Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/990 E. 2021/1252 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ

T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO
KARAR NO : 2021/1252

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2018
NUMARASI :
DAVACI : …
VEKİLİ
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 01/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/10/2021

Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2018 tarih, sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında elektrostatik toz boya alım satımından kaynaklanan ticari bir ilişki bulunduğunu, davalı/borçlu tarafından cari hesap bakiyesinin ödenmemesi sebebiyle davalı-borçlu şirket aleyhine Bursa 10.İcra Dairesinin 2018/2192 Es. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirket tarafından yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğunu, davalı/borçlu şirket yetkili icra müdürlüğünün Gebze İcra Müdürlükleri olduğunu belirterek yetkiye itiraz ettiğini, ancak BK 89.madde hükmü gereğince yetki itirazının yerinde olmadığını, Bursa İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin davalı borçlu şirketten elektrostatik toz boya aldığını, bu ilişkiden olmak üzere müvekkili şirket tarafından davalı borçlu şirkete daha önce ödeme olarak verilmiş olan 46.900,00 TL bedelli çekin iade alınarak o tarihte müvekkili şirketin elinde bulunan 60.947,44 TL bedelli çeki önceki çek yerine davalı borçlu şirkete ödeme amacıyla teslim ettiklerini, söz konusu çekin davalı borçlu şirkete verilmesinden sonra müvekkili şirketin davalı borçlu şirketten alacaklı hale geldiğini, cari hesap bakiyesinin ödenmediğini, noter ihtarı yapıldığını, davalı tarafça da cevabi ihtarname keşide edilerek aradaki farkın aslında vade vade farkı olduğunu belirterek, vade farkı faturası gönderildiğinin iddia edildiğini, müvekkili şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir vade farkı faturasının mevcut olmadığını, taraflar arasında vade farkı uygulanacağına ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi süregelen bir vade farkı uygulamasının da söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin cari hesap bakiyesinin davalı borçlu şirket tarafından vade farkı olarak nitelendirilerek kapatılmaya çalışıldığını belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmektedir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin Gebze Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, ayrıca yetkili icra müdürlüğünde açılmış bir icra takibi bulunmadığından davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Taraflar arasında ticari ilişkide ticari malı satan firmanın davalı firma olduğu, mal alan firmanın davacı firma olduğu, bu nedenle mal satışı nedeniyle alacaklı olan firmanın davalı firma olabileceği, BK 89.madde kapsamında değerlendirilen para borcunun davalının borcu olduğu, bu nedenle somut olayda BK.89.maddesine göre yetkili mahkemenin mahkememiz olamayacağı, somut olayda takipte yetkili icra dairesinin İİK. 50 maddesi yollamasıyla HMK. genel hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, HMK 6. maddesine göre yetkili icra dairesinin davalı gerçek/tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesi olduğu geçerli bir takipten söz edilemeyeceği gerekçesi ile davanın dava şart yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; malın teslim yerinin Bursa olduğunu yine HMK.10 madde ve yine 89/1 madde uyarınca yetki yargı yerinin Bursa olması nedeni ile yerel mahkemenin yetkisizlik kararının kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
İcra Müdürlüğü’nün yetkisi itirazın iptali davalarında öncelikli incelenecek bir itiraz türüdür. İtirazın iptali davalarında borçlu/davalının icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisine itirazı halinde öncelikle icra müdürlüğünün yetkisi incelenmesi gerekmekte olup, yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmış olması bir dava şartı olduğundan icra müdürlüğü yetkili değilse, mahkemenin kendi yetkisini incelemeden davanın usulden reddine karar vermesi, icra müdürlüğünün yetkili olduğuna karar vermesi halinde ise bu defa da mahkemenin kendi yetkisini incelemesi gerekir.
Bilindiği üzere, 2004 sayılı İİK m. 50, HMK. m. 10 ve TBK m. 89 hükümlerine göre para alacaklarının tahsili için başlatılan takiplerde davacının ikametgahı icra dairesi de yetkilidir. 6098 sayılı TBK’nın 89. ve 6100 sayılı HMK. 10. maddesine göre alacaklının ikametgahında icra takibi yapılması ve dava açılması için aradaki ticari ilişkinin öncelikle ispat edilmesi gerekir. Mevcut davada ispat yükü davacıdadır.
Yasal hükümler karşısında somut dava bakımından; davanın temelini oluşturan icra takibinin dayanağı; taraflar arasındaki mal satışına dair temel ilişki çerçevesinde TL olarak düzenlenen faturalara dayalı cari hesap ilişkisi içinde oluşan alacağa yönelik olup, davalının da açıkça aralarındaki ticari ilişkiyi kabul etmiş bulunduğu gözetildiğinde dava bu niteliği itibariyle bir miktar para alacağına ilişkindir. 6098 sayılı TBK’nın 89/1.(Eski BK m.73/1) hükmüne göre, “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde” ifa edilir. Bu durumda, taraflar arasında ticari ilişkinin varlığının çekişmesiz olmasına göre anılan kanun hükmü uyarınca davacı alacaklının kendi yerleşim yeri olan Bursa’da da icra takibi yapabileceği gözetilerek, işin esasının incelenmesi gerekirken, para alacağının sadece karz akitlerinde söz konusu olacağına dair bir kabulle ve yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2014/20333 E.-2015/8245 K. ile 2015/18303 E.- 2016/4530 K., sayılı ilamları da bu yöndedir.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK. 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, eksik incelemeye dayalı yerel mahkeme kararının HMK. 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2018 tarih, sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 01/10/2021


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır