Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1094 E. 2023/634 K. 19.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/1094
KARAR NO : 2023/634
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2019
NUMARASI : 2018/1801 Esas, 2019/1185 Karar
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 19/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2023
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2019 tarih, 2018/1801 Esas, 2019/1185 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıya ait 16 NFZ 92 plakalı aracın davalı … şirketinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı şirket çalışanlarından İsmail DEĞERLİ’nin kullanımı sırasında 28/02/2018 tarihinde tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini, araçta oluşan hasarın tamir bedeli olarak sigorta sözleşmesi kapsamında 9.343,58 TL’nin ödeme tarihi olan 20/04/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu kazanın poliçe teminatı dışında olduğunu, araç sürücüsünün olay yerini terk ettiğini ve tutanağın sürücü olmaksızın düzenlendiğini, kasko genel şartlarına göre davacının sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek amacıyla kaza yerinden ayrılması halinin teminat dışında olduğunu yine rizikonun gerçekleşmesine ilişkin ihbar mükellefiyetinin kasten yada iyiniyet kuralları dışında teminat içindeymiş gibi ihbar edilmesi durumunda ispat külfetinin yer değiştirdiğini, rizikonun teminat içinde kaldığının ispatının sigortalı da olduğunu, uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, kasko genel şartlarının A5 maddesinde sürücünün kimliğinin tespitini engelleme kastının oluşmadığı, dolayısıyla hasar tutarı olan 9.343,58 TL’nin davalı tarafça sigorta poliçesi kapsamında davacıya ödenmesi gerektiği kabul edilerek “davanın kabulü ile 9.343,58 TL alacağın 12/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, davacı desteklerinin kusurunun incelenmediğini, Trafik kaza mahallinde, görevli memurlar tarafından tanzim edilen kaza tespit tutanağına göre sigortalı 16 NFZ 92 plakalı araç sürücüsünün firar ettiğini, kazanın gerçekleşmesi sonrasında davacı tarafın olay yerinde bulunmadığının açık olduğunu, Kasko Genel Şartlarının A.5. Maddesinde Teminat dışı kalan halerin düzenlendiğini, “…5.4.Poliçede gösterilen aracın, ilgili mevzuat hükümlerine göre gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, 5.5.Aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, 5.10.Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması. “Hallerinin teminat dışı sayıldığını, Yerel Mahkemece tanık beyanlarına göre sürücünün kimliğinin tespitini engelleme kastının olmadığına ilişkin gerekçe oluşturulmuş ise de Kasko Genel Şartları 5.4 ve 5.5 nolu bendlerindeki ihlallerin varlığının araştırılmadığını, Tanık beyanlarının da bu hususu aydınlatacak nitelikte olmadığını, Bilirkişi tarafından e-faturaya istinaden rapor oluşturulduğunu, raporun hiçbir şekilde hukuki, somut ve maddi dayanağı bulunmadığını, hüküm kurmaya elverişli olmadığını, belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, kasko sigorta poliçesi nedeniyle araç hasarına yönelik maddi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen Kasko Sigortası Genel Şartları A/1 maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütününün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Olay tarihinde geçerli olan Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5.10. maddesinde, “zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere; bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bentlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılma” denilmek suretiyle, maddede ifade olunan haller ile benzer haller dışında olay yerini terkin, zararın teminat dışı olmasına yol açacağı kabul edilmiştir.
Eldeki davada davacı vekili; davalıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan araç sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle 28/02/2018 tarihinde sabah 7.30 – 8.00 civarı tek taraflı kaza yaptığını açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş; davalı vekili ise davacı sigortalı araç sürücüsünün kazanın ardından kaza yerini terk ettiğini, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.10 hükmü uyarınca sürücünün kaza yerinden ayrılması halinde talep edilen hasarın teminat dışında kaldığını, KSGŞ’nın1.5.maddesi ve TTK m. 1446 uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir husus sanki bu oluşan rizikonun teminatı içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfetinin yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfetinin sigortalıya geçeceğini, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi için bir zorunluluk hali bulunmadığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Yukarıda anılan Kanun ve Sigorta Genel Şartları gereği, kural olarak zararın teminat dışı olduğunu ispat yükü, davalı sigortacıda bulunsa da somut olayın özellikleri ve bilhassa davacıya ait aracın sürücüsünün yaralandığını iddia etmediği ve tek taraflı olarak yapılan kazada can güvenliğini tehlikeye atacak ispatlanmış bir durum olmadığı, kazanın oluş biçimi ve meydana geldiği saat gözetildiğinde; haklı sebeple olay yerini terkin ötesine geçen bir durum bulunduğu ve aksi durumu ispat yükünün, davacı sigortalıya geçtiğini kabulün zorunlu olduğu açıktır.
Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin göz önünde tutulması gerekir.
Somut olayda 28/02/2018 tarihinde sabah 7.30 – 8.00 sularında meydana gelen tek taraflı kazada sürücünün Her ne kadar kaza mahallini terk ettiği anlaşılmış ise de ; bu terk olayının uzun süreli olmadığı, trafik kazası tespit tutanağının düzenlendiği saat itibarıyle davacının bu beyanın da doğrulandığı, davacının hemen kaza mahalline döndüğü , terk nedeniyle ispat yükünün davacıya geçtiği, davacı tarafından da sürücü değişikliği yapmadığının özellikle kaza mahallinde sürücüyü aracına alan tanığın beyanları ve trafik kazası tespit tutanağının içeriği ile kanıtlandığı, yine zararın teminat kapsamında kaldığının ispat edildiği nazara alınarak yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 638,26 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 159,57 TL’nin mahsubu ile 478,69‬ TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf incelemesi aşamasında yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 19/04/2023


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır