Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1287 E. 2023/757 K. 12.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1287
KARAR NO : 2023/757
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI : 2018/1021 Esas, 2019/1647 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 12/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2019 tarih, 2018/1021 Esas, 2019/1647 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkilinin icra dosyasında bulunan diğer borçlu … Yapı İnş. Müh. San. Tic. Ltd. Şti.’nin davalı Banka nezdinde kullandığı, Genel Kredi Sözleşmesi nedeniyle kendi taşınmazını davalı Bankaya ipotek verdiğini, takibe konu Bononun ipotek işlemi sırasında müvekkiline ipotek ile ilgili bir evrak niteliğinde gösterilerek imzalattırıldığını, müvekkilin sözkonusu borcun tarafı olmadığını, kefalet gibi şahsi sorumluluğunun da bulunmadığını, sadece ipotek borçlusu olduğunu, oysa bu davaya konu icra takibinin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan bir icra takibi olmadığını, gönderilen ihtarnamede de müvekkilinin ismi yanında İpotek Borçlusu tabirinin yer aldığını, Müvekkilinin takibe konu Bonoyu tanzim etmesinin ipotek, işleminin varlığı neticesinde hiçbir anlam ifade etmediğini, dolayısıyla bonoyu bilerek ve isteyerek düzenlemeyeceğinin açık olduğunu, ipotek veren müvekkiline neden bono imzalattırıldığı hususunun açıklanmasının davalı Banka sorumluluğunda olduğunu, davalı tarafından müvekkili aleyhine başlatılan Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/3976 E. sayılı icra takip dosyasından müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile dosya borcunun ödenmesi durumunda kalınması halinde, ödenen bedelin yasal faizi ile birlikte istirdadına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacı-Borçlunun 10.10.2017 vade tarihli 60.000,00 TL tutarındaki bono ile sorumlu olduğunu, bononun vadesi geçmiş olmasına rağmen borçlularca herhangi bir ödeme yapılmadığını ve bankanın anlaşma sağlamaya yönelik tüm çabalarının sonuçsuz kalması üzerine icra takibi başlatıldığını, borçlularca borca ve imzaya itiraz edilmediğini, aksine borçlularca taksitlendirme talep edildiğini, imzanın da bu suretle ikrar edildiğini ,borca ve imzaya itiraz etmeyen davacı-borçlunun huzurdaki haksız ve mesnetsiz işbu davayı açtığını, borçlunun aynı zamanda bono imzalamasının, ipotek tesisine engel teşkil etmeyeceği gibi, ipotek tesisinin de senedin geçerliliğine veya geçersizliğine yönelik hiçbir şey ifade etmediğinin açık olduğunu, kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, senedin tüm koşullarının tamam ve geçerli bir bono olarak takibe konu edildiğini, banka alacağının tahsili talebiyle Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/3976 E. sayılı dosyası ile başlatılan ve kesinleşen icra takibi nedeniyle, borçlu …’in açmış olduğu haksız davanın reddine, % 20 ‘den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, mahkemece yeterli bulunan bilimsel denetlenebilir ve gerekçeli bilirkişi raporuna göre; bankalarca bononun , kredi kullandırma aşamasında teminat olarak alındığı, temel borç ilişkisi olan kredinin ödenmemesi halinde kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile daha seri hareket edildiği, somut olayda asıl borçlu … Ltd Şti ne ilki 24 aylık ikincisi 12 aylık toplam 1.150.000 T.L taksitli ticari kredi kullandırıldığı kredi borcunun hesap kat tarihi itibari ile gayrinakit kredi de dahil toplam tutarın 1.427.488 T.L olduğu, Bursa 4.icra Müdürlüğü’nün 2018/4933 esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte diğer kalemler ile birlikte borç tutarının 1.763.736,89 T.L olduğu, bononun ödeme gününün 10.10.2017 olduğu icra takip tarihinin ise 03.04.2018 olup 175 günlük %9,75 avans faizi oranından yapılan faiz hesaplamasına göre 2.804,79 T.L işlemiş faizi olduğunun bildirildiği, asıl borçlunun bankaya bono bedelinin kat kat üstünde kredi borcu bulunmakla bonoda kefil durumunda olan davacının bono bedeli kadar sorumluluğu bulunduğu anlaşıldığından ve bononun illetten mücerret bir ödeme vasıtası da olduğu gerekçesi ile haksız işbu davanın reddine , her ne kadar davalı-alacaklı kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş ise de, icra takibi hakkında verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından dolayısıyla yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminat isteminin reddine dair karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece müvekkilinin 2017 yılına ait envanter ve kebir defteri ile 2018 yılına ait ticari defterlerin incelenmesi için süre vermesi bakımından hukuki bir engel yokken yapılan ilk inceleme sonucuna istinaden davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, 2017 yılına ait yevmiye defterinini müvekkilinin alacağını ispata yarar nitelikte delil teşkil ettiğini, 03.12.2019 tarihli duruşma tutanağının usulüne uygun düzenlenmediğini, bilirkişi raporuna karşı yapılmış olan itirazlarının, eksik olan hususların giderilmesi, dolayısıyla yeniden defter incelemesi talepli beyanlarının tutanağa derç edilmediğini, “Davacı vekilinin sözlü beyanları alındı” şeklinde ibareye yer verildiğini, beyanlarına yer verilmeyen ve usulüne uygun olarak tutulmayan tutanağa istinaden davanın ve yeniden inceleme taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ve beyanların tutanağa geçirilmemesinin adil yargılanma hakkına da aykırı olduğunu,Hakim tarafından eksik kalan hususların incelenmesi maksadıyla yeni süre verilmesi mümkünken bu yöndeki taleplerin tutanağa dahi derç edilmeyerek davanın reddilmesi hukuka aykırı olduğunu, ayrıca son celseden hemen önce davalı taraf adına vekaletname sunulduğunu, akabinde duruşmaya hiç girilmediğini, dosyaya da hiçbir beyan dahi sunulmadığını, karar duruşmasından hemen önce vekaletname sunulması ve emeksiz olarak vekalet ücretine hak kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2018/3976 esas sayılı dosyasına konu bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı alacaklı banka tarafından davalı borçlu aleyhine kambiyo senedine dayalı icra takibi yapıldığı, davalıya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, davacı tarafça bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdatı için eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının dava dışı asıl borçlu … Ltd. Şti.’nin davalı bankadan kullandığı kredi nedeniyle 14/04/2013 tarihli 1.500,000 TL bedel ile kendi adına kayıtlı olan Kayseri İli Melikgazi İlçesi Keykubat Mah. 2411 ada 22 parsel 24nolu bağımsız bölümü ipotek olarak verdiği, Bursa 4.İcra Müdürlüğünün 2018/4933 esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2018/3976 esas sayılı dosyasında borçlusu … Yapı İnşaat …San.Ltd. şirketi, kefil … olan 60.000 TL bedelli senet nedeniyle lehdar Ziraat Bankası tarafından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibi başlatıldığı, borçlunun bu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; asıl borçluya ilki 24 aylık, ikincisi ise 12 aylık toplam 1.150.000,00 TL Taksitli Kredi kullandırıldığı, Kredi borcunun 24.10.2017 kat tarihi itibariyle (Gayrinakit Kredi de dâhil) toplam tutarı 1.427.488,09 TL olduğu, Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/4933 E. sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibindeki Dosya Hesabında; 1.409.650,55 TL’sı asıl alacak olmak üzere diğer kalemlerle birlikte borç tutarı 1.763.736,89 TL olarak saptandığı, görüleceği üzere kredi borcu, Bono tutarı olan 60.000,00 TL’nın üstünde olduğu, Bu nedenle Bono tutarı üzerinden Kambiyo takibi yapıldığı, Takibe konu Kambiyo Senedinin (Bono) ödeme tarihi 10.10.2017 olduğu, İcra takip tarihi ise 03.04.2018 olup, 175 günlük % 9,75 Avans Faiz Oranından yapılan faiz hesaplamasının : Senet Bedeli (Asıl Alacak) 60.000,00 TL, Faiz (60.000,00 TL. * 175 gün* % 9,75 / 360) 2.843.75 TL = TOPLAM 62.843,75 TL olduğu, tarafından hesaplanan borç tutarı; takip talebinde istenen tutarın üstünde olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği davacı …’in 03.04.2018 Takip Tarihi itibariyle borcu; 60.000,00 TL Asıl alacak 2.804.79 TL işlemiş faiz toplam 62.804,79 TL olduğu, toplam tutarın; asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlarda avans faizi, İhtiyati haciz masrafı, ihtiyati haciz vekalet ücreti, icra masrafları, icra harç ve giderleri, icra avukatlık ücreti ile birlikte; tahsilde tekerrür etmemek ve kısmi geri ödemelerin TBK. 100. maddesi kapsamında önce faiz ve masraflardan düşümü sağlanmak kaydı ile tahsilinin gerekeceğinin beyan ve mütalaa edildiği, mahkemece bilirkişi raporuna göre asıl borçlunun bankaya bono bedelinin kat kat üstünde kredi borcu bulunmakla bonoda kefil durumunda olan davacının bono bedeli kadar sorumluluğu bulunduğu anlaşıldığından ve bononun illetten mücerret bir ödeme vasıtası da olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, anlaşılmış ise de verilen karar eksik incelemeye dayalıdır.
Dosya kapsamında dava dışı asıl borçlu … Ltd. Şti.’nin davalı bankadan değişik tarihlerde kredi sözleşmeleri yaparak kredi kullandığı ,bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ; davacının 12/05/2013 tarihli GKS 7de İbrahim Pekel ve Murat Gökçek ile birlikte kefalet imzasının bulunduğu ancak 6098 Sayılı yasada öngörülen kendi el yazısı ile kefalet beyanının ve ve özellikle kefalet olunan miktarın yazılı olmadığı, yine bu sözleşme ekinde sunulan Müşteri Bilgilendirme Belgesinde ” kefalet iradesini ” beyan etmiş olmakla birlikte , kefalet tutarının ve limitinin açıkça belirtilmediği , bu haliyle geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak dava konusu bononun davalı bankadaki muhasebe kayıtları ile dava dışı şirketin kredi dosyaları ve kredi onay belgeleri incelenerek söz konusu bononun davalı bankaya verildiği tarih itibariyle dava dışı şirketin muaccel hale gelmiş bir borcunun olup olmadığının ve dava dışı şirketin kredi borcuna teminat olarak verilip verilmediği değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5176 esas-2022/9170 karar) yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2019 tarih, 2018/1021 Esas, 2019/1647 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 12/05/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır