Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/122 E. 2022/1377 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/122 – 2022/1377
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/122
KARAR NO : 2022/1377

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVA TARİHİ : 12/10/2018
KARAR TARİHİ : 21/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/10/2022

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı ….Ltd Şti vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı dava dilekçesinde, aleyhine davalılardan …..Ltd Şti tarafından çeke dayalı olarak icra takibine girişildiğini, dava konusu 85.000 TL bedelli (paraflanmadan önce 31.09.2017 tarihli paraflamadan sonra 31.01.2018 tarihli) çekin keşidecisi diğer davalı Şahcan İnşaat.. Ltd. Şti. olduğunu, çekteki imzanın kendisine ait olmadığını, ayrıca çekte ilk ciranta olan kendisinden sonra gelen cirantanın davalı keşideci olduğunu, bu anlamda borçlu ve alacaklı sıfatlarının birleştiğinden çekten dolayı sorumlu tutulamayacağını iler sürerek icra takibine konu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı …..Ltd Şti vekili, müvekkilinin çeki ciro yoluyla edindiğinden davacının imzasının sahte olup olmadığını bilemeyeceğini, çekin iyi niyetli meşru hamili olan müvekkiline karşı imzanın sahteliğinin ileri sürülemeyeceğini, keşidecinin vadesinden önce çeki yeniden ciro ederek kullanması ile alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmesi sebebiyle borç sona ermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı Şahcan İnşaat.. Ltd. Şti vekili, davaya cevap vermemiş, duruşmada imza incelemesi için rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, Bursa 6.Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan 2019/61 esas sayılı ceza dosyası içerisinde bulunan ve bilimsel denetlenebilir ve gerekçeli bilirkişi raporuna göre; çekin arka kısmında birinci ciranta konumundaki davacı adına atılan imzaların kendisine ait olmadığının bildirildiği, buna göre dava konusu çek sebebi ile ciranta sıfatı ile sorumlu tutulamayacağı, kötü niyet tazminatı koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibine konu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazmnatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı …..Ltd Şti vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan ceza soruşturmasında alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmayıp bu husustaki itirazların dikkate alınmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, icra takibine konu çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı …..Ltd Şti vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İnceleme, HMK 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafça, dava konusu çekteki lehtar ciranta imzasının inkar edildiği ve kaldı ki lehtarın cirosundan sonra davalı keşidecinin cirosunun yer aldığından alacaklı borçlu sıfatının birleşmesi nedeniyle çekten dolayı sorumlu olmadığını iddia ederek çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Dava konusu icra takibine konu 31.01.2018 tarihli 85.000 TL bedelli çekin keşidecisi davalı …..Ltd Şti, lehtarı davacı Mürsel Gündüz olup çekin arkasında davacı lehtarın cirosuyla sırasıyla davalı keşideci …..Ltd Şti ve davalı … İnş..Ltd Şti’nin cirolarının bulunduğu ve çekin davalı … İnş…Ltd Şti tarafından davacı ve davalı …..Ltd Şti aleyhine icra takibine konu yapıldığı anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/93939 sayılı soruşturma dosyasında adli tıp uzmanından alınan imza incelemesi raporuna göre, imzanın davacının eli ürünü olmadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
İmza incelemesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçlunun uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medarı tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Sıhhatli bir sonuç alınabilmesi için, inkar edilen imzanın atıldığı tarihten öncesinde veya mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan borçluya ait imzaların celbedilip ondan sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E., 2001/467 K. ve 06.06.2001 tarih ve 2001/12-466 E., 2001/483 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gibi; herhangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan raporda ise, sadece davacının huzurda alınan imza örnekleri baz alınarak raporun düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle imza incelemesinin olması gereken prosedüre göre yapılmadığı raporun bu nedenle hüküm kurmaya elverişli olmadığı kabul edilmelidir.
Açıklanan bu nedenlerle davalı …..Ltd Şti vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı …. Ltd, Şti. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/10/2019 tarih, 2018/1308 Esas, 2019/1381 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince talebin yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
5-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
6-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi 21/10/2022