Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1767 E. 2023/1172 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1767
KARAR NO : 2023/1172

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/752 Esas, 2020/409 Karar
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

DAVACI
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/07/2023

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, davalının müvekkili ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı 5.900 TL borcunu ödenmediğini, ilgili faturanın davalı tarafa teslim edildiğini, davalı tarafın fatura içeriğine 8 gün içerisinde itiraz etmediğinden davaya konu faturanın davalı tarafça kabul edildiğini, fatura bedelinin ödenmemesi sebebiyle davalı borçlu aleyhine 02/07/2019 tarihinde Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2019/8261 E. sayılı dosyası ile alacaklarının tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının kötüniyetli ve haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacından temin ettiği mallara ilişkin 20.494,00 TL borcunun bulunduğunu, müvekkilinin başka müşterisinden gelen çekle ödeme yapacağını belirttiğini ancak davacının, müvekkiline 26/03/2019 tarihinde 20.494,00 TL+ KDV bedeli üzerinden mutabakat imzalatıldığını ve davacı tarafından 08/04/2019 tarihinde müvekkili aleyhine Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2019/4299 E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu takibe itiraz edilmediğini, müvekkilinin söz konusu borcuna istinaden davacı vekiliyle 11/04/2019 tarihli “Protokol ve Belge” ile anlaşmaya varıldığını, taraflar arasında imzalanan bu belgenin 2. maddesinin; “Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2019/4299 E. sayılı dosya borcuna konu aşağıda dökümü yapılan 2 adet çek alınmıştır. Çeklerin keşide tarihinin uzun olması sebebiyle borçlu taraf vade farkı ödeme konusunda anlaşmışlardır. Dosya borcuna karşılık verilen çeklerde dosya borcuna işleyecek avans faizinin haricinde alacaklı tarafın alacağı ile ilgili olarak aylık %3 vade farkı ile birlikte rakam o şeklini almıştır. Tarafların vade farkına hiçbir koşulda itirazları söz konusu değildir. Yani, icra dosya borcu olan ana para + vade farkı ile birlikte aşağıda dökümü yapılan çekler son halini almıştır.” şeklinde düzenlendiğini, bu anlaşma sağlandıktan sonra davacı tarafından 15/04/2019 tarihinde müvekkiline cari hesap vade farkı faturası kesildiğini, yapılan anlaşma uyarınca vade farkıyla ödeme yapıldığını ve davacının bu ödemeye karşılık bu faturayı kestiğini ifade edildiğinden faturaya karşı itiraz edilmediğini, dava konusu olan Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2019/8261 E. sayılı ilamsız ödeme emrinin konusu olan vade fark faturasının zaten müvekkil tarafından ödendiğini savunarak davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, icra takibine konu 5.900,00 TL bedelli faturanın, cari hesap vade farkı faturası olarak düzenlendiği, dava konusu dışında olan Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2019/4299 E. sayılı dosyasında tarafların 11/04/2019 tarihli protokol imzaladıkları ve protokole göre 2019/4299 E. sayılı dosya borcuna mahsuben 2 adet çek verildiği, bu çeklerin vade farkını da kapsadığı, davaya konu vade farkı faturasının 11/04/2019 tarihli protokol kapsamında çek ile ödendiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm tesis edilmişse de, bilirkişi raporuna dayalı davanın reddine karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davalı ile müvekkili arasında ticari ilişkiden kaynaklı 5.900 TL’nin ödenmediğini, ilgili faturanın davalı tarafa teslim edildiğini, davalı tarafça itiraz etmediğinden davaya konu faturanın davalı tarafça kabul edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesini tekrar ederek davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, vade farkı faturası alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamı uyarınca, tarafların 26/03/2019 tarihinde davalının toplam borcunun 20.494 TL + kdv olduğu hususunda mutabık kaldıkları hususunu imza altına aldıkları, davacı tarafça söz konusu mutabakata istinaden 08/04/2019 tarihinde davalı aleyhine toplam 24.353,21 TL alacağın tahsili amacıyla Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2019/4299 Esas sayılı dosyası kapsamında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu ile davacı alacaklı vekili arasında 11/04/2019 tarihinde imzalanan protokol uyarınca davalının borcuna istinaden 2 adet çek alındığının ancak çeklerin keşide tarihinin uzun olması sebebiyle vade farkı konusunda tarafların anlaştığını ve ayrıntıları belirtilen çeklerin ana para ve vade farklına ilişkin olarak alındığı belirtilmiş olup davalı tarafça ibraz edilen protokol ile dava ve takip konusu faturanın ödendiğinin ispat edildiği anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Dairemizce yapılan değerlendirmede; ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL istinaf karar ve ilâm harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 245,45 TL harcın davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
3-) İstinaf eden davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın m. 362/1-a hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere, oybirliği ile karar verildi. 14/07/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye
…ır