Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1833 E. 2023/1113 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1833
KARAR NO : 2023/1113
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/9 Esas, 2020/387 Karar
KARAR TARİHİ : 29/07/2020

DANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satıştan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/06/2023

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle müvekkilinin davalı taraftan 59.735,82 TL alacağı bulunduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine Bursa 8.İcra Müdürlüğünün 2019/4869 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız şekilde yetkiye, borca ve faize itiraz ettiğini, müvekkilinin davalıya sac satışı yaptığını ancak davalı tarafça bedelin ödenmediğini, davalı taraf ile yapılan görüşmede borcunu ödeyeceğini beyan etmesi üzerine taraflar arasında mutabakat mektubu düzenlendiğini, işbu mutabakat mektubunda davalının borcunu ikrar ettiğini, ticari defterler ve bağlı kayıtlar incelendiğinde müvekkilinin alacağının ortaya çıkacağını ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ile icra inkar tazminatı hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın sunduğu 06/03/2019 tarihli mutabakat mektubu isimli belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, yapılacak incelemede imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edilebileceğini, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, söz konusu alacağa ilişkin Balıkesir İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatıldığını savunarak davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın taraflar arasında imzalandığı iddia olunan mutabakat metni kaynaklı alacağa ilişkin başlatılan 59.735,82 TL tutarlı icra takibinde vaki itirazın iptaline ilişkin olduğu, takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari ilişkide davalıya satılan malların fatura bedelleri olduğu, kural olarak ispat yükünün davacı taraf üzerinde olup davacının faturalara konu malları teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği, mahkemece, taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, inceleme gününde sadece davacı tarafın ticari kayıtlarını ibraz ettiği, alınan 28/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda yıl yıl inceleme yapıldığında aralarındaki ticari ilişkinin daha çok avans çekleri ile yapıldığını, dolayısıyla genel olarak davalının davacıdan alacaklı göründüğünün tespit edildiğini, taraflar arasındaki ticarette davalının vermiş olduğu avans çekleri ile davacıdan mal aldığını, aralarındaki cari hesapta sürekli olarak davalının alacaklı olduğu bir sistem meydana geldiğini, davacının alacaklı duruma gelmesine sebep veren olayın davalının veripte ödemediği çeklerin iadesi dolayısıyla olduğunu, davacının kesmiş olduğu faturaları BS formları ile birebir aynı şekilde maliyeye beyan ettiğinin sistemde görüldüğünü, faturalarda herhangi bir anlaşmazlık bulunmadığını, sonuç olarak davacının kendi defter kayıtlarına, sunmuş olduğu fatura ve iade edilen çeklerle ilgili makbuzlardaki kayıtlara göre davalıdan takip tutarı kadar yani 59.735,82 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davalı vekili, dosyaya sunulan davacıya teslim edilen mallar ile ilgili faturalar ve taşıma irsaliyeleri, ambar teslim fişlerinin mahkemece hiç incelenmeden ve deliller değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, müvekkili ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davacıya hurda saç sattığını ve bu ürünlerin teslimatını gerçekleştirmiş olmasına rağmen davacının müvekkiline ödemeyi yapmadığı gibi kesilen faturaları da teslim almadığını, bunu üzerine ekinde faturalar bulunan Balıkesir 1. Noterliğinin 18 Mart 2018 tarih ve 05316 nolu ihtarnamesi ile faturaların davacıya gönderildiğini, davacının ise faturaları teslim almadığı gibi Bursa 10. Noterliğinin 26/03/2019 tarih ve 012251 nolu ihtarnamesi ile faturaları geri iade ettiğini ve borçlu olmadığını beyan ettiğini, alacağın tahsili amacıyla Balıkesir 3. İcra Müdürlüğünün 2019/588 E. sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davacı tarafça yapılan itiraz sonucunda Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/311 E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu, bu esnada karşı tarafça dava konusu olan ve imzası müvekkiline ait olmayan “Mutakabat mektubu” şeklinde hazırlanmış belge ile Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 2019/4869 E. sayılı takip yapıldığını, mahkemece, mutabakat mektubunun imza incelemesi bile yapılmadan hukuka aykırı olarak karar verildiğini, görülen davada davacının kendisine gönderilen malları hiç almamış gibi hareket ettiğini, 27/07/2020 tarihli ıslah dilekçesinin hukuka aykırı olarak mahkemece kabul edilmediğini, davacının dava değerini 69.743,76 TL olarak belirttiği halde mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, müvekkilinin usulüne uygun tutulan ticari defterlerine göre davalıdan alacaklı olup tarafların Vergi Dairesine yaptıkları BA – BS bildirimleri birbirleriyle tutarlı olduğunu, müvekkilinin faturalarının davalı tarafından da bildirilerek müvekkilinin alacaklı olduğunın tespit edildiğini, davalı tarafça usulsüz tutulan ve taraflar arasındaki borç alacak hesaplamasını dahi gösterme kabiliyetine haiz olmayan ticari defter kayıtları mevcutken davalı tarafça, ambar tesellüm fişi vs. belgelerlerin TTK kapsamında alınan hukuka uygun raporları ortadan kaldırmayacağını, huzurdaki davada mevcut talebin davalı borçlunun itirazının iptali olduğundan mahkemece itirazın iptali ile takibin devamına yönelik karar vermesinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, açık hesap ilişkisine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olup davalı vekilince karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İtirazın iptaline konu Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 20194869 Esas sayılı icra dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 59.735,82 TL cari hesap ekstresi alacağının tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yetkiye, borca ve ferilerine itiraz edildiği, takibin durdurulmasına karar verilmesi üzerine hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava, açık hesap ilişkisinden kaynaklanan alacak talebi olup davalı taraf da davacıya mal sattığını ancak bedelinin ödenmemesi üzerine takip başlattığını, davacıdan alacaklı olduğunu ileri sürdüğü halde mahkemece davalı tarafından davacı aleyhine Balıkesir 3. İcra Müdürlüğünün 2019/2307 Esas sayılı dosyasında 09/04/2019 tarihli 102.960 TL bedelli ve 09/04/2019 tarihli 54.160 TL bedelli faturalara istinaden başlatılan icra takibine ilişkin açılan itirazın iptali davası dosyası incelenmeden ve davalının ödemeye ilişkin delilleri toplanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Kabule göre de;
Davacı tarafça dava açılırken dava değerini 69.743,76 TL olarak gösterildiği ve bu değer üzerinden harç yatırıldığı nazara alınmaksızın davanın kısmen kabulü yerine kabulüne karar verilmesi ve hüküm kurulurken devlet hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti hakkında karar verilmemesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak deliller toplanmadan ve incelenmeden hüküm tesis edildiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-) Gerekçede belirtilen eksikliklerin giderilmesi amacıyla davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-) 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince peşin alınan istinaf karar ve ilâm harcının istinaf eden tarafa talep halinde ilk derce mahkemesince iadesine,
4-) İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılamada verilecek hükümle birlikte değerlendirimesine,
5-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz kararının ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/07/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye