Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1428 E. 2023/930 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1428
KARAR NO : 2023/930
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/514 Esas, 2020/288 Karar
KARAR TARİHİ : 01/07/2020

DAVACI : … (…)
VEKİLİ : Av. … [16157-51676-10538] UETS
DAVALILAR : 1-) … (…)

VEKİLLER : Av. … [16341-43981-64918] UETS

DAVANIN KONUSU : Pay Devri Sözleşmesine İstinaden Tapu İptali ve Tescili Talebi
KARAR TARİHİ : 02/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2023

Davacı vekili ve davalılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, davalı … İnşaat Emlak ve Nakliye Taahhüt İthalat İhracat San. ve Tic.Ltd.Şti.nin kuruluşunun 02/10/1998 tarihli ve 4453 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde tescil edildiğini, kuruluşundan itibaren bir aile şirketi olan davalı şirketin kurulduğunda iki ortaklı olup 58,30 hissesinin …’a, 41,70 hissesi ise Mümin Poyraz’a ait olduğunu, daha sonra 15/02/2010 tarihinde hisse devri yapılarak şirkete Emrah Doğru’nun ortak olduğu, bu ortaklık oluşurken …’ın 24,30 hissesini, Mümin Poyraz’ın da 8,70 hissesini Emrah Doğru’ya devrettiklerini, bu tarihte şirketin pay durumunun … 34 hisse, Mümin Poyraz 33 hisse, Emrah Doğru 33 hisse şeklinde olduğunu, 2017 senesinde de pay devri işlemleri yapıldığını, Bursa 6 Noterliğinin 20/03/2017 tarihli genel kurul kararı ve Bursa 6. Noterliğinin 20/03/2017 tarih, 2558-2559-2560-2561 sayılı pay devir sözleşmeleri ile müvekkili … 1700 adet payını ablası …’ya, Mümin Poyraz da hissesinin 800 payını ablası …’ya, 850 payını da yeğeni Nihal Doğru’ya, yine şirket ortağı Emrah Doğru’nun da 650 payını kardeşi Nihal Doğru’ya devrettiğini, son duruma göre Emrah Doğru’nun 1000 pay, …’nun 2500 pay, Nihal Doğru’nun da 1500 payı olduğunu, bu işlemlerin Türk Ticaret Gazetesinin 04/04/2017 tarihli 9298 s.lı nüshasında yayınlanarak tescil edildiğini, pay devri işlemleri yapılmadan önce payını devreden ve pay devralan şirket ortaklarının tümü ile yapılan sözlü anlaşma uyarınca müvekkili …’a şirket ortağı ablası …’ya verdiği payların karşılığı olarak davalı şirket adına kayıtlı Bursa-Nilüfer-Beşevler Mah. 311 ada 8 parseldeki 17 no.lu dubleks dükkanın tapuda devri yapılacağı, yine diğer ortak Mümin Poyraz’a da ablası …’ya ve yeğeni Nihal Doğru’ya devrettiği payların karşılığı olarak Bursa-Nilüfer-Beşevler Mah. 311 ada 8 parseldeki 18 no.lu dubleks dükkanın tapuda devri yapılacağı hususunda anlaşmaya varıldığını, bu anlaşma karşılığı olarak Mümin Poyraz’a 450.000,00 TL değerindeki 18 no.lu dükkanın 02/10/2017 tarihli şirkete ait fatura ile ve Bursa 6. Noterliğinin 28/11/2017 tarih ve 10910 yevmiye no.lu işlemi ile tasdik edilen ortaklar kurulu kararı ile devredildiğini, fakat müvekkiline anlaşmada belirtilen dükkanın devrinin Bursa 6. Noterliğinden çekilen 28/12/2018 tarih ve 15245 yevmiye no.lu ihtarnamesine rağmen gerçekleşmediğini ileri sürerek söz konusu taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, hisse devrinin usulüne uygun yapılarak tescil ve ilan edildiğini, müvekkilleri ile davacı arasında Bursa ili Nilüfer ilçesi Beşevler mah. 311 ada, 8 parseldeki 17 no.lu dükkanın devrinin yapılması konusunda bir anlaşma yapılmadığını, davacının şirketteki hisselerinin tamamını Bursa 6.Noterliği’nin 20/03/2017 tarihli pay devri sözleşmesi kapsamında devrettiğini ve iş bu devir sözleşmesinde devrin niteliğinin açıkça belirtildiği, pay devri sözleşmesinde davacının devir bedelini nakden aldığını, başkaca hiç bir hak ve alacağının kalmadığını açıkça beyan ve imza ettiğini, Noter huzurunda imza edilen pay devir sözleşmesinin BK’nın132 maddesi kapsamında ibra kapsamında olduğunu, davacın da bunun dışında hak iddia etmesinin mümkün olmadığı, davacının alacak iddiasını dava değeri itibariyle yazılı olarak ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın, pay devrine karşılık davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkin olduğu, ticaret sicil kayıtları ve limited şirket hisse devir sözleşmesi kapsamında davacı …’ın davalı … İnşaat Emlak Nakliye ve Taahhüt İthalat İhracat San.ve Tic.Ltd.Şti.nin ortağı iken davalı şirkette bulunan 170.000,00 TL değerinde 1700 adet hissesini ortak Nigar Doğru’ya Bursa 6. Noterliğinin 20/03/2017 tarih ve 02561 yevmiye no.lu hisse devir sözleşmesi ile devrettiği, devir bedelini nakten ve tamamen aldığı yönünde beyanının imzası ile tasdik edildiği, aynı tarihli ve Bursa 6. Noterliğinin 02562 yevmiye numaralı işlemi ile tasdik edilen davalı şirkete ait 20/03/2017 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı ile genel kurul (5) no lu kararı ile “Şirket ortaklarından …’ın şirkette mevcut 1700 adet hissesini 170.000,00 TL.si karşılığında Hisse Devir Sözleşmesi ile …..’ya devrine …” karar verildiği, 6 no.lu kararı ile ise “…Şirket ortaklarından Mümin Poyraz’ın şirkette mevcut 1600 adet hissesinden 800 adedini 80.000,00 TL.si karşılığında Hisse Devir Sözleşmesi ile …’ya, 850 adedini 85.000,00 Tlsi karşılığında Nihal Doğru’ya devrine” karar verildiği ve yine aynı genel kurul toplantısında alınan 7 no.lu karar ile “Şirket ortaklarından Emrah Doğru’nun şirkette mevcut 1650 adet hissesinin 650 adedini 65.000,00 Tlsi karşılığında Hisse Devir Sözleşmesi ile Nihal Doğru’ya devrine” karar verildiği ve yeni payların aynı tarihler itibariyle şirket ortaklar pay defterine işlenerek Ticaret Sicilinde tescil ve ilan edildiği, böylece pay devir işlemlerinin tamamlandığı, limited şirket hisse devirlerinin ne şekilde yapılacağı TTK’nun 595 ve devamı hükümlerinde yazılı olup şirket hisse devirlerinin usulüne uygun şirket genel kurulunda alınan karar, aynı tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesi ve pay devrinin Ticaret Sicilinde tescil ve ilanı ile tamamlanmış olup davacı hisse devereden ortak … tarafından hisse devir bedelinin ödenmediği iddiasıyla iş bu dava açılmış ise de hisse devir sözleşmesi Noter huzurunda yapılan resmi şekilde düzenlenmiş bir senet olup davacı tarafça sözleşme içersisinde yer alan devir bedelini nakten ve tamamen aldığına dair resmi şerkilde düzenlenmiş senetteki imzalı beyanının aksine devrin devralan ortak … tarafından kendisine devri verilecek Bursa/Nilüfer/Beşevler Mah. 311 ada 8 parsel 17 Nolu Dubleks dükkanın devri karşılığında yapıldığı iddia olunmuş ise de davacının resmi senedin aksini ispat eder resmi senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldırır şekilde başkaca bir delil sunulmadığından davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili, pay devri işlemleri yapılmadan önce payını devreden ve payı devralan şirket ortaklarının tümü ile sözlü anlaşma yapıldığını, söz konusu anlaşma uyarınca müvekkiline ablası …’ya verdiği payların karşılığı olarak Beşevler Mah. 311 ada, 8 nolu parseldeki 17 nolu dükkanın devredileceğini, yine diğer ortak Mümin Poyraz’ın ablası …’ya ve yeğeni Nihal Doğru’ya devrettiği payların karşılığı olarak 18 nolu dükkanın devredileceğinin kararlaştırıldığını, bu anlaşma karşılığı Mümin Poyraz’a taşınmaz devrinin yapıldığını fakat müvekkiline anlaşma da belirtilen 17 no.lu dükkanın devrinin 28/12/2018 tarihli ihtarnameye rağmen yapılmadığını, sonuçta da yapılan sözlü anlaşma ile müvekkilinin hileye düşürüldüğü gözetilmeden bildirilen tanıklar dinlenmeden yani deliller değerlendirilmeden davanın reddedildiğini, şifahi akit yapanların müvekkilini akit kurmak için kasıtlı olarak yanıltmış ve aldatmış olduklarını, eğer müvekkili gerçek durumu bilmesi -yani sözleşmeye uyulmayıp tapu devri yapılmayacağı-halinde hisse devrine muvafakat etmeyeceğini, hile iddiasının her türlü delil ile kanıtlanabileceğini, devredilen payların değerinin alındığı söylenen bedelle uyumlu olmadığını, şirketin değerinin hisse devrinin yapıldığı tarihte 15 milyon TL olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, davanın müvekkilleri lehine reddine karar verilmiş olduğundan dava değeri üzerinden hesap edilecek nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenle ilk derece mahkemesinin davanın reddine yönelik kararının onanması ile hüküm kısmının 3 fıkrasını dava değerine göre hesaplanacak nispi vekalet ücreti üzerinden düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, davalı şirket ortakları arasında yapılan sözlü anlaşma uyarınca hisse devri karşılığında davacıya devredilmesi kararlaştırılan davalı şirkete ait taşınmazın davacı adına tescili talebine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı ve davalılar vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

1-) Davacı vekilinin istinaf talebinin yapılan incelemesinde;
Dosya kapsamında bulunan belgeler uyarınca davacının, davalı şirkette bulunan 1700 payını, 170.000 TL bedel karşılığından Bursa 6.Noterliğinin 20/03/2017 tarihli pay devri sözleşmesi ile diğer davalı …’ya devrettiği, söz konusu hisse devrinin ortaklar genel kurulu kararı ile onaylandığı ve hisse devrinin ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı, sözlü yapılan anlaşma uyarınca hisse devri karşılığında davalı şirkete ait taşınmazın devrinin yapılacağının kararlaştırıldığını ileri sürmekte ise de, noterde yapılan hisse devri sözleşmesinde davacının hisselerini 170.000 TL bedel karşılığında devrettiğini, devri bedelini davalı … Doğrudan nakten ve tamamen aldığını beyan ettiği görülmekle, davacı söz konusu resmi şerkilde düzenlenmiş senetteki imzalı beyanının aksine olarak devrin taşınmaz devri karşılığında yapıldığını, davalıların sözleşmeye aykırı davrandığını, HMK’nın 201.maddesi uyarınca tanıkla ispat edemeyeceği öngörülmüş olup somut olayda davacının iddiasını kesin deliller ile ispat edemediği nazara alındığında mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacı vekili, istinaf talebinde aldatma sonucu sözleşmenin yapıldığını, aldatma iddiasının da tanık dahil her türlü delil ile ispat edilebileceğini ileri sürmüş ise de; HMK 357/1 maddesinde yer alan bölge adliye mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez hükmü uyarınca davacı vekilinin söz konusu istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenler ile davacı vekilince ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

2-) Davalılar vekilinin istinaf talebinin yapılan incelemesinde;
Mahkemece, davanın reddi ile davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13.maddesinde “Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” düzenlemesi gereği davalılar lehine tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenen vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-) Davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden reddine,
II-) Davalılar vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararının KALDIRILMASINA, 6100 sayılı HMK m. 353/1-b-2 hükmü gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA, Buna göre;
1-) Davanın REDDİNE,
2-) Alınması gereken 54,40 TL maktu harcın peşin olarak yatırılan 3.415,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.361,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-) Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 32.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-) Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-) Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
II-) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,
III-) İstinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan 148,60 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
IV-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
V-) Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/06/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸