Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/116 E. 2022/1261 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/116
KARAR NO : 2022/1261
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2018
NUMARASI : 2014/713 E. 2018/1219 K.
ANIN KONUSU : Alacak (Kooperatif Aidatından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/10/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2018 tarih, 2014/713 Esas, 2018/1219 sayılı Kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müflis durumuna düşen müvekkili kooperatifin önceden beri üyesi olduğunu, kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatları zaman zaman ödediğini, zaman zaman ödemediğini, ancak 2004 yılı Nisan ayından kooperatifin iflas tarihi olan Ekim 2006 ayına kadar hiç aidat ödemediğini, iflas kararı ile birlikte aidat ödemelerinin ortadan kalktığını, davalının önceye ait aidat borçlarını ifaya kadar kararlaştırılan gecikme faizi ödeme yükümlülüğünün devam ettiğini, kooperatifin her yıl genel kurulunda o yıla ait aylık aidat ile ödenmemesi durumunda aylık yüzde kaç gecikme faizi alınacağının karara bağladığını, 2004 yılından bu yana aylık aidatların 500,00-TL’sinin ve aylık gecikme faiz oranının %10 olarak tespit edildiğini, bu nedenle fazlaya mütedair hakları saklı kalmak kaydıyla davalının Nisan 2004 ile Eylül 2006 tarihleri arası aidat olarak 10.000,00-TL’nin genel kurul kararı uyarınca aylık %10 gecikme zammı, yasal faizi, masraf ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, iddialarının dayanaksız olduğunu, kooperatife borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, davalının davacı kooperatife üye olduğu tarihten 2004 Nisan ayına kadar aidatlarını ödediği, ancak dosya içerisindeki tapu kayıtlarından anlaşıldığı ve karşı bir iddia ileri sürülmediği üzere, davalıya başta tahsis edilen konutun dava dışı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlı olduğu ve daha sonra da tapuda satışlarla başka kişilere geçtiği, yani davalıya tahsis edildiği belirtilen dairenin başkaları adına olduğundan söz konusu dairenin veya başka bir dairenin davalıya tahsisinin gerçekleşmediği, davacı kooperatifin amacını gerçekleştirmeden iflas ettiği ve sonuç olarak davalıya konut tahsisinin gerçekleştirilmediği, davacının iflas etmiş olması nedeniyle bunu gerçekleştirmesinin mümkün olamayacağı, gerçekleşmeyecek amaç doğrultusunda bu aşamada geçmişe dönük aidat alacak istemi, yasal düzenlemeler ile özelikle yapı kooperatiflerinin amacına uygun ve yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalı koopretif üyesinin iflastan önce ödenmeyen aidat borçlarının olduğunu, kararın bu konuda verilmiş emsal Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı istinafa karşı cevap dilekçesi ile; davacı kooperatifin müflis olması sebebiyle daire vermesinin mümkün olmadığını, istinaf başvurusunun hukuki mesnetten yoksun ve kötüniyetli olduğunu belirterek reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan aidat alacağının tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvuruluşmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacının halen kooperatifin üyesi olduğu, kooperatifin Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/192 Esas, 2006/367 Karar sayılı dosyası ile iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, iflasın açılması ile birlikte davalının kooperatife aidat ödeme yükümlülüğü sona ermişse de, kooperatifin iflasından önceki dönemlere ilişkin davalı üyesi olduğu kooperatife aidat ödeme yükümlülüğü devam etmekte olduğundan mahkemece aksi yöndeki değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Emsal Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin, 03/12/2014 tarih, 2014/5569 E, 2014/7814 K.).
Öte yandan, davalı süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan Kooperatif ile ortağı arasında parasal yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıklarda uygulanacak olan 818 sayılı BK’nın 126/4. maddesi hükmü gereğince zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu süre borcun muaccel olduğu tarihten başlar. Bu itibarla, talebe konu aidat alacakları yönünden davacı kooperatifin genel kurullarında kararlaştırılan ödeme sürelerinin sonunda alacağın muaccel olduğu anlaşılmaktadır.
Eldeki davada; davacı tarafından 25/04/2011 tarihinde açılan dava ile 2004 yılı Nisan ayından kooperatifin iflas tarihi olan Ekim 2006 ayına kadarki döneme ait aidat alacağı talep edilmiştir. Davalı kooperatif genel kurullarında aidat ödemelerinin aylık olarak süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise gecikme cezası uygulanmasına ilişkin kararların alındığı, bu durumda genel kurulun belirlediği ödeme tarihleri uyarınca davacının talep edilebilecek aidat alacağının dava tarihine göre 2006 yılı Nisan ayı ile iflas tarihi olan 2006 yılı Eylül arasındaki aylara ait dönemi kapsadığı, bu dönemdeki aidat alacağının Nisan 2006 ayı 1.000,00-TL, Mayıs 2006 ve sonrası için (Eylül 2016’ya kadar) ise aylık 350,00-TL olarak genel kurulca belirlendiği, bu sebeple davacının ıslah işleminin asıl alacağa yönelik olması gözetilerek zamanaşımına uğramayan (1.000,00-TL+ 5X350,00-TL) 2.750,00-TL aidat talebinde haklı olduğu anlaşılmakla bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; davacı istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, yerel mahkemenin kararının davacı lehine kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b-2 madde gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE,
2-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2018 tarih, 2014/713 Esas, 2018/1219 sayılı Kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353/1-b-2 madde gereğince yeniden hüküm kurulmasına;
a-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 2.750,00 TL aidat alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin zamanaşımı nedeniyle REDDİNE
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 187,85 TL harcın peşin ve ıslah ile alınan 404,40 TL’den mahsubu ile bakiye 216,54 TL’nin davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan 1.183,75 TL yargılama giderinin kabul ve ret (%0,11) oranına göre hesaplanan 130,13 TL ile peşin ve ıslahla birlikte alınan 187,85 TL toplamı 317,98 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
İstinaf Harç ve yargılama gideri yönünden;
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf yoluna başvurma harcının hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmının, taraflara iadesine,
6-Harç ve tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile 6100 sayılı HMK’nın 362. Maddesi gereği miktar itibariyle kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza