Davacı müvekkilinin 23/06/2009 tarihinde daire satış vaadi sözleşmesi başlıklı bir sözleşme ile davalı kooperatiften 2433 ada, 1-2 parsel üzerine yapılacak A blok 15 nolu dairesini anahtar teslimi üyelik yoluyla satın aldığını, daire karşılığında davalı kooperatife 90.000 TL ödediğini ve kooperatif yönetim kurulunan 23/06/2009 tarih, 279 nolu kararı ile kooperatife üye yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre dairenin mutfak dolapları, kombi cihazı ve oda parkeleri satın alan tarafından yaptırılacağını, bunun dışında daire diğer dairelerle aynı özellikte yapılarak, davalı kooperatif tarafından davacıya teslim edileceğini, davacı dışında bazı kişilerin davalı kooperatiften aynı şekilde anahtar teslimi üyelik aldıklarını, davalı kooperatif tarafından davacıya teslim edileceğini, davalıdan anahtar teslimi üyelik alan tek kişinin davacı olmadığını, davacı ve diğer bazı anahtar teslimi üyelik alanların kooperatife halen borçlarının olduğu iddia edilerek haklarında icra takibi yapılmış ise de bu üyelerden bazılarına üyeliklerine karşılık gelen daireler teslim edildiğini ve tapularının verildiğini, bu üyelerden bilinenlerin …, Vijdan Çavuşoğlu, Mustafa Çavuşoğlu olduğunu, dairelerin teslim alan bu üyelerin su aboneliklerini de aldıklarını, üye Mustafa Çavuşoğlu 14/11/2012, üye … 30/04/2013 ve üye Vijdan Çavuşoğlunun 25/06/2014 tarihinden itibaren su abonesi olduklarını, dairelerini teslim alan üyelerle her konuda aynı durumda olan davacıya ise ne dairesi ne de tapusunun verilmediğini, davacının dairesinin bulunacağı bloğun hala temel konumda olduğunu, bazı üyelerin ise su aboneliklerini 2010 yılında aldıklarını, örneğin üye Erdoğan Kolaycanın 08/10/2010 tarihinde su aboneliğini yaptırdığını, bunun da üyenin 2010 yılından bu yana dairesini teslim alıp kullandığını gösterdiğini, anahtar teslimi olarak peşin para ile üyelik alan davacının davalı kooperatife hiçbir borcunun bulunmadığını, davalı kooperatifin davacının peşin para ile üyelik alan davacının davalı kooperatife hiçbir borcunun olmadığını, davalı kooperatifçe hukuka aykırı bir şekilde davacının kooperatife borcu olduğu ileri sürülebilir ise de davacı ile aynı durumda olan ve halen itirazın iptali davası devam eden üyelerin varlığı ve bu üyelere dairelerinin ve tapularının teslim edildiği dikkate alındığında yine üyeler arasında eşitsizliğe yol açacak bir uygulamanın davalı kooperatif tarafından yapıldığının aşikar olduğunu, kooperatife peşin para ile üye olan ve belirli bir daireyi anahtar teslimi şeklinde 2009 yılında satın alan davacının bazı üyelere 2010 yılından bu yana dairelerinin teslim edilmeye başlanmış olması nedeniyle ilk aboneliğin yaptırıldığı 2010 yılı 10.ayından bu yana hak kaybına uğradığının sabit olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2011 yılı için 7.200 TL, 2012 yılı 8.400 TL, 2013 yılı içcin 9.600 TL, 2014 yılı için 10.800,00 TL 2015 yılı için 12.000 TL olmak üzere toplam 48.000 TL kira bedelinin davalıdan tahsiline; bu miktarın 7.200 TL’sine 31.12.2011 tarihinden itibaren, 8.400 TL’sine 31.12.2012 tarihinden itibaren, 9.600 TL’sine 31.12.2013 tarihinden itibaren, 10.800 TL’sine 31.12.2014 tarihinden itibaren, 12.000 TL’sine 31.12.2015 tarihinden itibaren yasal faiz vürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının da diğer üyeler gibi davalı kooperatifin üyesi olduğunu, nitekim bizzat davacı tarafından sunulan 23/06/2009 tarih ve 279 sayılı kararın da bu hususun açık delili olduğunu, davacının dayandığı adi yazılı daire satış vaadi sözleşmesini şeklen geçersiz olduğunu, davacı yanın kooperatif üyesi olduğu halde bu ortaklıktan doğan asli yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ödenmeyen aidat borcu nedeniyle taraflar arasında Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/247 esas sayılı dosya ile itirazın iptali davasının görülmekte olduğunu, davacı taraf gibi hem ödeme yapmayıp hem de daireyi isteyen 15 üye hakkında ise hukuki yollara başvurulduğunu, davacının talebinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliller doğrultusunda, davacı peşin satış suretiyle kooperatif üyesi olan ve aidat ödemeyen bazı üyelere dairelerinin teslim edildiğini ancak kendisine teslim edilmemesi sebebiyle kira kaybı bedeli talep edilmekle, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/68 Esas sayılı dosyada 2433 ada, 1-2 parsel üzerine yapılacak A blok 16 nolu daire yönünden düzenlenen 15/11/2017 tarihli rapor ve Bursa BAM 5. Hukuk Dairesinin 2018/916 Esas ve 2020/63 Karar sayılı ilamında açıkça vurgulandığı üzere, iş bu eldeki aynı blok 15 nolu daire yönünden de davacı ile aynı durumda olan üyelere dairelerin teslim edildiğinden davalının eşitlik ilkesine aykırı davrandığı kanaatine varılmakla 13/07/2018 tarihli bilirkişi rapor ve 04/05/2020 tarihli bilirkişi heyetinin ek raporunda, 600 TL kira ücretinin belirlendiği ve yurt içi üretici fiyat endeksine göre artırılan kira kaybı üzerinden yapılan hesaplamaya itibar edilerek, davacının talepte bulunduğu 2011 yılı için 7.200 TL, 2012 yılı için 8.001,60 TL, 2013 yılı için 8151,84 TL, 2014 yılı için 9025,80 TL ve 2015 yılı için 9.321,60 TL olmak üzere toplam 41.700,84 TL kira gelir kaybı doğduğu, dava tarihinden önce davalının temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 41.700,84 TL kira gelir kaybı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
A-Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen kira kayıp bedelinin gerekenin çok altında olduğunu, benimsenen bilirkişi raporunda iki farklı miktar belirlenmiş olmasına rağmen mahkemece sadece düşük miktarlı olana itibar edilmesinin doğru olmadığını ve bu kanaate nasıl varıldığının gerekçeli kararda açıklanmadığını, dava dilekçesinde ecrimisil alacağının her dönem sonundan başlayarak kademeli olarak yasal faiz işletilmesi talep edildiği ancak mahkeme kararında bu talebin reddedilerek dava tarihinden itibaren faize hükmedildiğini, oysa haksız fiil olan ecrimisilde ayrıca temerrüde düşürmeye gerek olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
B-Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacının dayanadığı daire satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu gibi bu hususta imza inkarı yönünden inceleme yapılmadığını, ayrıca kooperatif üyeliğine ilişkin hususlarda karar alma yetkisini haiz Kooperatif Genel Kurulu’nun “Anahtar Teslimi Satış yapılmasına ve başkaca herhangi bir aidat bedeli alınmasına yer olmadığına” ilişkin açık bir kararı olmaksızın yönetim kurulunun böyle bir sözleşmeyi imzalama ve taşınmaz satma yetkisinin olmadığını, davacı yalnızca kooperatife ortak olarak kabul edildiğini, bu doğrultuda Genel Kurulca, anahtar teslimi satış yapılarak başkaca herhangi bir aidat bedeli alınması gerekmediği şeklinde Yönetim Kurulu’na yetki verilmediğinden bu karar daire satışını değil sadece kooperatif ortaklığına kabul sonucunu doğurduğunu, kooperatife karşı akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacı ortağın teslim etme hakkı henüz doğmamış olduğundan, tescil talep hakkının da bulunmadığından kira kaybı alacağından söz edilemeyeceğini ayrıca 04.05.2020 tarihli bilirkişi ek raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuşsa da, dosyanın ara karar tarihi itibariyle bilirkişilik yapmaktan yasaklı olan hukukçu bilirkişiye tevdinin usulsüz olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, kooperatif ortağı olan davacıya teslim edilmeyen daireden kaynaklı kira kaybı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının davalı kooperatif üyesi olduğu, davacıya konut tahsis edilmediği çekişmesizdir. Uyuşmazlık, kendisine konut tahsis edilmeyen davacının tazminat talep edip edemeyeceği noktasında toplanmıştır.
1163 sayılı Kanun’un 23. maddesinde; “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler” ifadesine yer verilmiştir. Davacı peşin bedelli üye ise peşin bedelli üyeler ile, normal statüde üye ise normal statüde olan üyeler ile karşılaştırma yapılarak eşitlik, üyeliğin kendi statüsü içerisindeki emsal üyeler esas alınarak sağlanmalıdır. Kooperatifler hukukunda mutlak değil, nispi eşitlik ilkesi geçerlidir. Eşitlik ilkesi gereği tüm ortaklara konut tesliminin aynı tarihte ve emsal üyelerin ödemeleri nazara alınarak aynı nitelikte yapılması gerekir. O halde, kooperatifin diğer üyelerinden davacı ile aynı konumda olup kooperatife bağımsız bölümünü teslim alıp yararlanmaya başlayan üyelerin varlığının tespiti halinde eşitlik ilkesi uyarınca davacının da aynı süre zarfında kira bedeli isteyebileceğinin kabulü gerekir.
Somut olayda, davacı kendisi gibi peşin satış suretiyle kooperatif üyesi olan ve aidat ödemeyen bir kısım (Vijdan Çavuşoğlu, Mustafa Çavuşoğlu, …, Nebahat Vatansever gibi) üyelere dairelerinin teslim edildiği ileri sürülmüş olup bu husus davalı kooperatif tarafından inkar edilmediği gibi davacısı Çiğdem Turan tarafından davalı kooperatife karşı açılan benzer dava dosyasında Dairemizin 2018/916 Esas ve 2020/63 Karar sayılı ilamında da açıkça ortaya konulduğu üzere, davacıyla aynı konumda olan bir kısım üyelere dairelerinin teslim edildiğinin kabul edildiği, dava konusu taşınmazın ve ona emsal nitelikteki yakın konumdaki taşınmazların konumu, sosyal donatı alanlarına uzaklığı, dairenin kullanılabilir alanı, manzara etmeni gibi kira değerini etkileyebilecek hususlar nazara alındığında kira ücretinin 2011 yılı itibariyle aylık 600 TL üzerinden ÜFE endeksine göre artırılan kira bedeline göre kira kaybının tespitinde isabetsizlik bulunmadığı, davalı kooperatifin davacıya karşı sorumluluğu, ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığı, dolayısıyla somut olayda haksız fiil sorumluluğu bulunmadığı, davalının davadan önce temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, hukuki değerlendirme hakime ait olup bilirkişi görüşü ile bağlı olmadığı anlaşılmakla; taraflar vekillerinin ilk derece mahkemesinin kararına yönelik istinaf başvurularının esastan reddi gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle, taraflar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45‬ TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.848,58‬ TL istinaf karar ve ilâm harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 713,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.135,58‬TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin tarafların üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talepleri halinde iadesine,
5-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 21/09/2023


Başkan

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Katip

e-imzalı