Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1956 E. 2023/1191 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1944
KARAR NO : 2023/1189
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2020
NUMARASI : 2018/1646 Esas, 2020/624 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/07/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/10/2020 tarih, 2018/1646 Esas, 2020/624 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2018/12113 esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin davacı şirkete 110.907,68 Tl borcunun olduğunun sabit olduğunu,taraflar arasında fason-boya -apre işlemi nedeniyle ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin, davalı borçlunun göndermiş olduğu ham kumaşların boyamasının ve apre işlemini gerçekleştirdiğini, 2015 yılından bu yana devam etmiş olan ticari ilişkiye ilişkin cari hesap ekstresi , dava konusu olan fason boyama işlemine ilişkin faturalar, sevk irsaliyeleri ve imzalı çeki listelerini sunduklarını, Ayrıca davacı müvekkilinin söz konusu takip ile ilgili alacağına dair tüm kayıtların usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde de mevcut olduğunu, davalı şirketin icra takibine yönelik yapmış olduğu itirazın tek amacının icra takibini durdurmak olduğunu, itirazın iptali neticesinde cari hesap alacağının tahsilinin imkansız hale geldiğini, öncelikle ihtiyati haciz kararı verilmesini, belirterek açılan işbu davanın kabulü ile Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2018/12113 sayılı icra takip dosyasında yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacak likit ve davalı kötüniyetli olduğundan davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında davaya konu alacakla sınırlı olarak yapılan herhangi bir sözleşme ya da mutabakat bulunmadığını, davacının yapmış olduğu işin niteliği gereği boyama işlemini yapabilmesi için müşterisi olan firmalardan bu konuyla ilgili düzenlenen ve firma yetkilisi tarafından imzalı sevk irsaliye ve talep formlarının ve ardında da boyaması yapılacak kumaşların öncelikle kendisine ulaşması gerektiğini, davaya konu ticari işle ilgili olarak tek taraflı düzenlenen bu belgelerin, 2016 tarihli olduğu halde davacı tarafça kesilen davaya konu iki adet faturanın ve fatura içeriğindeki kumaşların herhangi bir teslim alan imzası dahi taşımayan fiili sevk irsaliyesi tarihlerinin 2018 yılı olarak gösterildiğini, Bununla birlikte, söz konusu kumaşların ,Yüksek tonajlı ve oldukça hacimli yer kaplayan havaleli top kumaşlar olduğunu, bu kumaşların “ ambar ,kargo firmaları ..vb” ile, taşıma ve muhatabına teslim edilme işlemini yazılı olarak ispat edebilecek şekilde sevk edilmesi gerektiğini, iş bu hususun tacir olmanın da bir gereği olduğunu, Dolayısıyla davacı tarafın ,bu konuyla ilgili olarak dava dosyası içine herhangi bir yazılı belge,teslim tesellüm tutanağı vb.. sunamadığı gibi,dava dilekçesi ekinde sunduğu ve 2016 tarihli “çeki liştesi”ni tek taraflı olarak düzenlediğini ve üzerinde bir takım imzaların bulunduğunu, ancak bu imzaların teslim eden mi,onaylayan mı yoksa teslim eden mi olduğunun da belli olmadığını, belgelerin davalı müvekkili ile ilgisi bulunmadığını, davaya konu ticari işle ilgili olarak tek taraflı düzenlenen bu belgelerin, 2016 tarihli olduğu halde,davacı tarafça kesilen davaya konu iki adet fatura ve içeriğindeki kumaşların herhangi bir teslim alan imzası dahi taşımayan fiili sevk irsaliyesi tarihlerinin 2018 yılı olarak gösterildiğini,Ayrıca, iş bu davaya konu edilen 20.10.2018 tarihli cari hesap ekstresini de kabul etmediklerini, bu ekstrede yer alan ve davalı müvekkilinden geldiği yazılı olan ” 7.000 TL’lik havale”‘nin de davalı tarafından yapılmamış olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davacı tacirin davalıya mal sattığı, faturaların düzenlendiği ancak bedelin ödenmediği ileri sürülmekle, taraflar arasında TTK m. 89. anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, tarafların ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğu anlaşılmakla davacının düzenlediği 02/10/2018 tarihli 65.334,43 TL bedelli fatura ile 02/10/2018 tarihli 45.573,25 TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığından davacının fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin ispatla yükümlü olduğu, Davacı tarafından 02/10/2018 tarihli 65.334,43 TL bedelli fatura ile 02/10/2018 tarihli 45.573,25 TL bedelli faturaya ait çeki listeleri ve mal teslim belgelerinin sunulduğu, bu belgelerden 07/11/2016 tarihli 314 ve 322 parti, 3.321, 74 TL, ve 3.406,35 TL bedelli malların davalı … imzası ile bizzat teslim alındığı, 18/11/2016 tarihli 312 parti 3,300,56 TL bedelli malın ise davalının sigortalı çalışanı Harun Sağlam tarafından teslim alındığı anlaşılmakla 10.028,65 TL ile davalı defterlerinde kayıtlı cari hesap ekstresinde bakiye 437,25 TL alacak olmak üzere toplam 10.465,9 TL alacağın ispat edildiği, davacının bakiye alacağının dava konusu faturalara ait çeki listeleri ve mal teslim belgelerinde adı geçen kişilerin davalının yetkilisi ve çalışanı olduğunun sunulan deliller ile ispat edilemediğinden bu kısım yönünden davanın reddine,karar verilmesi gerektiği ,ayrıca alacağın fatura alacağı olduğu, alacağın likit olduğu, icra takibine itirazda haksız olduğu ve koşullarının oluştuğu gerekçesi ile ;
– Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının Bursa 4. İcra müdürlüğünün 2018/12113 esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 10.465,90 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
İ.İ.K nın 67 maddesi uyarınca icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan alacağın %20 olan 2.093,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından borçlu davalıya yapılan teslimlere ilişkin faturalar, çeki listeleri ve sevk irsaliyelerinin sunulduğunu, İşbu evrakların üzerinde imzası bulunan şahısların isim isim bildirildiğini, mahkeme tarafından bahse konu şahısların davalı şirkette çalışan olmadığı iddiasının kabulüyle hüküm kurulmasının eksik incelemeye dayalı olduğunu,sunulan belgelerin resmi belgeler olduğunu, yetkilisi olmayan şahıslarca davalı şirket adına imza atılmasının ise müvekkilinin değil davalının kötü niyetinden kaynaklandığını, müvekkili şirketin, davalı ile aralarında mevcut 2015 yılından bu yana süregelen ticarette güven ilişkisi çerçevesinde ”davalı şirket çalışanı’ sıfatıyla teslim ve sevkiyatta bulunduğunu, bahse konu şahısların bir kısmının davalı firmanın nakliye işlemlerini yürüten sair firmalarda çalışan olduklarını öğrendiklerini, ancak mahkemece fatura, çeki listesi ve sevk irsaliyelerinde adı geçen Erdoğan Uludağ, İrfan Aygül, Şenol Vatan, Selçuk Vatansever ve İrfan Ayası isimli şahısların kimlik bilgilerinin araştırılması, davalı şirket ile bağlantılarının aydınlatılması ve hatta bahse konu şahısların dava süreci içerisinde bizzat dinlenilmesi gerekirken yalnızca SGK Kayıtlarına göre davalı çalışanı olmadıklarından bahisle davanın ispat edilemediğine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkil şirketin ticari defterlerini usulüne uygun bir biçimde tuttuğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, Erdoğan ULUDAĞ isimli şahsın ticari ilişki süresi boyunca kendisini HRM TEKSTİL yetkilisi olarak tanıttığını ve bu suretle davalı adına 2015 yılından bu yana ticari faaliyeti bizzat gerçekleştirdiğini, Erdoğan Uludağ’ın, davalı …’in kız kardeşi Esra Uludağ’ın eşi olduğunu, davalı tarafından Erdoğan Uludağ ve İrfan Aygül’ün kendileri tarafından tanınmadığı, şirket çalışanları olmadığı iddia edilmekte ise de bilirkişi raporuna göre davalı şirket kayırlarında da yer alan 24.05.2016 tarihli ve 126150 nolu 26.020,68 TL bedelli faturanın Erdoğan Uludağ tarafından imzalandığını, ekinde mevcut çeki listelerinde ise malların İrfan Aygül tarafından teslim alındığının açıkça görüldüğünü, davalının tüm bu kötü niyetli eylemlerinin, bilirkişi raporu ile de sabitken yerel mahkemece göz ardı edildiğini, eksik inceleme ile hükmolunan kararın yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılması ve davalı firma tarafından faturaların kabul edilmediği ancak tablolarda detaylı bir şekilde belirtildiği gibi mal teslimine ait dökümlerde davalı … ve davalı firma sigortalı çalışanı Harun Sağlam’ın isim ve imzalarının bulunduğunun tespit edilmesi nedeniyle davalının davaya konu faturalara ilişkin müvekkiline hiçbir şekilde mal teslimi olmadığına yönelik beyanının gerçeği yansıtmadığı, bizzat davalının ve sigortalı çalışanının mal tesliminde imzalarının tespit edilmiş olması ile sabit hale geldiğini, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,kararın kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava,Cari hesap alacağı nedeniyle yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İtirazın iptaline konu Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2018/12113 sayılı icra takip dosyasında; alacaklı OTTOMAN Boya -Apre ..A.Ş tarafından borçlu …-HRM Tekstil aleyhine 111.344,93 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borcun kaynağı olarak Cari Hesap Ekstresi gereği ödenmeyen borç yekünü şeklinde gösterildiği, borçlunun süresinde borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği , alacaklı davacı tarafından hak düşürücü sürede eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların ticari defter ve belgelerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, Davacının ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı, sahibi lehine delil teşkil ettiği, davalı firma ile davacı şirket arasında mal hizmet alım satımına ait yazılı bir sözleşme olmadığı, tarafların açık hesap çalıştığı, taraflar arasında 07/10/2015 tarihinde başlayan ticari bir ilişkinin olduğu, davacı şirket tarafından davalı firmaya 2015-2016 yıllarında fason boya apre işlemi hizmeti verildiği, davalı firma tarafından davacı şirkete 2017 yılında kumaş satışı yapıldığı, davacı şirket tarafından davalı firmaya düzenlenen ve icra takibinin esas tutarını oluşturan 02/10/2018 tarih, 65.334,43 Tl bedelli ve 02/10/2018 tarih, 26923 nolu 45.573,25 Tl bedelli toplam 110.907,68 Tl faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı firma ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı şirketin davalı firmaya düzenlediği 02/10/2018 tarihli faturaların dikkate alınması durumunda davacı şirketin davalı firmadan 111.344,93 Tl alacaklı olduğu, davacı şirketin davalı firmaya düzenlediği 02/10/2018 tarihli faturaların dikkate alınmaması durumunda davacı şirketin davalı firmadan 437,25 TL alacaklı olduğu mütalaa edilmiş, raporda 02/10/2018 tarih, 65.334,43 Tl bedelli ve 02/10/2018 tarih, 26923 nolu 45.573,25 Tl bedelli faturalara ait çeki listelerinin ve mal teslimine ait dökümlerin tablo halinde incelendiği, bu tabloya göre ; mahkemece 07/11/2016 tarihli 314 ve 322 parti, 3.321, 74 TL, 3.406,35 TL bedelli malların davalı … imzası ile bizzat teslim alındığı, 18/11/2016 tarihli 312 parti 3,300,56 TL bedelli malın ise davalının sigortalı çalışanı Harun Sağlam tarafından teslim alındığı kabul edilerek 10.028,65 TL ile davalı defterlerinde kayıtlı cari hesap ekstresinde bakiye 437,25 TL alacak olmak üzere toplam 10.465,9 TL alacağın ispat edildiği gerekçesi ile itirazın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında 2015 tarihinden itibaren ticari ilişkinin bulunduğu , davacı ve davalı tarafın kabulündedir. Davacı fatura, sevk irsaliyeleri ve çeki listelerini sunmuş, Erdoğan ULUDAĞ isimli şahsın ticari ilişki süresi boyunca kendisini HRM TEKSTİL yetkilisi olarak tanıttığını ve bu suretle davalı adına 2015 yılından bu yana ticari faaliyeti bizzat gerçekleştirdiğini, Erdoğan Uludağ’ın, davalı …’in kız kardeşi Esra Uludağ’ın eşi olduğunu, davalı şirket kayırlarında da yer alan 24.05.2016 tarihli ve 126150 nolu 26.020,68 TL bedelli faturanın Erdoğan Uludağ tarafından imzalandığını, ekinde mevcut çeki listelerinde ise malların İrfan Aygül tarafından teslim alındığının açıkça görüldüğünü, davalı tarafından Erdoğan Uludağ ve İrfan Aygül’ün kendileri tarafından tanınmadığı, şirket çalışanları olmadığı iddiasının gerçek olmadığını savunmuştur.
Bilirkişi raporunda 02/10/2018 tarih, 65.334,43 Tl bedelli ve 02/10/2018 tarih, 26923 nolu 45.573,25 Tl bedelli faturalara ait çeki listelerinin ve mal teslimine ait dökümlerin açıklandığı tabloda Erdoğan Uludağ, İrfan Aygül Şenol Vatan,Ş.Vatansever, İrfan Ayası nın teslim alan olarak isimlerinin ve imzanın bulunduğu tespit edilmiş, yine bilirkişi raporunda Davacı şirket tarafından, davalı firmaya 2015-2016 yıllarında düzenlenen ve davalı firma tarafından kabul edilen faturalara ait mal teslimi ile ilgili çeki listeleri ve mal teslimine ait dökümlerde (İrfan Aygül 16 HN 987, …, Tufan Nakliyat Sinan Gökçe, Tufan Hanifi Bilgi, Ahmet Yavaş, Yılmazlar Aydın Ayaydın 34 YL 3791, Yılmazlar Nak. 44 FR 797 Mehmed, Mesut Kulum, Niyazi Safir 34 YL 3791) isimlerinin olduğu,tespit edilmiştir.
Buna göre takip dayanağı olan gösterilen cari hesapta belirtilen 02/10/2018 tarih, 65.334,43 Tl bedelli ve 02/10/2018 tarih, 26923 nolu 45.573,25 Tl bedelli faturalara ait çeki listelerinin ve mal teslimine ait dökümlerinde adı geçen Erdoğan Uludağ, İrfan Aygül Şenol Vatan,Ş.Vatansever, İrfan Ayası yönünden araştırma yapılması ve davalının savunmasında adı geçen Erdoğan Uludağ ve İrfan Aygül ün daha önceki fatura ve çeki listeleri ile sevk irsaliyesinde isimlerinin bulunup bulunmadığı, mal tesliminin bu kişilere yapılıp yapılmadığı , var ise bu kişilerin davacı veya davalı adına temsil ve teslime yetkili kişi olup olmadığı, taraflar arasında; çalışan olarak ticari vekil ve temsilci olarak davranmasının ticari teamül haline gelip gelmediği, hususu 6100 sayılı HMK.31 madde uyarınca hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında taraflara açıklattırılarak , anılan kişilerin ticari temsilci veya ticari vekil olarak görev yapıp yapmadığı bunun ticari teamül haline gelip gelmediği, bir kısım teslim işlemlerindeki teslim belgelerinde nakliye firması ismi veya taşıma yapan araç plakasının yazılı olduğu görüldüğünden , bu taşımayı yapan taşıyıcıların mal teslimini davalıya yapıp yapmadığı da değerlendirilerek ve bu hususta sunulan tüm belgeler incelenerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından, açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/10/2020 tarih, 2018/1646 Esas, 2020/624 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 14/07/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır