Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/169 E. 2021/1751 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…….. -……….
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ………..
KARAR NO : ………………
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : …
ÜYE : ………….
ÜYE : ……
KATİP : ……….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2019
NUMARASI : ……… Esas – ……….Karar
DAVACI : ……………….
VEKİLİ : Av. ……………..
DAVALI : HASIMSIZ
DAVANIN KONUSU : Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2021
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2019 tarih…….. Esas,…………… sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 2016 yılına ait ticari defterleri ve bu defterleri ilişkin faturaların bulunamadığını, ………. vergi numaralı ……….. Tic. Ltd. Şti. Ünvanlı davacı şirketin 2016 yılı ticari defterleri ile faturalarının zayi olduğunun tespiti ile zayi belgesi verilmesini talep etmşitir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, davacının tacir olup ticari defter ve belgelerini basiretli tacir gibi usulüne uygun tutma ve saklama yükümlülüğünde olduğu, Davacının defter ve belgelerin kaybolmasına ilişkin açıklamalarının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiği, Davacı tarafın zayi ile ilgili başkaca delillerinin olmadığını bildirdiği, ve davacının vergi dairesine ve SGK’ya bir kısım borçlarının bulunduğunun anlaşıldığı, defter ve belgelerin vergi incelemesi için vergi dairesi tarafından istenmesi üzerine kaybolduğu iddiasının da makul ve inandırıcı gelmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkemece verilen kararı da kararın gerekçesini de kabul etmediklerini, müvekkili şirketin, basiretli tacir olmanın gerektirdiği özen ve dikkati göstermiş olmasına rağmen defterlerini kaybettiğini, defter ve belgeler vergi dairesince istenilene kadar muhasebede olduğunun düşünüldüğünü, nasıl kaybolduğu hususunda kesin bir bilgi yer almadığından bu hususta bir delil de ibraz edemediklerini, vekil eden şirketin vergi dairesine ve SGK ya olan borçlarının defterlerin zayi olduğuna ilişkin karar verilmesi önünde bir engel teşkil etmediğini, Zira müvekkilinin borçlarının zaten vergi dairesi ve sgk kayıtları ile sabit olduğunu, eldeki davanın açılmasındaki tek amacın; müvekkilinin defter ve belgelerinin kaybolmuş olmasından dolayı vergi dairesine sunamamasından doğacak yaptırım ve cezalara engel olmak olduğunu, Bu nedenle kararın gerekçesini kabul etmediklerini belirterek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; zayi belgesi verilmesine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı şirkete ait 2016 yılına ait ticari defterlerin ve bu defterlere ilişkin faturaların bulunamadığını, bu nedenle zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
Ticari belge ve defterlerin zayi olması nedeni ile belge verilmesi 6102 sayılı TTK’nun 82/7 maddesinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 82/7 maddesi uyarınca “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeler yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde ziyaa uğrarsa tacir ziyai öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinde kendisine bir belge verilmesini isteyebilir…” hükmü uyarınca davanın zayi olduğunun öğrenilmesinden itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede açılması gerekir. Bu husus dava şartıdır.
Kanun maddesinde yazılı olan sebepler tahdidi olarak sayılmamıştır. Bu nedenle kaybolma- çalınma nedeni ile de zayi belgesi verilmesi istenebilir. Ancak, kaybolma halinin tacirin özenle saklama yükümlülüğüne karşı iradesi dışında olması gerekir.
Bu davalar niteliği itibariyle çekişmesiz yargı işlerine tabidir.6100 sayılı HMK. 385/1 maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işlerinde, niteliğine uygun düştüğü ölçüde, basit yargılama usulü uygulanır ve mahkemece res’en araştırma yapılır.
Yukarıda belirtilen genel açıklamalar karşısında mevcut davada; Davacı şirkete ait 2016 yılına ait ticari defterler ve bu defterlere ilişkin faturaların bulunamadığı, vergi dairesi tarafından defterlerin ve belgelerin istenilmesi üzerine şirket merkezinde ve muhasebesinde yapılan aramalar sonucu bulunamadığı , şirketin birden fazla kez işyeri değiştirmesi nedeniyle taşınma sırasında defter ve faturaların kaybolmuş olabileceği, hacizler sırasında da evrakların karışmış ve kaybolmuş olabileceğini iddia ederek defterlerin zayi olduğu ileri sürmüş ise de ; davacı taraf defteri saklamakta özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini de ispat edememiştir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 11/09/2019 tarih, 2018/3547 Es.- 2019/5313 K. sayılı ilamı ile 10/04/2018 tarih, 2016/10152 Es.- 2018/2565 K. sayılı ilamları da bu yöndedir.)
Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararı yerinde olduğundan davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacının istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
4-Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

………..
Başkan
…………
¸e-imzalıdır
………
Üye
……..
¸e-imzalıdır
………..
Üye
……
¸e-imzalıdır
…….
Katip
………
¸e-imzalıdır