Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1741 E. 2023/1126 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1741
KARAR NO : 2023/1126
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
N: Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 07/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/07/2023
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2020 tarih, 2019/473 Esas, 2020/45 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar aleyhine Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2019/2302 sayılı takip dosyasında takip konusu alacağın taraflar arasındaki banka kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, kredi kullananın davalı şirket olduğunu, diğer davalının da müteselsil kefil olduğunu, hesabın kat edilmesine rağmen borcun ödenmediği gibi, başlatılan takibe de haksız olarak itiraz edildiğini, bu sebeple davanın kabulü ile takibin devamına %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmelerdeki imzanın davalılara ait olmadığını, yine takip miktarınca herhangi bir borcun olmadığını, alacağın muaccel hale gelmediğini, faiz oranlarının hatalı olduğunu, icra inkar tazminatınında koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “takip konusu alacağın taraflar arasındaki banka kredi sözleşmesinden kaynaklandığı, kredi kullananın davalı şirket olduğu, diğer davalının da müteselsil kefil olduğu, hesabın kat edilmesine rağmen borcu ödemediğinin anlaşıldığı, Bankacı bilirkişiden banka kayıtları incelenmek suretiyle bilirkişi raporu alındığı, Hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre davacı bankanın 210.176,99 TL asıl alacak 10.205,88 TL işlemiş faiz, 510,30 TL BSMV olmak üzere toplam 220.893,17 TL alacaklı olduğunun kabul edildiği, Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %25,67 oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiği , 210.176,99 TL tutarında asıl alacak likit bir alacak olduğundan, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunduğu, Sözleşmede gayrinakdi alacaktan kefilin sorumlu olacağına dair açık bir hüküm bulunmadığı gerekçesi ile ;1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2019/2302 sayılı dosyasında davalı borçluların ödeme emrine itirazlarının kısmen iptaline,
Takibin davalı borçlular yönünden 210.176,99 TL asıl alacak 10.205,88 TL işlemiş faiz, 510,30 TL BSMV olmak üzere toplam 220.893,17 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %25,67 oranında temerrüt faizi ve faize %5 BSMV uygulanmak suretiyle icra giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte devamına, 2-18.270,00 TL tutarındaki gayrinakdi alacağının davacı banka adına açılacak gelir getirmeyen bir hesaba davalı borçlu Ümit Mert Dekorasyon İzolasyon Yapı Malzemeleri.. Ltd Şti ‘den tahsil edilerek depo edilmesine, 3-Davacının davalı … bakımından gayrinakdi alacak yönünden talebinin REDDİNE, 4-210.176,99 TL’nin %20’si tutarındaki icra inkar tazminatının davalı borçlulardan tahsili ile davacıya ödenmesine, 5-Fazlaya ilişkin talebin reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Öncelikle yerel mahkeme tarafından imza itirazlarına ilişkin hiç bir inceleme yapılmadığını, bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca müvekkillerinin davacı yana herhangi bir borcu ya da taahhüdü olmadığını,davacı tarafça usulüne uygun ve süresi içerisinde hesap özetleri ve ihtarname keşide edilerek müvekkillerine gönderilmediğini, Bu nedenle takip konusu alacak muaccel olmadan müvekkiller aleyhine icra takibi başlatılmasının yasaya aykırı olduğunu, belirtilen nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, takibin iptaline,karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında, kullandırılan kredi nedeniyle alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazlarının iptaline ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalılar … ve Ümitmert Dekorasyon İzolasyon Yapı Malz. İnş.gıda Mark. Nak. Oto. Tekst. Elek. San.tic.ltd.şti. Vekilinin icra dosyasına surdukları itiraz dilekçesinde ve yargılama aşamasında sundukları cevap dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde sözleşmedeki imzaya itirazlarını bildirmiş, ancak mahkemece bu yönde bir inceleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar mahkemece 07/11/2019 tarihli oturumda ara karar ile “-Davalılar vekiline kredi sözleşmelerindeki imzalar incelenerek imza inkarlarında ısrarcı olup olmadıkları konusunda beyanda bulunmaları için 2 hafta süre verilmesine, imza inkarında ısrarcı olunduğu takdirde kredinin davalı şirket ve yetkilisi tarafından bedeli alınmak suretiyle kullanılmış olması halinde ve imzalarda davalılara ait çıkacak olur ise HMK’daki ilgili yasal müeyyidelerin uygulanabileceğinin hatırlatılmasına, ” şeklinde ihtar yapılmış ise de davalılar vekilinin 19/11/2019 tarihli beyan dilekçesi ile “imzaların şirket ve yetkilisine ait olmadığı ,imza itirazı yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasını” talep ettiği, anlaşılmış, ancak mahkemece 16/01/2020 tarihli nihai karar duruşmasında “Kredi sözleşmesinde davacı şirket yöneticisi … ‘in hem şirketi temsilen kredi sözleşmesinde imzasının görüldüğü, hemde müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunuğu alınan bilirkişi raporunda kredi bedelinin kredi kullanan davalı şirket tarafından tahsil edildiği 5 taksidin ödenmiş olduğu 5.taksidin gecikmeli ödendiği , imzası inkar edilen kredi sözleşmesinde kredi bedelinin tahsil edilerek bir kısım taksitlerin ödenmesi karşısında imza inkarının samimi bulunmadığı ve MK 2.maddesine aykırı olduğu değerlendirilerek davalı vekilinin imza incelemesi yapılması talebinin reddine karar verildi.” şeklinde ara karar kurulduğu, bu suretle davalıların imza itirazı yönünden incelemenin eksik kaldığı anlaşılmıştır.Bununla birlikte usulde imza inkarında ısrar edilip edilmemesi şeklinde usul uygulaması bulunmadığının mahkemece gözden kaçırılması ve bu yönde usul geliştirilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre yasa hükmü ve Yargıtay kararları gereğince; Mahkemece yapılan imza incelenmesine esas olmak üzere sözleşme aslı getirtilerek davalıların mukayaseye elverişli imzalarının bulunduğu belge asılları dosyaya celpedilmelidir. Öncelikle, sözleşmenin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçluların uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgelerin, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Sözleşmenin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa, daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medari tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılması gerekir.(Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/1236 Esas, 2019/12073Karar) Bu suretle, delillerin toplanması neticesinde, toplanan deliller ve mevzuat hükümleri gözetilerek karar verilmelidir.
Öte yandan, davacı tarafından dava açılmadan önce arabuluculuğa müracaat edilmiş ve arabuluculuk son tutanağı tanzim edilmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13, 18/14 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326. maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle mahkemece dava neticesindeki haklılık durumuna göre arabuluculuk ücreti hakkında karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2020 tarih, 2019/473 Esas, 2020/45 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 07/07/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır