Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1262 E. 2023/892 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1262 – 2023/892
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1262
KARAR NO : 2023/892
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
TARİHİ : 31/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/06/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/02/2020 tarih, 2018/1698 Esas, 2020/188 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğunu, müvekkilinin davalıdan alacağının ödenmemesi üzerine davalı hakkında Bursa 20.İcra Müdürlüğünün 2018/13868 esas sayılı dosyasında icra takibine başlanıldığını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmadığını, buna dayanarak takip yapılamayacağını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Taraf defterleri arasındaki farkın, davacı defterlerinde kayıtlı olup,davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 4.902,00 TL tutarlı faturaya, 2.842,20 TL tutarlı iki adet faturaya ve davalı tarafından davacıya yapıldığı iddia edilen 70.478,99 TL’lik ödemeye ilişkin olduğu, Bunların dışında davalı tarafından 93.594-TL ve 100.478,99 TL tutarlı iki adet çekin ödenmediği kabul edildiğinden bu hususun ihtilaf dışı kaldığı, Davacı ticari defterlerinde kayıtlı yukarıda bahsi geçen iki adet faturaya ilişkin başkaca bir delil ibraz edemediğinden bu faturalardan dolayı davalının borçlu olmadığının kabul edildiği, Ayrıca davacı tarafından, davalının kısmi ödemeye ilişkin yemin teklifi kabul edilmediğinden davalının 70.478,99 TL ödeme yaptığının kabul edildiği, Netice itibarıyla, davacının davalıdan 276.137,88 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, Takip tarihi itibariyle alacak likit olup, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmolunması gerektiği gerekçesi ile ; 1-Davanın kısmen kabulü ile davalının Bursa 20 İcra Müdürlüğünün 2018/13868 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptaline, takibin 276.137,88-TL asıl alacağa , takip tarihinden itibaren işletecek avans faiz üzerinden devamına, fazlaya ait istemin reddine, 2-Alacak likit olduğundan, hüküm altına alınan alacak miktarının % 20’si üzerinden hesaplanan 54.927,57- TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 3-Takip tarihinden 06.02.2018 tarihinden sonra yapılan 1.500,00 TL’nin kararın infaz aşamasında nazara alınmasına” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalının çok sayıdaki aracına peyderpey alınan akaryakıtların bedellerini haftalık ve aylık olarak, yine peyderpey olarak davalıdan tahsil etmek üzere anlaştığını, taraflar arasında süregelen bir ticari alışveriş ve müvekkilinin alacağının mevcut olduğunu, davalının takibe itirazı tamamen kötü niyetli ve haksız olduğunu, bilirkişi raporu ile alacağın tespit edildiği .Davalı şirket kayıtlarına işlenmemiş olan faturalara ilişkin, başka bir delil sunulmadığından. davalının bu miktarlardan dolayı sorumlu olmadığı tespit edilmemesinin hatalı olduğunu, zira ticari deftere bu faturaları işlememiş olmalarının davalı tarafın kendi kusuru olduğunu, davalının kendi kusurundan faydalanmasının sağlandığını, davalının ödeme güçlüğü içerisine girdiği dönemde, müvekkili şirket tarafından gönderilen BS formlarına cevap vermeyerek bu formları ve içerikleri kabul ettiğini, 70.478,99 TL tutarında ödemenin yapıldığına dair davalının herhangi bir belge sunmadığını, davacının yemin teklifini kabul etmemesi nedeniyle bu ödemenin yapıldığının kabulünün de hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve tüm taleplerin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, akaryakıt alışverişinden kaynaklanan cari alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İtirazın iptaline konu Bursa 20.İcra Müdürlüğünün 2018/13868 Esas sayılı icra dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 29/11/2018 başlangıç tarihli Cari hesap ekstresine istinaden 354.361,07 TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu vekilinin süresi içerisinde borca itiraz etmiş olduğu, hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı görülmektedir.
Somut olayda davacı, davalıya peyder pey akaryakıt sattığını ve teslim ettiği malların bedelinin süregelen ticari alışverişte ödenmemeye başlandığını, cari hesap ekstresine göre alacak miktarı kadar icra takibi yaptığını, ancak borcun ödenmediğini, ileri sürmektedir. Davalı taraf ise cevap dilekçesinde taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, bu sözleşmeye dayanarak takip yapılamayacağını savunmuştur. Taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı ancak açık hesap çalışıldığı sabittir.
Yargılama aşamasında davacı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda; Davacı şirket tarafından, davalı Şirkete düzenlenen faturaların ve davacı şirket tarafından davalı şirketten yapılan tahsılatların, davacı Şırketin ticari defter kayıtlarında yer aldığı, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre; Icra takip tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 354.361,07 TL alacaklı gözüktüğü; takıp tarihinden sonra 06.12.2018 tarıhinde davacı şirketin davalı şirketten 1.500 TL nakit tahsilat yaptığı, Davalı şirketin ticarı defterlerine göre; İcra takip tarihinde davalı şirketin davacı şirkete 152,543,96 TL borçlu gözüktüğü, takıp tarihinden sonra 06.12.2018 tarıhinde davalı şirketın, şirkete 1.500 TL nakit ödeme yaptığı, davalı şirketın ticari defterlerine göre; davalı şirketin davacı şirkete 151.043,96 TL borçlu gözüktüğü; Davalı şirket ticari defterlerindeki farklılığın sebeplerinin; a) Davacı şirket tarafından, davalı şirkete düzenlenen 23.01.2018 tarih 237384 nolu 50.915,01 TL bedelli faturanın, davalı şirketin ticari defterlerinde 50.915,09 TL olarak kayıtlı olması,b) Davacı şirket tarafından, davalı şirkete düzenlenen 15,09.2018 tarih PAA2018000007849 nolu 4.902,00 TL bedelli e-arşıv faturanın davalı Şirketin kayıtlarında yer almadığı, c) Davacı şirket tarafından, davalı şirkete düzenlenen 10.10.2018 PAA2018000008554 nolu 2.842,20 TL bedelli E arşiv satış faturanın davalı şirketin kayıtlarında yer almadığı, d) Davalı şirket tarafından, davacı Şirkete ödeme alarak venlen 25.07.2018 vade 93,594,00| TLbedelli çekin, davacı şirket tarafından davalı şirkete iade edildiği iade sonucu davacı şirketin 93.594,00TL alacaklı olduğu, davalı şirket tarafından ticari defterlerine bu iade çekle ilgili kayıt yapılmadığı, e) Davalı şirket tarafından, davacı şirkete ödeme olarak verilen 20.08.2018 vade 100,478,99/TLbedelli çekin, davacı şirket tarafından davalı şirkete iade edildiği iade sonucu davacı şirketın 100,478,99 TL alacaklı olduğu, davalı şirket tarafından ticari defterlerine bu iade çekle ilgili kayıt yapılmadığı, Davacı şırket tarafından, davalı şirkete 16.02.2018 tarıhi itibari İle faturaların e-arşiv fatura olarak düzenlendiği, e-arşiv faturaların, e-arşiv izni kapsamında elektronik ortamda davalı şirkete iletildiği, davacı Şirketin, davalı Şirkete (motorin) sattığı, davalı Şirket tarafından ilk aşamalarda , davacı şirkete ödemelerin fatura bazında yapıldığı, son aşamalarda davalı şirket tarafından, davacı şirkete ödemelerin yapılmadığı, taraflar arasında açık hesap İlişkisinin mevcut olduğu, tespit edilmiştir.
Davalı vekili, iki çekin ( 100.428,99 TL , 93.594,00 TL ) 70.478,99 TL ‘sinin elden nakit olarak ödendiğini, diğer kısmının da banka ile ödendiğini belirterek ilgili bankalardan bu hesap hareketlerinin istenilmesini talep etmiş,mahkemece ilgili bankalara bu hususta yazılan yazı cevabında iddia edilen çekin bedelinin ödenmediğinin bildirildiği anlaşılmış, davalı vekili 26/08/2019 tarihli dilekçe ile davalı taraf, davacıya banka ile yapılan ödemeler dışında elden 70.478,99 TL ödeme yapıldığı konusunda davacı tarafa yemin teklifinde bulunmuş ise de 05/02/2020 tarihli oturumda davalı vekili , çekin ödenmediğini kabul ettiklerini, beyan ederek yalnız elden yapılan 70.478,99-TL ödemenin dikkate alınmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 16/10/2019 tarihli oturumda davalı tarafın yemin teklifini kabul etmediklerini beyan etmiştir.
Mahkemece Taraf defterleri arasındaki farkın, davacı defterlerinde kayıtlı olup,davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 4.902,00 TL tutarlı fatura, 2.842,20 TL tutarlı iki adet fatura ve davalı tarafından davacıya yapıldığı iddia edilen 70.478,99 TL’lik ödemeye ilişkin olduğu , davalı tarafından 93.594-TL ve 100.478,99 TL tutarlı iki adet çekin ödenmediği kabul edildiğinden bu hususun ihtilaf dışında kaldığı, Davacı ticari defterlerinde kayıtlı bahsi geçen iki adet faturaya ilişkin başkaca bir delil ibraz edemediğinden bu faturalardan dolayı davalının borçlu olmadığının kabul edildiği, Ayrıca davacı tarafından, davalının kısmi ödemeye ilişkin yemin teklifi kabul edilmediğinden davalının 70.478,99 TL ödeme yaptığı kabul edilerek ,davacının davalıdan 276.137,88 TL alacaklı olduğunun kabulüne karar verilmesi , toplanan delillere ve taraflarca ispat edilen hususlar yönüyle isabetlidir . Bu itibarla davacı tarafından 4.902,00 TL tutarlı fatura, 2.842,20 TL tutarlı iki adet fatura ile davalının ödeme olgusuna yönelik ileri sürdürdüğü 70.478,99 TLnin elden ödenmediğini yönündeki 78.223,19 TL lik kısma ilişkin iddiasının ispat edilemediği anlaşıldığından mahkemece karar yerindeki gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 31/05/2023