Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1971 E. 2021/1852 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO : ………………

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI : ……. Esas, ………… Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
Uluyol Güven Sk.No.2/12 Osmangazi/ BURSA

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/12/2021

Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 tarih, …..Esas, …………. Karar
sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müteveffa……..’ye müvekkili Halk Bankası Uludağ Şubesi tarafından kredi tahsis edildiğini, kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını,………’nin mirasını mirasçısının reddetmemiş olmasına rağmen kullandırılan kredi borcunun ödenmemesi sebebiyle Bursa 22.Noterliğinin 3968 yevmiye nolu ihtarnamesi ile borcun ödenmesi için borçluya ihtar gönderildiğini, borçlu mirasçı tarafından Bursa 22. Noterliğinin 3968 yevmiye nolu ihtarnamesine rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle müvekkili banka adına alacağın tahsili amacıyla Bursa 18. İcra Müdürlüğünün ……esas numaralı dosyası ile yapılan icra takibine borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiş olduğundan Bursa 6. Tüketici Mahkemesi ……….. esas, ……. karar sayılı 04/04/2017 tarihli ilamıyla davanın öncelikle sigorta şirketine karşı yöneltilmesi gerektiğinden reddine karar verildiğini, söz konusu Bursa 6. Tüketici Mahkemesinin …….. esas sayılı dosyasının İstanbul BAM 18. Hukuk Dairesi Başkanlığı tarafından sigorta poliçelerinin üzerinde bankanın adına dain ve mürtein kaydı yazılı olduğunu, sigorta şirketinin olumsuz yanıta karşı hukuki yollar davacı müvekkili banka tarafından tüketilmeden mirasçılara karşı takip başlatılamayacağı gerekçesiyle onandığını, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilerek alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın hayat sigortasına ilişkin olduğunu, yetki kuralı gereğince davanın kesin yetkili İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, sigortalıya ilişkin talep ve temin edilen belgelerin incelenmesi sırasında davacılar murisi sigortalının sigorta öncesinden gelen kalp hastalığının bulunduğu ve bu hastalığa bağlı olarak vefat ettiğinin anlaşıldığını, davacının kendisinde var olan teşhis ve tedavi gördüğü ölümüne neden olan kalp hastalığını beyan etmediğini, yine söz konusu hastalıklarla ilgili olarak müvekkili şirkete herhangi bir bildirim yapılmadığını, TTK 1435 ile TTK 1439 maddeleri uyarınca sigorta öncesinden gelen ve vefata neden olan beyan edilmeyen kalp hastalığı nedeniyle sigorta tazminatının reddinin hukuka uygun olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, dava dışı müteveffa………..’ nin kullandığı kredi sebebiyle davalı … …….. A.Ş ile düzenlenen hayat sigorta sözleşmesi kapsamında müteveffanan poliçenin düzenlenmesinden sonra kalp krizi geçirerek vefat ettiği, Davalı, müteveffada mevcut bulunan kalp hastalıklarının gizlenmesi nedeniyle poliçe kapsamında sorumlu olmadığının, savunulduğu, sigortalının doğru beyan yükümlülüğü kapsamında, sigorta ilişkisinin kurulmasından önce sigortalı muriste bulunan ve sigortacıya bildirilmeyen kalp hastalığı ile ölüm rizikosu arasında illiyet bağının olup olmadığı konusunda düzenlenen 27/07/2020 tarihli kardiyoloji, bankacı ve sigortacı bilirkişinin raporunun ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli olduğundan itibar edilerek, 09/09/2013 tarihli sigorta poliçelerinin düzenlenmeden önce kendisinde mevcut iskemik koroner arter hastalığı olduğunu bildiği, ölümü kardiyojenik şok ve ventrikül fibrilasyonu sonucunda gerçekleştiği ve illiyet bağının olduğu, bu hastalıkların davalıdan gizlendiği doğru beyan yükümlülüğüne aykırı davranıldığından davalının sorumlu olmadığı anlaşılmakla davanın reddine ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/5286 Esas ve 2019/6643 Karar sayılı Kararında da vurgulandığı üzere, kalp yetmezliğine dair doğru beyan yükümlülüğüne aykırı sebebiyle davanın reddi gerekir.) karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Müteveffa …….. nin müvekkili bankanın uludağ şubesinden kredi kullandığı,……..’nin vefatından sonra mirasçılarına ihtarname gönderildiği, buna rağmen ödeme yapılmadığını, bankanın alacağının tahsili amacıyla Bursa 18.İcra Müdürlüğü ……. E. Sayılı dosyasıyla mirasçılara karşı icra takibi yaptığını ancak mirasçıların icra dosyasına itiraz ettiğinden Bursa 6.Tüketici Mahkemesi’nin …………E. Sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açıldığını, Mahkemece öncelikle sigorta şirketine başvurmaları gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verildiğini, Müvekkil bankanın alacağı sabit olup;alacağı tahsil etmek amacıyla sigorta şirketine başvurulduğunu, davalı sigorta şirketinin müteveffanın beyan yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle ödeme yapmadığını, bunun üzerinde davalı sigorta şirketine bu davanın açıldığını, Müteveffanın beyan yükümlülüğünü ihlalinin söz konusu olmadığını, Müteveffa kredi kullanırken bildiği kadarıyla evrakları doldurduğunu, Müteveffanın yaşı ve eğitimi de bu durumu gösterdiğini, Davalı sigorta şirketinin gerekli özeni göstermediğini, ve basiretli davranmadığını, Mahkemece bu durum dikkate alınmadan ve incelenmeden eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu belirterek yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, hayat sigortasından kaynaklı sigorta tazminat bedeli talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi mütevvafanın poliçe tanzimi sırasında var olan bir hastalığını bildirmeyerek beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, murisin ölümüne neden olan hastalık ile bildirilmeyen hastalık arasında illiyet bağı mevcut olduğunu iddia etmektedir.
Dosya kapsamından, mütevvafanın ölümüne kardiyojenik şok- ventrüküler fibrilasyon’un neden olduğu, müteveffanın poliçe tanziminden öncesinde hastalığının bulunduğu sabittir. mütevvafa bu hastalıklarını bildirmemiştir.
TTK’nun 1435. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre; sigorta şirketinin sorusu üzerine veya herhangi bir soru sorulmadan sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki beyan yükümlülüğüne uymamanın sonuçları ise, aynı Kanun’un 1439/2 maddesinde belirtilmiş olup dava dışı müteveffa tarafından imzalanan sağlık beyan formunda, kalp hastalığı olup-olmadığı sorulmuş, sigortalı muris tarafından bu sorulara olumsuz cevap verilmiş, poliçeden önce mevcut olan hastalıkları bildirilmemiştir. Müteveffanın poliçe öncesinde mevcut rahatsızlıkları için muhtelif tarihlerde tedavi gördüğü ve ilaç kullandığının, uzman bilirkişi heyeti tarafından tespit edildiği de dikkate alındığında, beyan yükümlülüğüne aykırılığın mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, ilk derece mahkeme gerekçesinde dayanılan deliller ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, müteveffanın poliçe tanzimi sırasında kalp hastalığının olmadığını belirttiği, poliçe öncesi müteveffaya İskemik kroner arter teşhisi konduğu, ölüm ile bildirilmeyen hastalık arasında illiyet bağı bulunduğunun konusunda uzman bilirkişiler tarafından tespit edildiği, TTK’nın 1435. maddesinde düzenlenen bilgilendirme yükümlülüğüne aykırı davranıldığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacının istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 23/12/2021


Başkan

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Katip

(e-imza)