Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1752 E. 2023/1071 K. 03.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1752
KARAR NO : 2023/1071
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2020
NUMARASI : 2019/770 E. 2020/164 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/07/2023
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/02/2020 tarih, 2019/770 Esas, 2020/164 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2019/5084 Esas sayılı takip dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, takibe konu edilen senetteki imzanın müvekkili eli ürünü olmadığını, senet üzerinde tahrifat da yapıldığını belirterek anılan takip sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi ile; … olarak kendisini tanıtan İbrahim Balcı ile bir inşaat sözleşme yaptıklarını senedin bu sözleşme sebebiyle yaptığı ödeme sebebiyle verildiğini, ancak sözleşme gereğinin yerine getirilmediğini, daha sonra senette adı geçen gerçek … tarafından bir kısım işler ve ödemelerin yapıldığını ama halen alacağı bulunduğundan takip yaptığını, Yüksel ile İbrahim’in kardeş olduklarını ve birbirlerinin isimlerini ve kimlik bilgilerini kullanarak iş yaptıklarını belirterek senetteki imzanın İbrahim Balcı’ya ait olduğunun tespiti ile davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, dosya kapsamı deliller itibariyle davalı tarafın bono borçlusunun davacı … değil dava dışı İbrahim Balcı olduğunu açıkça beyan ettiği, iki kardeş olan İbrahim ve …’nın kimliklerinde yazan isimleri karşılıklı olarak ters kullandıkları, bu karışıklığın kasten ve üçüncü kişileri kandırmak için yapıldığı ileri sürüldüğünden Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığı, davacının piyasada gerçek ismini kullanmayarak insanların yanılmasına sebep olduğu sabit olsa bile bono üzerindeki imza kendisine ait olmadığından kambiyo sorumluluğundan söz edilemez. Zaten davacının sözleşme yaptığı kişi de gerçekte davacı değil, kendini davacının adıyla tanıtan kardeşi, dava dışı İbrahim’dir. Bonoya imza atan İbrahim Balcı ise müstear isim de kullansa bonodan bizzat sorumlu olur. Ancak davacının bu kambiyo senedinin tanzim ve imzası aşamasında bizzat katkısı bulunduğu, sözleşmeyi ve bonoyu bildiği, bir hilenin tarafı olduğu ispatlanmadıkça bonodan sorumlu tutulamaz. Kaldı ki bu sorumluluk da bir kambiyo takibi ile değil, açılacak bir alacak davası ile sağlanabilir.
İmza kambiyo senedinin asli unsurudur. Davacının bizzat imzası bulunmadıkça kambiyo sorumluluğu doğmaz. Bu nedenle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı bir yanılgı içindedir. Yanılgısına sebep olan şey de davacının kardeşi ile isimlerini karşılıklı olarak ters kullanmasıdır. Davalı bu durumu sonradan öğrenmiş olsa da takipte kötüniyetli değildir. Esasen davacı bu bono ile İbrahim Balcı aleyhine takip başlatma hakkına sahiptir. Kambiyo senedinin kayıtsız şartsız borç ikrarı mahiyetinde olması sebebiyle imza sahibi aksini ispat etmedikçe bonodan sorumludur. Davalı tarafın takipte kötü niyetli olmadığı takdir edilerek davalı aleyhine kötü niyetli tazminat miktarına yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacı ve kardeş İbrahim Balcı’nın piyasada iş yaparken birbirlerinin isim ve kimliklerini kullandıklarını, sözleşmeye konu işin yapılmaması üzerine davacının müvekkilinin bir kısım işini yaptığını ve ancak senet borcu bitmeyince takip yaptıklarını, mahkemece savcılık dosyasının incelenmediğini, salt imza ile yetinilerek davacının haklı görülmesinin kötü niyeti koruduğunu, davacının kardeşi ile birlikte hareket ettiğini imza dışındaki deliller değerlendirilerek karar verilmediğinden eksik inceleme nedeni ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf incelemesi aşamasında davalı tarafından İbrahim Balcı hakkında yürütülün soruşturmaya dair iddianame ve ceza mahkemesi görevsizlik kararı sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 72. maddesine dayalı takipten sonra açılan imza inkarı nedenli borçlu olunmadığının tespiti istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2019/5084 Esas sayılı takip dosyası üzerinden davalı tarafından davacı aleyhine 07/03/2017 tanzim, 01/04/2018 vade tarihli 70.000,00 TL bedelli senede istinaden 36.000,00 TL asıl alacak ve 6.702,65 TL işlemiş faiz alacağına istinaden takip başlatıldığı, davacının senet üzerindeki imzanın eli ürünü olmadığından bahisle açtığı davaya yönelik mahkemece davalı tarafça senedin davacının kardeşi olan İbrahim Balcı tarafından davacı ismi kullanılarak keşide edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davaya konu senet hakkında davalı tarafından yapılan şikayet üzerine başlatılan soruşturma neticesinde davacı yönünden kovuşturma yer olmadığına, dava dışı İbrahim Balcı hakkında Resmi Belgede Sahtecilik, Özel Belgede Sahtecilik ve Dolandırıcılık suçlarından dava açıldığı, senet üzerindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığının tarafların kabulünde olduğu anlaşılmaktadır.
Bu hali ile takibe konu senet üzerindeki imzanın davacı eli ürünü olmadığının ve senedin dava dışı İbrahim Balcı tarafından keşide edildiğinin sabit olması, davacının senedin ihdasında yer aldığının dolayısıyla senet sebebiyle borçlu olduğunun ispat edilememesi karşısında mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu aksine dair davalı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.917,01 TL istinaf karar harcından peşin alınan 729,25 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.187,76 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına (harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davalıya iadesine,
4-Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362. maddesi uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza