Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1153 E. 2023/780 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1153
KARAR NO : 2023/780

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2019
NUMARASI : 2017/595 Esas, 2019/1331 Karar

DAVACIAR : 1 -… – … …
VEKİLİ : Av. …
: 2 -… – …
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 18/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2023

Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/10/2019 tarih, 2017/595 Esas, 2019/1331 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, Tasfiye Halindeki Ticaret Faktoring Hizmetleri AŞ.’nin 1995-1996 yıllarında yapmış olduğu faktoring işlemleri dolayısıyla oluşan alacaklarının çok büyük bir bölümü vadelerinde tahsil edilemediğini, bu nedenle ödeme zorluğuna düşen Ticaret Faktoring Hizmetleri AŞ.’nin tek alacaklısı ve %60 hisseleri olan Türk Ticaret Bankası AŞ.’ne olan borçlarını ödeyememesi nedeniyle bankanın şirketten olan alacaklarının 31/07/2001 tarihinde fon tarafından devir ve temlik alındığını, ayrıca Tasfiye Halindeki Ticaret Faktoring Hizmetleri AŞ’nin aktifinde bulunan tüm alacaklıların 27.01.2006 tarihinde devir ve temlik alındığını, factoring şirketinin davalı şirkete 600.000 TL faktoring işlemleri limitli tahsis ederek kredi kullandırdığını, diğer davalı … (Evcil)’in sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını, kredi geri ödemeleri vadelerinde tahsil edilmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlular hakkında İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2001/6897 ( eski 1998/14577) E sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, 2005 yılında takipten haktan feragatı tazammun etmeyecek şekilde sarfınazar edilerek borçlular hakkında 6183 sayılı AATHK hükümlerine göre takip başlatıldığını, ancak idare mahkemesince bu alacağın 6183 sayılı yasa kapsamında tahsili mümkün olmadığından bu işlemlerin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine 2017 yılında fon kurulu kararı uyarınca takibin sonlandırılmak zorunda kalındığını, mevcut alacağın tahsili için işbu davanın açıldığını ileri sürerek 700.899,00-TL.bakiye alacak ile 5.555.251,00 TL.işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 6.291.614,00 TL.nın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili, dava konusu alacağın fona devrolunan bankanın bir alacağı olmadığından ortada bir fon alacağından söz edilemeyeceğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu alacağın nasıl ve ne şekilde hesaplandığının, hangi kredilerden kaynaklandığının belirtilmediğini, alacağın fahiş olduğunu, kredi sözleşmesinin faktoring şirketince tek taraflı olarak düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşmede kefil olduğunu, kefalet koşullarının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, Tasfiye Halinde Ticaret Factoring AŞ’nin tüm alacaklarının davacı fon tarafından temlik alındığı, dava dışı faktoring şirketi ile davalı Erev Tekstil AŞ. arasında faktoring sözleşmesi imzalandığı, davalı kefilin de bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limiti tutarının 600.000 TL olduğu, temerrüt tarihi itibarıyla hesaplanan asıl borç toplamının 744.844,58 TL olup, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun (ana para borcunun ) kefalet limitinden daha yüksek seviyede olması nedeniyle davalı kefilin kefalet limiti 600.000,00 TL ve bunun temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu sayılacağı, dava konusu temlik edilmiş faktoring alacaklarının fon veya hazine alacağı niteliği taşımadığı, dolasyısıyla 20 yıllık özel zamanaşımı değil, alacağın doğduğu tarihte yürürlükte olan 818 Sayılı BK’nun 125 madde gereğince 10 yıllık genel zamanaşımının uygulanacağı, bu kapsamda kredi sözleşmesi 17/04/1996 tarihli olup, 02/10/1996 tarihli ihtarnameyle hesap kat edilerek alacak muaccel hale geldiği, davalılar hakkında İstanbul 5.İcra Müdürlüğünün 1998/14577 esas numaralı dosyasıyla 03/12/1998 tarihinde icra takibine başlanıldığı, bu takipten 01/08/2006 tarihinde feragatı tazammum etmemek kaydıyla sarfınazar edildiği, dolayısıyla 10 yıllık zamanaşımı süresi bu tarihten sonra yeniden başladığı, davacı fonun alacağı 27/01/2006 tarihinde temlik aldığı, bu alacağa ilişkin olarak 29/05/2012 tarihinde Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanuna göre 29/05/2012 tarihli ödeme emri gönderilmiş, bu ödeme emri İstanbul 9.İdare Mahkemesinin 2015/414 esas-2015/501 karar sayılı kararıyla 13/03/2015 tarihinde iptal edilmiş bu karar Danıştay tarafından onaylanmak suretiyle kesinleştiği, 29/05/2012 tarihinde yeniden başlayan 10 yıllık zamanaşımı süresi dava tarihi olan 21/04/2017 tarihi itibarıyla dolmadığından (TBK154 maddesi uyarınca alacağın muaccel olduğu tarih ile dava tarihi arasında zamanaşımını kesen icra takipleri olduğundan) davalının zamanaşımı itirazı yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 700.899,00 TL asıl alacak, 5.555.251,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.256.150,00 TL alacağın ( davalılardan Erol Evcil Eşreoğlu toplam alacağın 600.000,00 TL ‘sinden ve 15/10/1996 tarihinden itibaren işletilecek faiziyle sorumlu olmak kaydıyla ) ve bu alacağa dava tarihinden itibaren işletilecek yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın “fon alacağı” niteliğinde olmadığını, davacının 2001 tarihindeki icra dosyasından hem de idare mahkemesindeki davalardan feragat ettiğinden feragat edilen alacak iddiasının dinlenemeyeceğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu alacağın fahiş olduğunu, raporun Yargıtay denetimine uygun olmadığını, raporda pek çok hesaplama hatası yer aldığını, davacı tarafından temlik alınan ve yapıldığı iddia edilen ödemeler belgelenmediğini, tek tip kredi sözleşmelerindeki hükümlerin müvekkilin ticari faaliyetini ve ekonomik varlığını ortadan kaldıracak nitelikte olduğunu, bu hükümlerinin geçersiz sayılması gerektiğini, kefalet koşullarının araştırılmadığını, kefalet limitinin belirtilmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı TMSF, dava dışı Tasfiye Ticaret Faktoring AŞ’nin tüm alacaklarının temlik alındığını, bu kapsamda temlik alınan alacaklardan davalı asıl borçlu şirket ile davalı kefil hakkında faktoring sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için girişilen derdest icra takibinden haktan feragatı tazammun etmeyecek şekilde sarfınazar edilerek davalı borçlular hakkında 6183 sayılı AATHK hükümlerine göre takip başlatıldığını, ancak idare mahkemesince bu alacağın 6183 sayılı yasa kapsamında tahsili mümkün olmadığından bu işlemlerin iptaline karar verildiğini belirterek alacağın tahsilini istemiş, davalı asıl borçlu şirket davaya cevap vermemiş, davalı kefil … vekili ise, alacağın fon alacağı olmadığını, zamanaşımına uğradığını, kefalet koşullarının bulunmadığının belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklana gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava dışı faktoring şirketi ile davalı kredi lehtarı Erev Tekstil San. ve Tic. A.Ş. (Yeni unvanı: Erev Teks.Gıda ve İnş. San. ve Tic.A.Ş) arasında taplam 600.000,00 TL limitli Yurtiçi Faktoring sözleşmesi imzalandığı, faktoring sözleşmesini davalı/kefil Erol Evcil (Eşrefoğlu) 600.000,00 TL kefalet limit, dahilinde müşterek borçlu ve müteselsli kefil sıfatıyla imzaladığı, kredi geri ödemelerin aksamı sonucunda, 03.10.1996 tarihli noter ihtarnamesi hesabın kat edilerek ihtarnamenin davalı borçlulara tebliğ edildiği, alacağın tahsili için davalılar aleyhinde 03.12.1998 tarihinde İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2001/16897 ( eski 1998/14577) E. sayılı dosyasından icra takibine başlandığı, davacı TMSF, 27.01.2006 tarihinde akdedilen “alacağın temliki” sözleşmesiyle dosyada alacaklı hale geldiği ve bu takipten 2006 yılında sarfı nazar edildiği, bu alacağa ilişkin olarak 29/05/2012 tarihinde Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanuna göre davalı borçlulara 29/05/2012 tarihli ödeme emri gönderildiği, bu ödeme emri İstanbul 9.İdare Mahkemesinin 2015/414 E-2015/501 K. sayılı kararıyla 13/03/2015 tarihinde iptal edildiği, bu kararın Danıştay tarafından onaylanmak suretiyle kesinleştiği dosya kapsamından sabit olup, davacının icra takibinden haktan feragatı tazammun etmeyecek şekilde sarfınazar etmiş olduğu, idari davasından vazgeçmiş olmasının dava konusu alacağından feragat sonucunu doğurmayacağından bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davaya konu temlik alınan alacağın fon alacağı niteliği bulunmadığından, 10 yıllık genel zamanaşımına tabidir. Dava tarihinde yürürlükte olan TBK m. 157 “Bir dava veya def’i yoluyla kesilmiş olan zamanaşımı, dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hâkimin her kararından sonra yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımı, icra takibiyle kesilmişse, alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımı, iflas masasına başvurma sebebiyle kesilmişse, iflasa ilişkin hükümlere göre alacağın yeniden istenmesi imkânının doğumundan itibaren yeniden işleme başlar.” Bu durumda, bu alacağa ilişkin olarak 29/05/2012 tarihli Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanuna göre ödeme emri gönderildiği, bu ödeme emrinin İstanbul 9.İdare Mahkemesinin 2015/414 E-2015/K. sayılı kararıyla 13/03/2015 tarihinde iptaline karar verildiği, bu kararın 29.11.2016 tarihinde Danıştay tarafından onaylanmak suretiyle kesinleştiği anlaşılmakla; 29.11.2016 tarihinde yeniden başlayan 10 yıllık zamanaşımı süresi dava tarihi olan 21.04.2017 tarihi itibarıyla dolmadığından bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir.
Davalı kefilin kefaletinin şekli koşullarının sağlandığı, 818 sayılı BK döneminde akdedilen sözleşme hükümlerinin genel işlem şartlarına aykırılığın ileri sürülemeyeceği, yargılama sırasında uzman bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olup, yargılamada davalı vekilince bilirkişi raporuna karşı beyanlarında ve itiraz dilekçesinde alacağın hesaplanması ve tutarına ilişkin herhangi bir itiraz ileri sürülmediğinden bu hususlar yönünden davacı lehine usulü kazanılmış hak teşkil ettiği gözetildiğinde, ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerindedir.
Açıklanan bu nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 427.357,61 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 106.839,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 320.518,20 TL nispi karar ve ilam harcının davalı …’ dan alınarak hazineye irad kaydına,
3-İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/05/2023


Başkan

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı