Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2020/1045 E. 2023/733 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1045
KARAR NO : 2023/733
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2020
NUMARASI : 2018/957 E. 2020/223 K.
DAVACI : … …. – [16739-37162-95870] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/05/2023
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/03/2020 tarih, 2018/957 Esas, 2020/223 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil ile davalı arasında alüminyum profil ürün satışına dayalı ticari ilişki bulunduğunu ve bu ilişkiden kaynaklı bakiye alacağına yönelik yapılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini, davalı tarafından müvekkile yönelik düzenlenen 15/12/2016 tarihli iade faturasından o tarih itibariyle 117.394,15 TL borçlu olduğunu ikrar ettiğini ve bu miktarın cari hesap dökümü ile uyuştuğunu belirterek davalı tarafın Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2017/1897 sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın haksız olduğundan ve alacak likit nitelik taşıdığından asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla belirlenecek inca inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; yetki itirazlarının bulunduğunu, davacının müvekkil aleyhine başlattığı icra takibinin taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine dayandığını, davacının davalıya çeşitli tarihlerde ve miktarlarda profil ürün satışında bulunduğunu, malların teslimatında gecikme yaşandığını, bir kısım malların ayıplı çıktığını, teslim edilmeyen malların da teslim edilmiş gibi faturalandırıldığını, alacak miktarı içerisinde vade farkı faturalarında bulunduğunu, vade farkı talebi için özel ve açık anlaşma gerektiğini belirterek davanın reddine, davacının kötü niyetle yapmış olduğu icra takibi nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, dosya kapsamı deliller alınan bilirkişi raporları uyarınca; taraflar arasında vade farkı talep edilebilmesi için yazılı bir sözleşme yapılmadığı gibi aralarında bu yönde bir teamül de oluşmadığı kanaati ile davacının davalıya düzenlediği 3 adet 28.300,04 TL bedelli vade farkı faturalarını talep edemeyeceğinden davacının davalıdan toplam da 97.419,90 TL alacaklı olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkemece vade farkı bedellerine ilişkin 3 adet fatura tutarı olan 28.300,04 TL yönünden davanın reddinin hatalı olduğunu, fiili uygulamanın bulunması halinde vade farkı talep edilebileceğini, davalının vade farkı faturalarına itiraz etmeyip defterine işlediğini, davalı tarafından düzenlenen 15/12/2016 tarihli iade faturasında 117.394,15 TL borçlu olduğunu ikrar ettiğini hesap mutabakatı niteliğindeki bu belgedeki tutara vade farkına ilişkin iki faturanın dahil olduğunu belirterek kararın reddedilen miktar yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
Dava, ticari alım satım ilişkisine dayalı açık hesaptan kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacının ticari alım satım ilişkisinde bulunduğu davalıdan bakiye 124.870,24 TL alacağı bulunduğundan bahisle Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2017/1897 Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattığı davalının süresi içerisindeki itirazı üzerine eldeki itirazın iptali istemli davanın açıldığı, mahkemece vade farkı faturalarına ilişkin tutar yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Tarafların incelenen ticari defter ve kayıtları uyarınca, ticari ilişki kapsamında her iki tarafça düzenlenen faturaların kayıtlarda yer aldığı, istinaf incelemesine konu uyuşmazlığın her iki taraf ticari kayıtlarında yer alan 3 adet vade farkı fatura bedeline yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 09/03/2016-26/12/2016 tarihleri arasındaki dönemde gerçekleştiği, vade farkı faturalarının 27/06/2016 tarihli 8.278,91 TL, 23/08/2016 tarihli 11.695,41 TL miktarlı olanlar düzenlenmesinden sonra davalı tarafça 15/12/2016 tarihinde düzenlenen iade faturasında bakiye borcun 117.394,15 TL olarak belirtildiği, akabinde 26/12/2016 tarihli 8.325,72 TL vade farkı faturasının düzenlendiği görülmektedir.
Hemen belirmek gerekir ki, vade farkı istenebilmesi için bu konuda taraflar arasında yazılı sözleşme bulunması ya da taraflar arasında bu konuda teamül halini almış fiili bir uygulamanın mevcut olması gerekir.
Somut olayda, taraflar arasında vade farkının istenebileceğine dair yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, ancak davacı tarafından düzenlenen vade farkı faturalarının taraf ticari defterlerinde kayıtlı olması, davalının 15/12/2016 tarihli iade faturasında bildirdiği borç miktarının yukarıda belirtilen 2 adet vade farkı faturasını içermesi ve bakiye borç miktarının davacı kayıtları ile de uyum arz etmesi, ayrıca 26/12/2016 tarihli fatura ve önceki iki adet faturaya itiraz edilmeyerek işletme defterlerine kayıt edilmesi karşısında vade farkı yönünden taraflar arasında yerleşik uygulamanın (teamülün) bulunduğu kanaatine varılmıştır. İlk derece mahkemesince, belirtilen nedenlerle vade farkı fatura bedelleri yönünde de davalı itirazının iptaline karar verilmesi gerekirken, bu miktar yönünden davanın reddi doğru görülmemiş, kararın kaldırılması gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle; davacı istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkemenin kararının davacı lehine kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE,
2-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/03/2020 tarih, 2018/957 Esas, 2020/223 sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereği KALDIRILMASINA, dava hakkında yeniden hüküm kurulmasına;
Buna göre
a-Davanın KABULÜ ile;
Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2017/1897 Esas sayılı sayılı dosyası üzerinden yapılan takibe yönelik davalı itirazının iptali ile takibin DEVAMINA,
b-Hüküm altına alınan alacağın (124.870,27-TL) %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
c-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.529,88 TL harçtan peşin alınan 1.508,13 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.021,75 TL harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
d-Davacı tarafından yapılan 1.730,40 TL yargılama gideri ve 1.508,13 TL peşin harç toplamı 8.529,88 giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 19.730,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
3-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları
a-Davacı tarafından yatırılan istinaf yoluna başvurma harcının hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
b-Davacı tarafından yapılan 5,50 TL istinaf yargılama giderleri ile 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı toplamı 154,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmının yatıran tarafa iadesine,
d-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza