Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1096 E. 2023/1063 K. 03.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1096
KARAR NO : 2023/1063

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
NKİLİ : Av. … – [35867-27685-37281] UETS
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 03/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2023
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/01/2020 tarih, 2019/183 Esas, 2020/46 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında sürücülü araç kiralanmasına ilişkin hizmet verilmesine dair sözleşme bulunduğunu, sözleşme uyarınca müvekkili tarafından sözleşmede belirtilen araçların şoförleri ile birlikte davalı emrine verildiğini, taşıt emirleri ve şoför çalışmalarının davalı tarafından belirlendiğini çalışma kayıtları davalı tarafından tutularak bu kayıtlara göre hak edişlerin ödendiğini, Türkiye İş Kurumu Müfettişlerinin yaptığı denetimlerde davalı şirket tarafından yapılan hesaplamalar ile ödenen bedellerin sözleşme ve kanun hükümlerine aykırı nitelikte olduğunun tespit edildiğini, bu kapsamda davalı şirket tarafından şoförlerin talimatlar uyarınca çalışmaları kapsamında hak etmiş oldukları ve kendilerine ödenmesi gereken fazla mesai ücretleri ve hafta tatili, ulusal bayram genel tatil çalışma ücretleri, yol ve yemek ücretlerinin eksik olarak hesaplanarak müvekkili şirkete eksik ödendiğini, müvekkil tarafından temin edilen şoförler yıllık ücretli izinde iken iş artışı yapılarak yine müvekkil şirketten şoför temini yapılmasına karşın bu çalışmalar ile sözleşme uyarınca ayda 22 gün çalışma yapılacağı düzenlenmiş ise de idare tarafından iş artışı yapılarak ayda 30 gün çalışma yapılmış ve fakat buna dair müvekkil şirket hak edişlerinin ödenmediğini, hak edişlerin idare tarafından tutulan araç ve çalışanlara ilişkin kayıtlara göre düzenlendiğini bu sebeple alacağın bilirkişi incelemesi ile belirli hale geleceğini belirterek şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; taraflar arasındaki sözleşmeler çerçevesinde devam eden süreçte yapılan teftiş neticesinde davacı işçilerine ait yol yemek ve fazla çalışmaya ilişkin ödemeler ile ilgili bazı eksikliklerin tespit edildiğini ve bu durumun davacıya bildirimi üzerine davacı tarafından kuruma başvurulduğunu ancak sözleşme ve eki şartnameler uyarınca birim fiyatta değişiklik yapılarak ödeme yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ödemenin yapılmadığını, ancak sehven eksik ödenen yol ve yemek ücreti olarak 14.600,88 TL ödemenin yapıldığını, kurum iş ve işlemlerinin sözleşmeye ve hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, dosya kapsamı uyarınca; taraflar arasındaki sözleşmenin eki teknik şartnamenin 5. maddesine göre araçların ve çalışanların puantajları ve bu puantajlara göre ücret bordrolarının ve hak edişlerin davacı tarafından düzenlediğini, davacının düzenlediği puantaj ve bordrolara göre hazırladığı hak ediş miktarlarının ödendiği noktasında ihtilaf bulunmadığı, ihtilaf hak edişlere eklenmeyen kısım bulunup bulunmadığına yönelik olduğu, davacının sözleşme ve teknik şartname uyarınca kendisinin hazırladığı araçların ve çalışanların puantajları, bu puantajlara göre ücret bordroları ve bunlara dayanarak hazırlanan hak edişleri eksik olduğunu ileri sürerek davalıdan alacak isteminde bulunması mümkün olmadığını, dava tarihi itibariyle işçilerin bordrolarda gösterilenden daha fazla çalışma yaptığı, hafta tatili, fazla mesai, UBGT çalışmalarının eksik olduğuna yönelik işçiler tarafından davacıya açılmış bir dava ve bordroda gösterilenlerden daha fazla çalışma yapıldığını ortaya koyan kesinleşmiş bir mahkeme ilamı veya işçiye bordrolardan daha fazla ödeme yapıldığını gösteren iddia/kayıt da ileri sürülmediği, zaten işçilere bordrolardan daha fazla ödeme yapılmadığı, davacı bir taraftan işçilere bordrolarda gösterilen ücretleri öderken diğer yandan eldeki dava ile kendisinin düzenlediği bordroların eksik olduğu iddiasında olduğunu, işçiler tarafından davacıya açılmış bir dava ve bordroda gösterilenlerden daha fazla çalışma yapıldığını belirleyen kesinleşmiş bir mahkeme ilamı ile davacı ayrıca bir yükümlülük altına girmiş olduğunu ortaya koymadan kendisinin hazırlamış olduğu kayıtların eksik olduğu iddiasına dayanarak talepte bulunamayacağından, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemenin kabulünün aksine araçların ve çalışanların kayıtlarının davalı şirket tarafından hazırlandığını, teftiş neticesinde davalı tarafından çalışmaların eksik bildirildiğinin tespit edildiğini, taleplerinin kabulü için mahkeme kararın veya işçilere ödeme yapılması şartının aranmasının doğru olmadığını, dava dilekçesindeki olgularla birlikte ileri sürerek mahkemece delilleri toplanmadan verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı istinafa karşı cevap dilekçesi ile; davaya ilişkin ileri sürdüğü olguları tekrarla davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki sürücülü araç kiralama hizmet alım sözleşmesine dayalı eksik iş bedeli alacağının tahsili istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacı, taraflar arasındaki sürücülü araç kiralama işine ait hizmet alım sözleşmesine yönelik yapılan teftiş neticesinde davalının eksik iş bildirimi sebebiyle hak edişlerin eksik ödendiğini ileri sürülmüş ve sözleşmeye konu çalışmalara dair kayıtların davalı tarafından tutulduğunu belirterek dava dilekçesinin deliller kısmında idare tarafından tutulduğu belirtilen bu belgelerin davalı elinde olduğunu ve istenmesini talep etmiştir. Mahkemece söz konusu deliller ve hükme ait gerekçede yer verilen hizmet alım sözleşmesi ve eki şartnameler celp edilmeden hak ediş ve dayanağı kayıtları düzenleyene yönelik davacı iddiasının aksi yöndeki kabul ile sonuca gidilmiştir.
Bu kapsamda, mahkemenin hukuki değerlendirme de bulunabilmesi öncelikle dosyada tüm delillerin toplanması uyuşmazlığı aydınlatmaya yarayacak ve taraflarca dile getirilen belgelerin temin edilmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece tarafların uyuşmazlığa yönelik gösterdikleri deliller ile davaya dayanak ihale dokümanı toplanarak gerektiğinde uyuşmazlığa yönelik konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınarak hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın kaldırılması gerekmiştir.
Öte yandan, davacı tarafından dava açılmadan önce arabuluculuğa müracaat edilmiş ve arabuluculuk son tutanağı tanzim edilmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13, 18/14 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326. maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle mahkemece dava neticesindeki haklılık durumuna göre arabuluculuk ücreti hakkında karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davacı istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın 6100 sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/01/2020 tarih, 2019/183 Esas, 2020/46 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,

5-Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
6-Harç ve tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza