Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1602 E. 2023/1017 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1602 – 2023/1017
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1602
KARAR NO : 2023/1017

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/06/2023

Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/07/2020 tarih, 2020/337 Esas, 2020/297 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından çeke dayalı olarak icra takibine girişildiğini, icra takibine konu çekte zorunlu yasal unsurlarından keşide yerinin bulunmadığını belirterek çeke dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin çekte iyi niyetli hamil olduğunu, ihtirazi kayıt olmaksızın icra dosyasına borcun ödendiğini, çekin sebepten mücerret olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konusu çek bedeli ödenmiş olmakla davanın istirdat davasına dönüştüğü, çekin bankaya ibraz edildiğinde keşide yeri bulunmaması nedeniyle herhangi bir işlem yapılmadığı şeklinde çek arkasına banka tarafından şerh düşüldüğü, sonrasında dava konusu olan çekin icra takibine konu edildiğinde keşide yerinin Bursa olarak yazıldığı tespit edilmişse de üzerinde keşideciye ait bir parafın da mevcut olmadığı, dolayısıyla çekin geçersiz olduğu, senet metninden anlaşılabilen eksikliğin herkese karşı ileri sürülebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 20.569,07.-TL’nin davalıdan istirdatına ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlık hakkında arabuluculuğa başvuru zorunlu olduğu halde başvurulmadığı gibi buna rağmen gerekçeli kararda aleyhlerine arabuluculuk masrafına hükmedildiğini, çekin keşide yerinin farklı bir kalemle yazılması çek vasfını ortadan kaldırmadığını, çekte açıkça bir tahrifat olmadığı sürece sırf farklı kalemle keşide yerinin yazılması paraf imzasını gerektirmediğini, müvekkilinin çekte iyi niyetli hamil olduğunu, ihtirazi kayıt olmaksızın icra dosyasına borcun ödendiğini, çekin sebepten mücerret olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, çeke dayalı icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemli menfi tespite konu olan tutarın dava sırasında ödenmesi nedeniyle İİK m.72/VII hükmüne dayalı istirrdat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davalının takip alacaklısı davacının takip borçlularından olduğu icra dosyasındaki alacağa dayanak çekin incelenmesinde; 30.12.2017 tarihli 15.000 TL bedelli hamiline düzenlenmiş çekin keşidecisi davacı Mehmet Emin Yağmur olup, çekin arkasında sırasıyla Yunus Kaya, Osman Nuri Topçu, Erkan Baydaroğlu ve davalı Fatih Ateş cirolarının bulunduğu, çeki bankaya ibrazında “…Türk Ticaret Kanunu’nun 780. Maddesi uyarınca çekte bulunması gereken zorunlu unsurlardan keşide yerinin belirtilmemiş olması nedeniyle üzerinde herhangi bir işlem yapılmamıştır” şeklinde şerhin düşüldüğü halde çekin icra takibine konulduğunda keşide yerinin “Bursa” olarak düzenlendiği ve fakat üzerinde keşideci parafının bulunmadığı görülmüştür.
Çekte düzenleme yeri çekin zorunlu unsurlarından olup gösterilmemiş olması durumunda keşidecinin adı yanında yazılı olan yer düzenleme yeri sayılır. Fakat bu da yoksa çek geçersizdir (TTK m.781/3). Diğer taraftan HMK’nin 207. maddesi hükmü gereğince senetteki düzeltmelerin borçlu (keşideci) tarafından paraf edilmesi gereklidir. Yani, senette mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki hak ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise, inkâr halinde yok hükmündedir. Bu nedenle, senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekir.
Hal böyle olunca; dava konusu çekin keşide yerinin gösterilmediği ve bu haliyle bankaya ibrazında bu hususun şerh düşülerek çek hakkında işlem yapılmadığı, sonradan keşide yeri “Bursa” olarak gösterilmişse de bu hususun davacı keşideci tarafından paraf edilmediği, çekin geçersiz olup kambiyo senedi vasfında olmadığı, adi senetten dolayı da davalı hamilin davacı keşideciden talep hakkının olmadığı, menfi tespit davasından sonra borcu ödenmiş olması durumunda İİK m.72/VII hükmü gereği olarak davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü, dava tarihi itibariyle menfi tespit davasının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde değilse de; arabuluculuğa başvurulmadığı halde davalı aleyhine arabuculuk masrafına hükmedilmesi doğru olmadığından hükmün bu yönden düzeltilmesi gerekmiş olup hükmün 6 nolu bendinin hükümden çıkarılmasına karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak hükmün 6 nolu bendinin hükümden çıkarılmak suretiyle kararın düzeltilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
A-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile;
B-Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/07/2020 tarih, 2020/337 Esas, 2020/297 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, dava hakkında yeniden hüküm kurulmasına;
1-Davanın KABULÜNE,
Davacının menfi tespit davasından dönüşen istirdat davasının kabulü ile 20.569,07.-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu gözetilerek anaparanın %20’si olan 4.113,81.-TL tutarında tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 1.144,90.-TL harçtan, peşin olarak alınan 286,23.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 858,67.-TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan 108,50.-TL yargılama gideri ve 286,23 TL peşin harç toplamı olan 394,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekili yararına AAÜT ile hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.15/06/2023