Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1098 E. 2023/268 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1098
KARAR NO : 2023/268

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2020
NUMARASI : 2018/7 Esas, 2020/180 Karar

DAVACI/KARŞI DAVALI : … –
TARİHİ : 13/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/03/2023

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/02/2020 tarih, 2018/7 Esas, 2020/180 Karar
sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin lojistik hizmetleri alanında iştigal ettiğini, müvekkili tarafından davalıya verilen hizmet karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava konusu 5 adet faturaya dayalı olarak taraflar arasında akdi ilişkinin bulunmadığından davanın yetkisiz yerde açıldığını, müvekkilinin ikametgahı olan Bandırma Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin ABD’deki Tapco Inc. firmasından ithal ettiği 1032 karton kutu plastik kova cinsi emtianın her biri 2×40 HC ( her biri 40’lık yüksek) konteynır ile deniz yoluyla Gemlik limanına taşınması konusunda davacıyla anlaşmaya varıldığını, bu taşıma karşılığı düzenlenen 30.03.2017 tarihli 5.350 Usd fatura bedelinin ödendiğini, ancak davacının her biri 40 HC özelliğe sahip konteynır yerine daha küçük hacimli 40 DV konteynır ile taşıma yaptığından malın tamamını aynı anda taşıyamadığını, kalan 63 adet karton kutu emtiayı müvekkilinin herhangi bir talimatı ve talebi olmadığı halde konteynıra yükleyerek Gemlik limanına getirdiğini, davacının davaya konu ettiği bu ilave taşıma nedeniyle müvekkilinden herhangi bir bedel alınmayacağını 02.02.2017 tarihli e-malinde belirttiğini, ancak davacının buna rağmen davaya konu edilen 5 adet faturadan biri olan 21.03.2017 tarihli 1.675 Usd bedelli fatura düzenlediğini, bu faturanın kabul edilmeyerek iade edildiğini, keza bu şekilde düzenlenen 05.04.2017 tarihli 750 Usd bedelli faturanın da iade edildiğini, 23.03.2017 tarihli 755,20 TL bedelli fatura ile 09.03.2017 tarihli 466 Usd bedelli faturaların sevhen ticari defterlerine kaydedildiğini sonradan bu iki faturaya karşılık davacıya yansıtma faturası düzenlendiğini, dava konusu faturalardan 17.03.2017 tarihli 145 Usd bedelli faturanın ise ABD’den yapılan taşımaya ilişkin olmayıp Beyrut ihracatı ile ilgili başka bir işe ilişkin olduğunu, bu fatura bedelinin de 18.01.2018 tarihinde ödendiğini, davacıya borcun olmadığını, işlemiş faize ve faiz oranının kabul edilmediğini belirterek davanın reddine, karşı davasında ise; borcu olmadığı halde ticari defterlerine işlediği 09.03.2017 tarihli 466,12 Usd bedelli (1.771,25 TL) ;23.03.2017 tarihli 755,20 TL bedelli faturalardan dolayı ve davacının ikinci kez nakliyesi nedeniyle gümrük müşavirliğine ödenen 331,13 TL ile tartım, ardiye ve terminal giderleri için 1.264,62 TL ile fazladan ödenen 1.832,64 TL KDV olmak üzere toplam 3.428,96 TL’nin dava tarihinden itibaren davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları sonucunda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmede davacı taşıyan davalı ise taşıma hizmeti alan konumunda olduğu, uyuşmazlık taşıma işleminde davacının akde aykırı davranışının bulunup bulunmadığı, bu eylemle davalının zararının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, davacı tarafından taşıma işleminin gerçekleştirildiği hususunda ihtilaf olmadığı, kural olarak taşınan emtianın ağırlık ve kütlesine göre uygun konteynırların seçilmesi gerektiği, daha küçük boyutlarda konteynırlar seçerek olması gerekenden daha fazla taşıma işlemi gerçekleştirmek suretiyle masrafın artmasına neden olmak ahde vefa ilkesine ve sözleşmeye aykırı olduğu, davacı taraf yargılama sırasında taşıma işleminin gerçekleştirildiği konteynırları davalının talimatı ile seçtiklerini ve bu şekilde taşımamanın yapıldığını iddia etmişse bu iddiasını ispat edemediği, davacı taraf bu iddiasını ispatlayamadığı, taşıma işlerinde uzman bilirkişiden rapor alınmış davacının yaptığı taşıma şekli ile davalının normalden 3.428,96 TL daha fazla ödeme yaptığı belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine, karşı davanın kabulüne, 3.428,96 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalı Lima Lojistik San. Tic. A.Ş’den tahsili ile karşı davacı Yemmak Makine San Tic A.Ş’ye ödenmesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
A-Davacı karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan alınan bilirkişi raporuna karşı itirazlarının karşılanmadan karar verildiğini, zira müvekkilinin mail yazışmalarında hatayı kabul ederek uyuşmazlığa konu taşımayı ücretsiz yapacağını taahhüt ettiği şeklinde bir kabulünün bulunmadığını, 1×20 DC taşıma için düzenlenen konşimentoda navlunun yükleme ülkesinde ödeneceğinin açıkça belirtildiğini, işin en başında yükleyici yanlış ekipmanları yüklemeyerek konteryerleri doğru ekipmanlarla değiştirilmesini sağlamış olması halinde sorunlar ve ekstra masrafların oluşmasının önüne geçilmiş olacağını ispat yükünün müvekkilinde olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
B-Davalı karşı davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; asıl ve karşı dava bakımından müvekkili lehine ayır ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı, davalıya yurt dışından ithal ettiği malların deniz yolu ile taşınması hizmeti verdiğini, karşılığında düzenlenen faturalarından kaynaklı alacağın tahsilini istemiş, davalı ise yurtdışından ithal ettiği emtianın taşınması karşılığında davacı tarafça verilen hizmet bedelinin ödendiğini, ancak davacının hatasından kaynaklı olarak daha küçük hacimli konteynır ile taşıma yapıldığından emtianın kalan kısmının sonradan ikinci bir taşımaya konu edildiğini, bundan kaynaklı masrafların davacı tarafından kabul edildiğini, dolayısıyla bu taşıma nedeniyle düzenlenen faturalardan dolayı sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise borçlu olunmadığı halde ödenen 2 adet fatura tutarı ile ikinci taşıma nedeniyle yapılan masraflar olmak üzere toplam 3.428,96 TL’nin davacı/karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık bakımından re’sen yapılmıştır.
Somut olayda, davacının taşıma işleri komisyoncusu akdi taşıyıcı sıfatıyla davalıya ait malların Newyork/ABD-Gemlik/Bursa arasında deniz yoluyla nakliyesini üstlendiği, taşımaya konu 1032 karton kutu plastik kova cinsi emtianın 969 adedinin 24.01.2017 tarihli ZSCU2738267 ve ZSCU2548755 no’lu konşimentolar tahtında gemi ile taşındığı, karşılığında düzenlenen 28.02.2017 tarihli 5.350 Usd bedelli navlun faturasının davalı tarafça ödendiği, taşımaya konu emtiadan kalan 63 adedinin ise bu kez 29.01.2017 tarihli ZIMU1426659 no’lu konşimento tahtında taşındığı, uyuşmazlığın ise bu taşımadan kaynaklı ödenmeyen navlun faturalarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu konişmentolarda, gönderen Tapco Inc. gönderilen Yemmak Makine AŞ, taşıyan ise ZIM Integrated Shipping Services Ltd olduğu görülmektedir. Kural olarak navlun ücretinden taşıtan/yükleten sorumlu ise de, alt taşıyan (organizatör) olan davacının bu bedeli talep edebilmesinin öncelikli koşulu, dava konusu navlun bedelini fiilen taşıyan ZIM Integrated Shipping Services Ltd isimli firmaya ödediğini ispat etmesidir. Davacının, fiili taşıyan firmaya navlun nedeniyle ödeme yaptığına ilişkin bir iddiası da bulunmadığına göre, uyuşmazlığa konu 29.01.2017 tarihli ZIMU1426659 no’lu konşimento kapsamında yapılan taşımadan kaynaklı navlun talebi yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, asıl davanın az yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda aktif husumet ehliyeti nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken somut olaya ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi uyuşmazlığın deniz hukukundan kaynaklandığından davaya deniz ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmaya yetkili olan mahkemece davanın bu sıfatla görülmesi gerekirken bu hususun gözden kaçırılması da doğru olmamıştır.
Karşı dava yönünden ise;
İlk derece mahkemesince reddedilen asıl dava yönünden davalı karşı davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiği ve fakat davalı karşı davacının kabul edilen karşı davası bakımından vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmakla davalı karşı davacı vekilinin istinaf sebebinin karşı davada tarafına vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı karşı davalı vekilince karşı dava bakımından verilen hüküm de istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 341-(2) maddesinde; “miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nın Ek 1. maddesi 1. fıkrasında; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca; Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların On Türk Lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK’nın “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2020 yılı için HMK’nın 341-(2) maddesindeki kesinlik sınırı 5.390,00 TL olmuştur.
Karşı davaya konu edilen ve kabul edilen alacak 3.428,96 TL olup, karar tarihi itibarı ile HMK’nın 341-(2) maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının altındadır. Bu nedenle, hüküm altına alınan tutara yönelik karar kesin niteliktedir.
Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi sonuca etkili değildir.
Hal böyle olıunca, karar tarihi itibariyle miktar olarak kesin olan mahkeme kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından, her iki tarafın karşı davada verilen hükme yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı usulden reddine karar verilmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı karşı davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin asıl davaya ilişkin kararının kaldırılarak davanın aktif husumet ehliyeti nedeniyle reddine; karşı davaya yönelik taraflar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
A-Davacı/karşı davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile; Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/02/2020 tarih, 2018/7 Esas, 2020/180 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, dava hakkında yeniden hüküm kurulmasına;
1-Asıl davanın davacının aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Davacının takipte açıkça kötü olduğu sabit olmadığından davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
3-Karşı davanın KABULÜ ile, 3.428,96 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı davalı Lima Lojistik San. Tic. A.Ş’den tahsili ile karşı davacı Yemmak Makine San Tic A.Ş ‘ye ödenmesine,
4-Asıl dava yönünden; Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan başlangıçta alınan 140,75 TL peşin harcın mahsubu ile fazla 96,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı-karşı davalı …ye iadesine,
5-Karşı dava yönünden; Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 234,23 TL harçtan başlangıçta alınan 101,70 TL peşin harcın mahsubu ile eksik 132,53 TL harcın davacı-karşı davalı …den alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı-karşı davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı-karşı davacı tarafça yapılan 137,60 TL harç ve 260 TL yargılama gideri toplam 397,60 TL’nin davacı-karşı davalı …den tahsili ile davalı-karşı davacı …’ye ödenmesine,
8-Davalı-karşı davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı-karşı davalı …den tahsili ile davalı-karşı davacı … ödenmesine,
9-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
B)Birleşen davaya her iki tarafın istinaf başvurusunun kesinlik nedeniyle usulden reddine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-Davacı-karşı davalı … ile davalı-karşı davacı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının taraflara iadesine,
2-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
3-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 13/03/2023


Başkan

e-imzalı

Üye*

e-imzalı

Üye

e-imzalı

Katip

e-imzalı