Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1922 E. 2023/1199 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1922 – 2023/1199
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1922
KARAR NO : 2023/1199
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BR YAZIM TARİHİ : 18/07/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2020 tarih, 2019/335 Esas, 2020/310 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı şirketten almış olduğu 2014/132898 sayılı ihale ile Genel Temizlik ve Vasıflı Personel İşi’ni icra ettiklerini, dava dışı işçi Gülay Sevindi’nin bu ihalede asıl işveren davalı ve alt işveren davacı firma bünyesinde çalışan işçi olup Bursa 4. İş Mahkemesinin 2016/44 Esas sayılı dosyasından kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının tahsili için dava açtığını, yargılama sonunda verilen kararın Bursa 10. İcra Müdürlüğü’nün 2017/2271 Esas sayılı dosyasında icraya konu edildiğinden, hem davacı firma hem de davalı kurumun tehiri icra kararı aldığını, davalı kurumun hatalı ve sözleşmeye aykırı işlemi ile ve davacı firmaya verdiği talimat ile haksız olarak işten çıkarılan dava dışı işçinin tüm tazminatlarından davalı kurumun sorumlu olduğunu iddia ederek davacı firma tarafından ödenen 22.289,82 TL’nin ödeme tarihi olan 25.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı kurumdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu,kıdem tazminatı ve ihbar tazminatından davacı sorumlu olduğunudan bu davayı açmakta hukuki yararın bulunmadığını, yetki itirazında bulunduklarını ve hak düşürücü sürede davanın açımadığını, ayrıca davanın esastan da reddi gerektiğini, Kuruluşları ile davacı arasında imzalanan 24/12/2014 tarihli Genel Temizlik ve Vasıflı Personel Hizmet alımına ait sözleşme gereğince yüklenici firma ile işçiler arasında asıl işveren işçi ilişkisi söz konusu olduğunu, işçilerin iş kanunu ve sair mevzuattan doğacak tüm haklarının tek muhatabının yüklenici firma olduğunu, Genel Temizlik ve Vasıflı Personel Hizmet Alımına Ait Sözleşme 36.1. Md, 36.3 md, 36.5 md, 36.6 md düzenlendiğini, Yine Genel Temizlik ve Vasıflı Personel Hizmet alımına İlişkin Sözleşmenin eki olan hizmet alımı teknik Şartnamesinin çalıştırılacak işçilerle ilgili hususlara ilişkin 10.n. md’ sinde “ Yüklenici çalıştırdığı elemanların yasada belirtilen özlük haklarını karşılamak ve ödemek zorundadır.” Bu konularda idarenin hiçbir sorumluluğu yoktur.” hükmünün yer aldığını,İş bu sözleşme maddeleri gereğince Bursa 4. İş Mahkemesinin 2016/144 E. 2016/900 K. Sayılı dosyasından verilen karar gereğince dava dışı işçi Gülay Sevindi’ye Kuruluşlarınca ödenmek zorunda kalınan ve daha sonra davacıdan tahsil edilen kıdem ve ihbar tazminatından açıkça davacı Asma Tem. İnş. Oto. Ulş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.nin Sorumlu olduğunu, Davacının basiretli bir tacir olarak isteyerek ve hükümleri bilerek imzaladığı sözleşme şartname ve eki belgelere uymakla mükellef olduğunu, basiretli bir tacir olarak imzaladıkları sözleşmede açıkça işçi kıdem tazminatlarını ödemeleri gerektiğinin ifade edildiğini ,davacının da bu hususu bilerek ve isteyerek imzaladığını, Yükleniciler sözleşmenin başında itiraz etmeksizin imzaladıkları bu hükmü iyi niyet kurallarına ve ahde ve akde vefa ilkesine aykırı olarak sözleşme bitiminde yerine getirmeme eğiliminde olduklarını ve sorumlu oldukları kıdem tazminatını ödemeyerek tüm yükümlülüğü kamu kurumlarının üzerinde bırakmak istediklerini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillerden somut olayda, dava dışı işçi Gülay Sevindi’ nin davalı asıl işverenlerin işçisi olarak davacı alt işverende çalıştığı ve iş sözleşmesinin fesh edilerek Bursa 4. İş Mahkemesinin 2016/144 Esas sayılı dosyasında kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı alacaklarına karar verildiği ve davacı alt işverenin işçiye yapmış olduğu ödeme sebebiyle davalı asıl işverenden tahsili talep edilmiş olup yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 04/11/2019 tarihli bilirkişi raporu ve itiraz üzerine düzenlenen ek raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, dava dışı işçinin davacı firmada 01/01/2015 -15/02/2016 tarihlerinde çalıştı, çalıştığı sürede davacı ve davalı arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi, eki şartnamelerde kıdem tazminatı ve feri alacaklardan davacı firmanın sorumlu olduğunun düzenlemiş olup sözleşme hükümleri davacıyı bağlayacağından ve ihbar tazminatında sorumluluğun son işveren davacıya ait olması sebebiyle ödenen rücu alacaklarını davalıdan talep edilemeyeceğinden açılan davanın sübut bulmadığı gerekçesi ile reddine karar dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dışı işçinin 01.01.2015 ile 15.02.2016 yılları arasında davalı Kurum ile yapılan ihale sözleşmesi gereği müvekkili şirket bünyesinde çalıştığını, ancak asıl işveren sıfatının davalı Kurumda bulunduğunu, Sözleşme uyarınca dava dışı işçinin, emir ve talimatı davalı kurumdan aldığını, aralıksız ve fasılasız davalı Kurumun işini yaptığını, Dava dışı işçi tarafından davalı Kurum ve müvekkili şirket aleyhine açılan alacak davası ile işçi lehine Bursa 4. İş Mahkemesi 2016/144 E. 2016/900 K. sayılı dosyası ile işçi lehine kıdem ve ihbar tazminatına hükmedildiğini, Hükmedilen tutarın, Kurum tarafından icra kanalı ile ödendiğini, Davalı Kurumun, işçiye ödenen kıdem ve ihbar tazminatındaki sorumluluğun müvekkili şirkete ait olduğunu belirterek söz konusu tutarı müvekkil şirketten talep ettiğini, ve baskı altındaki müvekkili şirketin ihtirazi kayıt ile parayı ödemek zorunda kaldığını, Ancak işçiye yapılan ödemeden müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, aksine davalı Kurumun kendi iradesi ile yaptığı haksız ve hukuka aykırı fesih sebebi ile dava dışı işçiye tazminat ödenmesine sebebiyet verdiğini, ve müvekkili şirketi zarara uğrattığını, haksız feshe ilişkin sorumluluğun ihale şartname ve sözleşmelerine aykırı hareket eden davalı Kurumda olduğunu, Kaldı ki işçinin sözleşmesinin feshedilmesi noktasında da davalı Kurumun farklı bahaneler ile müvekkili şirketi baskı altına aldığını ve feshi gerçekleştirmeye zorladığını, dosya kapsamında alınan raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığını, Dava dışı işçinin 01.07.2011 – 31.12.2014 yılları arasında yine davalı Kurum asıl işverenliğinde, Gümüşser Ltd Şti alt işveren firmasında çalıştığını, Mahkemece işçinin Gümüşser Ltd. Şti’deki çalışmasının sorumluluğu da müvekkil şirkete yüklendiğini, dosya kapsamında alınan raporların hükme esas teşkil edecek nitelikte bulunmadığını, dava dışı işçinin açmış olduğu işçilik alacakları davasında mevcut tanık ifade ve ikrarları göz önünde bulundurulmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması sebebi ile, kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini, talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Davacı, dava dışı işçinin çalıştığı döneme ilişkin iş mahkemesi ile hüküm altına alınan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacağının işçi tarafından icra müdürlüğünde yapılan takip sonucu davalıdan tahsil edildiğini, davalı kurumunda ödediği bu parayı yüklenici olan davacıdan istediğini ve baskı altındaki müvekkili şirketin ihtirazi kayıt ile parayı ödemek zorunda kaldığını,dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının tamamen davalının sorumluluğunda olduğu belirtilerek yapılan ödemenin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Dava dışı işçinin, çalıştığı iş yerlerinin dosya kapsamında alınan raporda ayrıntılı olarak belirtildiği, 01/01/2015- 15/02/2016 tarihleri arasında en son davacı ASMA TEMİZLİK ŞTİ nde çalıştığı, davacı ASMA TEMİZLİK ŞTİ nin işçinin son işvereni olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre Taraflar arasında imzalanan sözleşme eki şartnamelerde ihale kapsamında çalıştırılan işçilere sorumluluk yüklenici firmaya ait olduğundan, yüklenici davacı firmanın, dava dışı işçi Gülay Sevindi’yi çalıştırdığı dönemle sınırlı olarak kıdem tazminatı ve ferileri yönünden davalıdan herhangi bir talepte bulunulmayacağı, ihbar tazminatından sorumluluğun son işveren yüklenici davacıya ait olmakla ihbar tazminatı ve ferileri yönünden davacının davalıdan herhangi bir talepte bulunulmayacağı tespit edilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi ” Genel Temizlik ve Vasıflı Personel Hizmet Alımına Ait Sözleşme” ve ” Genel Temizlik ve Vasıflı Personel Hizmet alımına İlişkin Sözleşmenin eki olan hizmet alımı teknik Şartnamesi” hükümleri dikkate alındığında usul ve hukuka uygun görülmüştür.
Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, ilk derece mahkeme gerekçesinde dayanılan deliller ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, iş mahkemesi dosyasına konu edilen işçilik ücretleri nedeniyle taraflar arasında düzenlenen Genel Temizlik ve Vasıflı Personel Hizmet Alımına Ait Sözleşme 36.1. Md, 36.3 md, 36.5 md, 36.6 md ile Genel Temizlik ve Vasıflı Personel Hizmet alımına İlişkin Sözleşmenin eki olan hizmet alımı teknik Şartnamesinin çalıştırılacak işçilerle ilgili hususlara ilişkin 10.n. Maddesi dikkate alınarak davalı TEİAŞ ın sorumluluğunun bulunmadığı , bu nedenle davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45‬ TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 14/07/2023