Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1735
KARAR NO : 2023/1067
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2018
NUMARASI : 2017/1026 E. 2018/920 K.
DAVACI (KISITLI. – [16966-69475-42519] UETS
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/07/2023
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/06/2018 tarih, 2017/1026 Esas, 2018/920 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; vesayet altındaki davacı … Hanif Sarsıcı’nın davalıya ödeyemediği bir çekten dolayı 59.750 TL borcuna karşılık davalının mafya diye bilinen kişilere devreye sokarak, müvekkilini silahla tehdit edip İnegöl’deki bir fabrikada 631.550 TL miktarlı dava konusu senedi imzalattırdığını, bu konuda Savcılığı şikayette bulunduklarını belirterek Bursa 8. İcra Dairesinin 2017/5268 Esas sayılı dosyası ile takibe konulan senetten dolayı 59.750 TL dışında kalan meblağ yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı kısıtlı tarafından müvekkilinden alınan taşınmazlar karşılığı verilen çek ve senetlerin bir kısmının karşılığının ödenmemesi sebebiyle senedin verildiğini, vasi olan eşinin işlemlerden haberdar olduğunu, davacı kısıtlının taşınmaz işlemlerini kısıtlı iken gerçekleştirdiğini, müvekkilinin kısıtlılıktan haberinin olmadığını tehdit iddialarının borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, dosya kapsamı uyarınca, kısıtlının vasisinin onayının bulunmadığı senedin gerçek bir borç ve hukuki ilişki kapsamında mümeyyiz bir kişinin yapacağı biçimde gerçekleştiğinden kısıtlılık halinin bononun geçersizliğe etkisinde nazara alınmadığını, ayrıca ceza soruşturmasında beyanlarla birlikte her türlü danışıklı işleri beceren birinin akıl hastalığına sığınması, daha önce silahla vurulan ceza evine düşen birini tehditle bono imzalamak zorunda kaldığını söylemesi, bir çekten dolayı hala kısmen borçlu olduğunu kabul etmesine rağmen çekin hatır çeki olduğunu anlatması ciddi çelişkiler içerdiği dolayısıyla davacının kötüniyetli davrandığı ve bazı olguları lehine kullandığı, akıl zayıflığı bulunmadığı, bilakis bu tür senaryoları kurabilecek bilişsel kapasitede olduğu kabul edilerek soruşturma aşamasının henüz tamamlanmaması ve olayın bariz olması sebebiyle usul ekonomisini aykırı olacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, senet borçlusu kısıtlı olduğundan vasinin icazeti bulunmadan borçlandırıcı işlem yapamayacağını, davalı ve birlikte hareket ettikleri kişiler hakkında zorla senet imzalatılması, aracın gasp edilmesi, ölümle tehdit ve bacağından vurulması nedenleriyle ilgili soruşturma dosyalarının derdest olduğunu mahkemece bu soruşturmaların sonucun beklenmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava; İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca takipten sonra açılan tehdit ile senet tanzimi nedenine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili süresi içerisinde istinaf yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; davacının keşideci, davalının lehtar olarak yer aldığı, 03/04/2017 vade tarihli, 631.550,00 TL bedelli senede yönelik Bursa 8. İcra Müdürlüğü’nün 2017/5268 Esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılan icra takibine ilişkin olarak davacı kısıtlıyı temsilen vasi tarafından senedin silahla tehdit ile zorla imzalatıldığı, 59.750,00 TL dışında davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Davaya konu senedin tanzimine yönelik İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/6184 soruşturma numaralı dosyası üzerinden suç duyurusu üzerine soruşturmanın bulunduğu ancak mahkemece soruşturma sonucu beklenilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu noktada, ceza mahkemesi kararlarının hukuk davasına etkisi, eş söyleyişle; ceza mahkemesinin hangi kararlarının hukuk mahkemelerini bağlayacağı konusu üzerinde durulmasında yarar vardır:
Ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesine (davasına) etkisi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 74’de düzenlenmiş olup; hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında ilke olarak bağımsız kılınmıştır.
Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımını, aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının ise, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi ve özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır.
6098 sayılı TBK.’nun 74. maddesinde; “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmü yer almaktadır.
Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hâkiminin yukarıda açıklanan bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Gerek öğretide ve gerekse Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.
Eldeki davada, senet borçlununun senedin boş olarak tehditle imzalandığı iddia edilmekle ceza mahkemesinin davaya konu senede ilişkin maddî fiilin sübutuna ilişkin vermiş olduğu mahkûmiyet kararları hukuk hâkimini bağlayacağından söz konusu soruşturmanın akibeti sorulup beklenilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davacı istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın 6100 sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/06/2018 tarih, 2017/1026 Esas, 2018/920 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
5-Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
6-Harç ve tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.
…
Başkan
…
e-imza
…
Üye
…
e-imza
…
Üye
…
e-imza
…
Katip
…
e-imza