Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1230 E. 2023/796 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1230 – 2023/796
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1230
KARAR NO : 2023/796

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2023

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/04/2019 tarih, 2017/658 Esas, 2019/483 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin yüksek teknolojili makineleri üreten bir firma olduğunu, müvekkili şirket ile davalı bayii … Teknik Dizayn Ltd Şti ve onun alt bayii olan davalı … firması arasında 30.06.2015 tarihli bayiilik sözleşmesi imzalandığını, asıl bayii olan davalı … Teknik Dizayn Ltd Şti tarafından tayin edilen davalı … firmasının ise alt bayii olarak sözleşmeye dahil edildiğini, davalılardan … başta sözleşme tarafı iken, şirket kurulumu sonrasında garantör olarak sözleşmeye devamla bir kısım ipotekleri sözleşmeden kaynaklanan cari hesap ve müvekkili şirket risklerine karşılık ipotek verdiğini, davalı bayiinin sözleşmeye aykırı eylemlerinden dolayı sözleşmenin müvekkili tarafından 10.01.2017 tarihli noter ihtarnamesi ile haklı nedenle feshedildiğini, cari hesaptan kaynaklı alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek 571.055 Euro ve 45.000 Usd’nin 02/02/2017 tarihinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … Teknik..Ltd Şti vekili, davacının müvekkili şirkete sözleşme süresince yapılan mal satışları karşılığında müvekkilinin davacıya çek keşide ettiği gibi alt bayi diğer davalı şirketin müvekkiline keşide ettiği çekleri davacıya ciro ettiğini, cari hesaptan dolayı borcunun olmadığını, keşide ve ciro yoluyla davacıya teslim edilen bir kısım çeklerin davacının kusuru nedeniyle ödenemediğini, bu çeklerden dolayı icra takiplerine maruz kalındığını, davacının alacağını mükerrer tahsil etme gayreti içinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Diğer davalılar vekili, sözleşmenin düzenlenme tarihinde müvekkillerinden … Makine.. Ltd. Şti’nin henüz kurulmadığını, o tarih itibariyle tüzel kişiliğinin bulunmadığını, her ne kadar 3. maddede kuruluş aşamasında olan müvekkil şirketin ek protokolle sözleşmeye bağlanacağı öngörülmüşse de müvekkil şirketle ilgili ek protokolün yapılmadığını, müvekkil şirketin sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir sorumluluğun bulunmadığını, ticari teamüller ve uygulamada bayii alt bayi’e kefil olduğunu, esasen sözleşmedeki kefalet maddesi de kısmen böyle düzenlenmiş ancak daha sonra ek bir maddeyle müvekkil …’e garantörlük yükü yüklendiğini, ayrıca …’in garantör olduğuna dair sözleşme maddesi de sonradan elle yazılarak doldurulduğunu, sözleşme imzalandığında … şahıs firması olup sonradan şirket kuruluşu yapıldığını, müvekkillerin gerek akdin feshinde gerekse davaya sebebiyet noktasında hiç bir kusuru ve ihmali olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve hükme esas alınan bilirkişi raporu sonucunda, davacı ile davalılardan … ve … Ltd. Şti. arasında bir ticari ilişki bulunmadığı, davalı … Teknik Ltd. Şti.’nin ödeme zımnında davacıya verdiği çeklerin karşılıksız çıkmasından dolayı davacıya cari hesaptan borçlu olduğu, davacının elinde karşılıksız kalan çekler mevcut iken cari hesaptan alacak istemesinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla mümkün olduğu, tahsilde tekerrür teşkil etmeyecek çeklerin listesinin 27/12/2018 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunun 28. sayfasında “davalı şirketin 2016 yılında keşide ettiği ancak karşılığı olmayan çekler” başlığı altında listelenen beş adet toplamı 45.000 USD olan çekler ile otuz yedi adet toplamı 571.055 EURO olan çekler olduğu, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalı …’in ve … Makina San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin garantör sıfatıyla sorumluluklarının bulunduğu, … alt bayi olarak çalışmış garantör olarak sözleşmeye katılmış ve borca karşılık ipotek verdiği, dolayısıyla bakiye borçtan müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 554.674,34 Euro ve 29.028,87 Usd alacağın 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince dava tarihi olan 11/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, iş bu alacağın taraflar arasındaki cari hesap sebebiyle verilmiş ancak halen davalı tarafa iade edilmemiş, icra takiplerine konu yapılan ve gerekçeli kararda detayları gösterilecek çeklerin tahsiliyle tekerrür teşkil etmeyecek biçimde tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılar … ve … Makine..Ltd Şti vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalılar … ve … Makine..Ltd Şti vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirkete ticari ilişkiden kaynaklı bir borcunun olmadığını, davalı … Teknik..Ltd Şti’nin davacıya olan borcuna da kefil yada garantör olmadığını, aksine sözleşmede hayatın ve ticaretin akışına uygun bir şekilde bayi olan davalı … şirketinin müvekkili şirkete kefil olduğunu, sözleşmede Garantör olarak “……” şeklinde boşluk bırakılarak imzalatılan ve dava açılmadan önce doldurulan kısma … firmasının ismi yazılması gerekirken müvekkili şahsın isminin ve TC Nosunun yazılmasının sözleşmede amaçlanana ve anlaşılana da aykırı olduğunu, müvekkili şirketin imzaladığı sözleşmede herhangi bir isim ve TC Kimlik Numarası olmadığını, sözleşmenin sonunda da … isminin olmadığını, …’nin Garantör Sıfatı ile imzasının alındığı bir bölüm de bulunmadığını, bu kısımların sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, her halükarda müvekkili …’in garantör olarak ismi sonradan yazılsa da müvekkilin bu sıfatla sözleşmede imzasının bulunmadığını, aksi düşünülse dahi müvekkil şahsın … firmasının borçlarına kefaleti veya garantörlüğü ancak eşinin rızası ile mümkün olabildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı, davalı bayii … Teknik Dizayn Ltd Şti ve onun alt bayii olan davalı … Makina..Ltd Şti arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalı …’in sözleşmeye garantör olduğunu, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının davalı bayii … Teknik Dizayn Ltd. Şti’nden cari hesaptan dolayı alacaklı olduğunu iddia ederek bu alacağın davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş, davalı … Teknik Dizayn Ltd Şti vekili, sözleşme kapsamında davacıdan tedarik edilen mal satışları karşılığında davacıya çekler verildiğini, ödenemeyen bir kısım çeklerden dolayı davacının icra takiplerine maruz kaldığını, alacağın mükerrer tahsilinin istendiğini belirterek davanın reddini istemiş; diğer davalılar vekili ise, davalıların davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı gibi sözleşmeye kefalet ya da garantör olmadıklarını, davalı …’in garantör olduğuna dair sözleşme maddesi de sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, kaldı ki eş rızasının bulunmadığından şeklen geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, yukarıdaki gerekçe doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalılar … ve … Makine..Ltd Şti vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355 maddesi uyarınca, davacı tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 30.06.2015 tarihli “Bayilik Sözleşmesi”nde; davacı …AŞ’nin bayilik veren üretici firma; davalı … Teknik..Ltd Şti bayilik alan olarak bayii; davalı …, “Fevzi Çakmak Mah.Gülistan Cad.No: 86/1 Karatay-Konya” adresinde yerleşik olarak faaliyet gösteren şirket alt bayi olarak gösterilmiştir.
Sözleşmenin “Tanımlar” başlıklı kısmında; “alt bayi”: “Bayinin tayin ve tespit ile bu sözleşme doğrultusunda kendi yetki sınırlarında yetkilendirdiği tüm eylem ve fiillerinden üreticiye karşı sorumlu olduğu ve edimini taahhüt ettiği … firması..adresinde kurulu şahıs firmasıdır. … şirketleşme sürecine girmiş olup sözleşme devamı süresince onun iştirakı ile kurulacak olan firma ile alt bayiilik hizmetinin şirket üzerinden devam ettirilecek olup şirket bilgileri ek protokol ile bu sözleşmeye bağlanacaktır. Başkaca alt bayi tayini üreticilerin yazılı muvakafatına bağlıdır; “kefalet”: Bayi bu sözleşmede yükümlendiği her edimini alt bayisi tarafından üreticiye taahhüt edildiğini beyan eder. Bayi alt bayisi tarafından yapılacak her türlü faaliyeti kendi bölgesi gibi üreticiye taahhüt etmiş olup alt bayinin tüm eylemlerinden kendi eylemi gibi sorumludur.” denilmiş; “Garantör Müessesi” başlıklı 12. maddesinde ise: “22352342508 TC kimlik numaralı … bayinin yanında gerek iş bu sözleşme kapsamında yer alan edimlerin ifasında gerekse işbu sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülük ve taahhütleri ( cezai şart ve doğmuş doğacak borçlar dahil) ve bunlara ait tüm madde ve hükümleri okuyarak ve bunların hukuki sonuçlarını kabul ile beraber Borçlar Kanununun 128 ve devamı maddeleri hükümlerine göre ve üçüncü şahsın fiilini ( edim, yükümlülük, taahhüt) garanti anlamında GARANTÖR sıfatı ile üreticiye karşı üstlenmiş ve yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ve bunların kısmen dahi olsa ihlali durumunda tazminat ödemeleri ile dahil olmak üzere bizzat kendisi tarafından yerine getirileceğini beyan kabul ve taahhüt eder.”şeklinde düzenlemeye yer verildiği, sözleşmenin hitamında “..30.06.2015 tarihinde tanzim edilmiş olup taraf yetkilileri ve garantör ile birlikte imzalanarak yürürlüğe girmiştir.” denildikten sonra altında Üretici-…AŞ; Bayi … Teknik..Ltd Şti; Alt Bayi … Makine..Ltd Şti firma isim ve kaşelerinin bulunduğu, …AŞ ve … Teknik..Ltd Şti şirket kaşelerinin üzerlerinde tek bir imzanın bulunduğu, … Makine..Ltd Şti şirket kaşesinin üzerinde ve kaşenin dışında ayrı ayrı aynı imzanın olduğu görülmüştür.
Davacı ……AŞ, davalı bayii … Teknik..Ltd Şti ve alt bayii Arif Zöen Makine..Ltd Şti arasında imzalanan “30.06.2015 Tarihli Bayilik Sözleşmesi Ek Protokoldür” başlıklı belgede; “… Makina..Lt Şti unvanlı şirket olarak alt bayi sıfatı ile gerek …AŞ’ye ve gerekse … Teknik..Ltd Şti’ne karşı yükümlendiği tüm edimleri bundan böyle şirket adına da yükümlenmeyi kabul ve taahhüt ettiğini beyan eder.” denilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, dosya kapsamı ve yukarıda anılan sözleşme hükümleri doğrultusunda, davacı üretici firma ile davalı … Teknik..Ltd Şti arasında bayiilik sözleşmesi bulunduğu, davalı … Teknik..Ltd Şti’nin davacı şirketin bayii, davalı … Makine..Ltd Şti’nin ise davalı … Teknik..Ltd Şti’nin alt bayii olduğu, sözleşme kapsamındaki ticari ilişkinin davacı ile davalı bayii … Teknik..Ltd Şti arasında olduğu, diğer davalı … Makine..Ltd Şti arasında alım satım ilişkisi bulunmadığı, davacının ödenmeyen çeklerden kaynaklı olarak cari hesaptan dolayı davalı … Teknik..Ltd Şti’nden alacaklı olduğu, davalı … Makina..Ltd Şti’nin davacı ile davalı … Teknik..Ltd Şti arasında bayilik sözleşmesine kefaletinin bulunmadığı gibi garantör olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalı gerçek kişi … yönünden ise;
Uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan sözleşmede, “Garantör Müessesi” başlıklı 12.madde hükmünün niteliği ile bu niteliği uyarınca davacının alacağını davalıdan talep edip edemeyeceği üzerine olduğu anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, uyuşmazlığa dayanak sözleşmenin alt bayi … Makine..Ltd Şti adına temsilen ve garantör sıfatıyla şahsen davalı … tarafından ayrı ayrı imzalandığı, anılan madde hükmünden davalı …’in davacı ile davalı … Teknik..Ltd Şti arasında imzalanan bayilik sözleşmesinden ayrı ve bağımsız bir sözleşme olarak davalı … Teknik..Ltd Şti’nin lehine taahhüt altına girdiği, davacının bu davalıdan tüm borçlarını, ödemeyi üstlenmesi karşısında sözleşmenin garanti sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, garanti sözleşmesi asıl borç ilişkisinin tarafı olmayan üçüncü kişilerce, alacaklıya şahsi teminat (güvence) verilmesi hallerinden birisidir. 6098 sayılı TBK’nın 603. maddesinde “Kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler, gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu bu düzenleme uyarınca gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin başka ad altında diğer sözleşmelere de kefaletin şekline, ehliyete, eşin rızasına ilişkin hükümlerin aynen uygulanacaktır.
Eldeki davada, garanti sözleşmesi ile davacı lehine kişisel güvence veren davalı gerçek kişi olup lehine garanti verdiği davalı … Teknik..Ltd Şti olup, bu şirketin ortaklarından da olmadığından garanti sözleşmesinin geçerliliği için kefaletin şekli koşullarının bulunması gerekmektedir.
6098 Sayılı TBK’nın 583.maddesinde; “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.”
Yine aynı yasanın 584.maddesinde ” Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
(Ek fıkra: 28/03/2013-6455 S.K./77. md) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” düzenlemesini içermektedir.
Bu durumda, davaya konu kişisel teminat içeren belgede garanti edilen azami miktarın ve eş rızası yer almadığı sabittir. Bu halde, taraflar arasında geçerlilik koşullarını taşıyan garanti sözleşmesi bulunmadığından davacının bu hukuki nedenle davalıdan talepte bulunması mümkün değildir.
Öte yandan, ilk derece mahkemesince bu davalı yönünden uyuşmazlığa konu sözleşmenin niteliğinin garanti sözleşmesi olarak kabul edildiği halde BK’nın 603 maddesi gözetilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi de doğru olmamıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davalılar … ve … Makine..Ltd Şti vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak “davacının davasının davalılar … ve … Makine..Ltd Şti yönünden reddine, davalı … Teknik..Ltd Şti yönünden davanın kısmen kabulü ile 554.674,34 EURO ve 29.028,87 USD alacağın 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince dava tarihi olan 11/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, işbu alacağın taraflar arasındaki cari hesap sebebiyle verilmiş ancak halen davalı tarafa iade edilmemiş, icra takiplerine konu yapılan ve gerekçeli kararda detayları gösterilecek çeklerin tahsiliyle tekerrür teşkil etmeyecek biçimde tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
A- Davalılar … ve … Makine..Ltd Şti vekilinin vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüne,
B- Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/04/2019 tarih, 2017/658 Esas, 2019/483 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, dava hakkında yeniden hüküm kurulmasına;
1-Davacının davasının davalılar … ve … Makine..Ltd Şti yönünden reddine, davalı … Teknik..Ltd Şti yönünden davanın kısmen kabulü ile,
554.674,34 EURO ve 29.028,87 USD alacağın 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince dava tarihi olan 11/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, işbu alacağın taraflar arasındaki cari hesap sebebiyle verilmiş ancak halen davalı tarafa iade edilmemiş, icra takiplerine konu yapılan ve gerekçeli kararda detayları gösterilecek çeklerin tahsiliyle tekerrür teşkil etmeyecek biçimde tahsiline,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 154.489,96 TL harçtan peşin yatırılan 40.972,34-TL harcın mahsubu ile bakiye 113.517,62 -TL harcın davalı … Teknik..Ltd Şti’nden tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 3.036,50-TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre hesaplanan 2.884,20-TL’nin davalı … Teknik..Ltd Şti’nden tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 40.972,34-TL harcın davalı … Teknik..Ltd Şti’nden tahsili ile davacıya verilmesine
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden lehine kabul edilen miktar üzerinden takdir olunan 212.080,00-TL ücret-i vekaletin davalı … Teknik..Ltd Şti’nden tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı … Teknik…Ltd Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden davalı vekili lehine takdir olunan 19.135,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalılar … ve … Makina..Ltd Şti kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden davalılar vekili lehine takdir olunan 218.125,15 -TL ücret-i vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-Davalılar … ve … Makine..Ltd Şti tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde iadesine,
2-İstinaf yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılandığından 11,00 TL posta masrafı konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2023