Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1259 E. 2023/946 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1259
KARAR NO : 2023/946
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2020
NUMARASI : 2018/949 E. 2020/251 K.
D : Av. … – [16748-47347-1864] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 09/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/06/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/06/2020 tarih, 2018/949 Esas, 2020/251 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin Azerbaycan’da 2 ayrı firmaya göndereceği birisi 2 palet diğeri 3 palet olan yüklerin müvekkil firma ile taşınması ve ödemenin de alıcı tarafından yapılacağı hususunda anlaşmaya vardıklarını, yapılan bu anlaşma uyarınca müvekkil şirket tarafından 2 ayrı firmaya ulaştırılmak üzere biri 2 palet diğeri 3 palet yükün Azerbaycan’a taşındığını, yüklerin Azerbaycan’a vardığında gönderici tarafından 2 ayrı firmaya gidecek olan yüklerin birbirine karıştırılmış farklı yüklerin farklı alıcılara gönderici davalı firmanın hatasından dolayı teslim edildiğini, bunun yanında gönderici tarafından taşıma belgesinde bildirilen yük miktarının yanlış belirtilmiş olup yaklaşık 300 parça malda eksiklik bulunduğunu, alıcı tarafın hem yanlış yükün getirildiği hem de eksik getirildiği gerekçesi ile 1700 USD’lik navlun bedelini taraflarına ödemediğini, davalı hakkında Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2018/5995 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, ancak borçlunun söz konusu icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu, bu nedenle davanın kabulüne, borçlu davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, itirazında haksız olan borçlu davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dilekçesinin tebliğ edildiği davalının yasal süresi içinde davaya cevap vermediği, vekil tarafından sunulan beyan dilekçesi ile taraflar arasında müvekkilini borç altına sokacak anlaşmanın bulunmadığını, davacının kendi ağır ihmali ile uğradığını iddia ettiği zararı hiç bir dayanağı olmamasına rağmen müvekkili şirkete yüklemek istediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, dosya kapsamı deliller, taraf ticari kayıtları ve uyuşmazlığa yönelik bilirkişi raporları uyarınca; davacı tarafından davalı aleyhine 1.700 USD miktarlı cari hesap alacağı ve 26,55 USD miktarlı işlemiş faiz alacağının tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, taraflar arasındaki alacak borç ilişkinin açıklığa kavuşturulması icra takibine konu cari hesap alacağı bulunup bulunmadığı, fatura karşılığı bir borç bulunup bulunmadığı herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, yönünden, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcından sonuna kadar olan dönemi kapsayan taraflara ait ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde SMM bilirkişi tarafından inceleme kararı alınmış, mahkemece de yeterli bulunan bilimsel denetlenebilir ve gerekçeli bilirkişi raporuna göre, taraf defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu davacının düzenlediği faturaların davalı defterlerinde yer almadığı, davalı defterlerine göre alacak-borç kaydının bulunmadığı, davacı defterlerine göre faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacının davalıdan fatura karşılığı 1.700 USD (8.943,53 TL) alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Ayrıca iddia ve savunmalar doğrultusunda bir değerlendirme yapılarak navlun bedelinin ödenmemesini gerektirir bir hata olup olmadığı, kusur var ise hangi tarafta olduğu yönünde rapor hazırlanabilmesi için dosya taşıma hukuku alanında uzman bilirkişiye tevdii edilmiş, mahkemece de yeterli bulunan bilimsel denetlenebilir ve gerekçeli bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki sözleşme gereği davalının göndericisi olduğu 3 farklı taşımayı Bakü/Azerbaycan’a muhtelif tarihlerde exw Bursa ve exw İstanbul olarak gerçekleştiği, exw( fabrika teslimi) gönderilerde nakliyeci navlun faturasını direk olarak alıcıya ya da varsa o ülkede bulunan kendi iş ortağı acentesine düzenlemesi gerektiği, dosyada bulunan 3 adet navlun faturasının 1 adedi yurt dışı alıcı adına düzenlendiği diğer iki adedi gönderici Vitamin Ltd. Şti adına düzenlendiği ancak bu fatuların alıcı firma Sınab Mmc Bakü adına düzenlenmesi gerektiği, bu faturalar sebebi ile davalının sorumluluğu bulunmadığı, Gümrük Çıkış (ihracat beyannameleri) belgeleri, CMR nüshaları üzerinde belirtilen koli sayılar uyumlu ve eksiksiz olduğu, çıkışta herhangi bir farklılık tespiti söz konusu olmadığı, davacının 1.600 USD tutarlı yurt dışı bekleme geliri adı altında ayrı bir fatura düzenlediği ancak bekleme sebebi ve nasıl hesaplandığına dair bir bilgi ve belge sunulmadığı, CMR konvensiyonu madde 9.1 ve 9.2 uyarınca ilgili hasar/kayıp tutanaklarının düzenlenmediği ve yine taşıma senedi üzerine not düşülmediği bu şekilde CMR konvensiyonu 8.1.-2 madde ve 9.1-2 maddeleri gereği Azerbaycan’a gerçekleştirilen ihracat mallarının tam ve eksiksiz gönderildiği ve teslim alındığı kabul edileceğinden böylece davacının düzenlediği takibe konu faturalar sebebi ile davalının bir sorumluluğu bulunmadığı, gönderici-davalının yasal muhatap olmadığı, navlun bedelinin alıcı tarafından ödenmesi gerektiği kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; bilirkişi raporlarının alelacele davalıyı haklı çıkarma çabası ile düzenlendiğini, taşıma işlemlerinin exworks taşıma olduğunu taşıma bedelinin alıcı tarafından ödeneceğinde ihtilaf bulunmadığını, İnan Medical adına yapılan taşıma işleminde 8 kap 93.66 kg ürünün beyansız olduğunun Azerbaycan gümrüğünde tespit edildiğini, beyan dışı bu ürünler sebebiyle 400 USD navlun 1.600 USD bekleme ücretine yönelik fatura düzenlendiğini, davalı firmanın bu bedelleri ödeyeceğini sözlü olarak beyan ettiğini ancak ödemenin gerçekleştirilmediğini, davalının beyansız ürünleri beyan edilenin arasına katarak başka bir müşterisine bu yolla sevkte kusurlu olduğunu, alınan kök ve ek raporun göz önüne alınmasının mümkün olmadığını, raporu ve bilirkişi reddettiklerini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, CMR Konvansiyonu’na tabi taşımalara dayalı açık hesap ilişkisinden kaynaklı bakiye alacağın tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2018/5995 Esas sayılı dosyası üzerinden davacı tarafından 31/12/2017 tarihli cari (açık) hesap ekstresi ile davalı hakkında 1.700,00 USD alacak sebebiyle takip başlatıldığı, takibe konu açık hesap alacağının 92592 nolu 1.600,00 USD bedelli, 92694 nolu 1.100,00 USD bedelli 92730 nolu 400,00 USD bedelli faturalardan oluşan miktardan 1.400,00 USD ödemesi sonrası bakiye miktar olduğu anlaşılmaktadır.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Öte yandan, basit yargılama usulüne tabi davalarda iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı 6100 sayılı HMK’nın 319. maddesi gereği dava açılmasıyla başlar. İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesine yönelik yasal düzenleme yargılamanın sağlıklı bir zeminde ilerlemesi için getirilmiş olup, basit yargılama usulünde yukarıda belirtildiği gibi iddia ve iddianın dayanağı olan maddi vakıalar davanın açılması, yani dava dilekçesi ile savunma ve savunmanın dayanağı olan maddi vakıalar ise cevap dilekçesi ileri sürülür. Söz konusu müessesenin istisnaları ise, HMK’nın (322/1 maddesinin atfı ile) yazılı yargılama usulüne ilişkin iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağını düzenleyen 6100 sayılı HMK’nın 141. maddesinin 2. fıkrasında belirtilmiş olup, bunlar karşı tarafın açık rızası ve ıslah hukuki yoludur.
Bu kapsamda somut olayda, takibe konu alacak, yukarıda belirtilen açık hesaba konu faturalardan kaynaklı bakiye miktara yönelik olup, davalının ek bilirkişi raporuna itiraz ile birlikte ileri sürdüğü maddi vakıalar ve bu maddi vakıalar yönelik 92431 nolu fatura iddianın değiştirilmesi niteliğinde olup davalının açık muvafakatinin bulunmaması ve ayrıca bu faturanın takibe dayanak açık hesap ekstresinde yer almaması sebebiyle tahkikata ve davaya konu edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Bu halde, uyuşmazlığın yukarıda belirtilen açık hesap ilişkisine konu faturalar olduğu ve bu faturalar sebebiyle dava dilekçesinde ileri sürülen maddi vakıalar uyarınca davacı bakiye alacağının bulunup bulunmadığının tespiti gerektiği anlaşılmıştır.
Davaya konu taşımanın Exwork (işyerinde teslim) şeklinde olduğu ihtilafsızdır. EXW (EXWORKS) (İşyerinde Teslim); İhracatçı firmanın sattığı malı kendi işletmesinde teslim etmesi şartını içeren teslim şekli olup, ithalatçı kararlaştırılan tarihte malları nakliyecisi aracılığıyla ihracatçının deposundan teslim alır. İhracatçı ülkedeki iç taşıma, yükleme, navlun (uluslararası taşıma ücreti) sigorta maliyeti, boşaltma masrafı gibi ihracatçının deposundan itibaren oluşabilecek bütün masraflar ve riskler alıcıya (ithalatçıya) aittir.
Davacı tarafından düzenlenen 92592 nolu 1.600,00 USD bedelli faturanın yurt dışı bekleme geliri nedenli, 92694 nolu 1.100,00 USD bedelli faturanın Sinab MMC alıcılı navlun ücret bedeli nedenli, 92730 nolu 400,00 USD bedelli faturanın ise Sinab MMC alıcılı navlun ücret bedeli olarak düzenlendiği, açık hesap ilişkisinde yer alan 1.400,00 USD tahsilatın ise davacı şirkete ait 17100 nolu tahsilat makbuzu uyarınca Sinab MMC’den tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Eldeki davada; davacı taşımaya konu yüklerin alıcılar yönünden karıştırılması ve 300 parça mal eksikliği sebebiyle 1.700,00 USD navlun bedelinin tarafına ödenmediğini alacağa yönelik maddi vakıa olarak ileri sürmüştür.
CMR Konvansiyonu’nun 9/2 maddesine göre, taşıma senedinde taşıyıcı tarafından beyan edilmiş bir çekince yok ise aksi kanıtlanmadıkça tesellümde yükün ve ambalajlarının iyi durumda olduğu ve yükün parça sayısı ile bunların işaret ve numaralarının taşıma senedinde yer alan beyanlara uygunluk arz ettiği konusunda delil teşkil edeceği belirtilmiştir. Davaya konu taşıma senetlerinde davacı tarafından ileri sürülen olgulara yönelik herhangi bir kayıt/çekince yer almamaktadır. Davacı tarafından iddialara yönelik başkaca delil de sunulmamıştır. Bu halde taşımaya konu ihracat mallarının davacı tarafından tam ve eksiksiz teslim alındığının kabulü gerekmektedir. Öte yandan, davaya konu taşıma Exwork nitelikli olduğundan ihracatçı-davalının teslimi sonrası oluşabilecek bütün masraflar ve riskler de alıcıya (ithalatçıya) aittir. Dolayısıyla yerel mahkemenin açık hesap ilişkisine konu faturalar sebebi ile davalının bir sorumluluğu bulunmadığı yönlü kabulü ve neticesinde davanın reddine dair kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Ayrıca davacı tarafından bilirkişinin reddine yönelik istinaf dilekçesi ile talepte bulunulmuş ise de; 6100 sayılı HMK’nın 272. maddesi gereği bilirkişinin reddi isteminin sebebin öğrenilmesinden itibaren 1 haftalık süre içerisinde yerel mahkemeye yapılması ve yerel mahkemece karara bağlanması gerektiğinden bu yöndeki istinaf talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına (harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
4-Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza