Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1091 E. 2023/288 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1091
KARAR NO : 2023/288

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/860 Esas, 2019/733 Karar
KARAR TARİHİ : 17/06/2019

DAVANIN KONUSU : Yargılamanın İadesi
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/03/2023

Davacılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşılmış olmakla dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan davacılar vekili, mahkemenin 2011/494 Esas sayılı dosyasında karşı tarafın davasının kabulüne karar verildiğini, dava konusu edilen bonolarda müvekkillerinin ismi, cirosu ve/veya imzası bulunmadığının gerek ilk derece mahkemesinde gerekse yüksek mahkemede belirtmiş olmasına rağmen bu hususun incelenmediğini, mahkemenin yaptığı yargılamada Bursa 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/211 Esas sayılı dosyasında verilen kararın hükme esas aldığını, oysa söz konusu dosyada …’ın katılan/müşteki olmadığını, gerek hükme esas alınan Bursa 3.Ağır Ceza Mahkemesi kararında gerekse …’ın farklı mahkeme ve savcılık makamı huzurunda verdiği beyanlardan davacının müvekkillerine teslim etmediği zeytinlerin bedelini talep ettiğinin anlaşıldığı halde …’ın yargı mercileri önündeki beyanlarının dikkate alınmadan verilen kararın hatalı olduğunu, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/103 Esas sayılı dosyasında davacı tarafın senetlerden doğan alacağından dolayı müvekkili …’ın sorumlu olmadığına ilişkin verilen kararın Yargıtay tarafından onandığını, söz konusu kararda davacının sunmuş olduğu bono fotokopisinin incelenmesi sonucu bonolarda … ve Boğaziçi Pazarlama şirketinin imzası ve adı olmadığından …’ın borcundan sorumlu olmayacaklarının belirtildiğini, yargılamanın yenilenmesi talep edilen davada dava konusu bono ile Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davada konusu bononun alacaklısının farklı olup veriliş nedeni, borçlusu ve sair unsurları aynı olduğunu, müvekkillerinin sorumlu olmadığını belirten bir mahkeme kararının bulunması karşısında, mahkemece alacaklısı hariç diğer unsurları aynı olan bonoya dayanarak müvekkillerinin borçtan sorumlu olduğu kararını vermesinin hukuken şüpheli olduğunu ve hükme esas alınan ceza mahkemesi kararının davacı tarafın iddiasını ispata elverişli olmaması ve davacının iddiasını başka herhangi bir delil ile ispat edememesi sonucu davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmiş olması hukuken hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kararı yargılanmanın yenilenmesi suretiyle ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, ileri sürülen sebeplerin yargılamanın iadesi sebeplerinden olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın yargılamanın yenilenmesi davası olduğu, taraflar arasında görülen ana davada mahkemenin 21/12/2015 gün ve 2011/494 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 2015/1276 sayılı kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05/02/2018 gün ve 2017/1042 Esas sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği, anılan davada davalı konumunda bulunan … aleyhine verilen bu karara ilişkin yargılamanın yenilenmesi talep edildiği, davacının ileri sürdüğü sebeplerin HMK 375.maddesinden sayılan sebeplerden hiç birine uygun olmadığı, davacının ileri sürdüğü sebeplerin tamamı yargılama sırasında değerlendirildiği ve Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği, başka bir davada farklı bir karar verilmiş olmasının yargılamanın yenilenmesi için yeterli sebep olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili, hükme esas alınan Bursa 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/211 Esas sayılı dosyasında …’ın taraf olmadığını, dosyada dinlenen tanıklar ve katılanların da, müvekkilleri … ve şirketini tanımadıklarını, zeytinlerini …’a teslim ettiklerini ve senetleri de …’dan aldıklarını beyan ettiklerini, ayrıca bu senetlerde müvekkillerinin … ve/veya müvekkil şirketin herhangi bir şekilde adı, imzası veya cirosu bulunmadığını, …’ın müvekkilerine teslim etmediği zeytinlerin bedelini talep ettiğini, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/103 Esas sayılı dosyasında davacı tarafın senetlerden doğan alacağından müvekkil …’ın sorumlu olmadığına ilişkin karar verildiğini ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, dava konusu bonoların alacaklıları dışındaki hususların aynı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … mirasçılarından …, …, … ve … vekili istinafa cevap dilekçesinde, yargılamanın yenilenmesi koşullarının mevcut olmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde;
Dava, yargılanmanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, yargılanmanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/494 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamanın yenilenmesini talep etmiş olup hükme esas alınan Bursa 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/211 Esas sayılı dosyasında davacının taraf olmadığı, alacaklısı farklı olan bonolara ilişkin Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/103 Esas sayılı dosyasında müvekkillerinin sorumlu olmadığına karar verildiğini ileri sürerek yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir.
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/494 Esas, 2015/1276 Karar sayılı kararı ile davacı … tarafından davalılar …, Boğaziçi Pazarlama ve İhracat Adi Kom. Şti. … ve Ortağı ile … aleyhine açılan alacak davasında davanın kabulü ile 18.200,00 TL alacağın 20/09/2005 vade tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği, verilen kararın davalılar … ve Boğaziçi Kom. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtya 11. Hukuk Dairesinin 2017/1042 Esas, 2018/743 Karar sayılı ilamı ile temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına karar verildiği, tarafların süresi içerisinde karar düzeltme yoluna başvurmamaları üzerine hükmün 20/04/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 374. maddesi uyarınca yargılamanın iadesi kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir. Bu hüküm ortaya koymaktadır ki, kesin verilen veya kesinleşmiş olan kararlar hakkında sayılan sebeplerle yargılamanın iadesi istenebilir. Yargılamanın iadesi, bazı ağır yargılama hatalarından ve yanlışlıklarından dolayı maddi anlamda kesinleşen hükmün ortadan kaldırılmasını ve daha önce kesin hükme bağlanan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri, 377. maddesinde de yargılamanın iadesi süresi düzenlenmiştir.
Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, ön inceleme yapmak amacıyla tarafları davet edip dinledikten sonra, talebin kanuni süre içerisinde yapılmış olup olmadığını, yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilip verilmediğini ya da kesinleşip kesinleşmediğini, ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını kendiliğinden inceler (6100 sayılı HMK m. 379/1). Bu koşullardan biri eksikse, hakim davayı esasa girmeden reddeder (6100 sayılı HMK 379/2). Bu sebeplerin varlığını davacı ispat edemezse dava reddedilir.
Somut olayda da, yargılamanın yenilenmesini talep eden davacılar tarafından ileri sürülen hususların 6100 sayılı Kanun’un 375. maddesinde tahdidi olarak sayılan sebeplerden olmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince yargılamanın iadesine yönelik talebin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olup yargılamanın yenilenmesini talep eden/davalılar vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Yargılamanın iadesini talep eden/davalılar vekilinin ilk derece mahkemesinin yukarıda anılan kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilâm harcından yargılamanın iadesi talep eden davalılar tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın taraftan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
3-) İstinaf eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelemesi duruşma açılmadan yapıldığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) 6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı Kanun ile değişik 359/4 maddesi uyarınca kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın m. 362/1-a hükmü uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
13/03/2023

.

¸e-imzalıdır