Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/945 E. 2021/1461 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ………
KARAR NO : …………….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ………..
NUMARASI : …………. Esas – ………….. Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2021
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin………. tarih …………. Esas – ………………..sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine Bursa 9. İcra Müdürlüğünün …………… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin takip alacaklısı davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, dava konusu çekin müvekkili tarafından cirolanarak takasa konulduğunu, mezkur çekin keşide tarihi geldiğinde ise diğer takip borçlusu …………….ün ticari hayatı sıkıntıya gireceği ve kredi puanı düşeceği beyanı ve ısrarlı ricası üzerine çekin arkasını yazdırmadığını ve takastan çekerek başka bir çeki takasa verdiğini, bunun üzerine müvekkilinin yeni bir çek ile bankaya giderek mezkur çek aslını takasa verdiği bankadan aldığını, akabinde diğer borçlu……..’ün mezkur çeki müvekkilden aldığını fakat müvekkilin tahsil gayesi ile attığı ciroyu silmeye fırsat bırakılmadığını ve ibraz süresi geçtikten sonra keşideci ya da diğer borçlu …….. tarafından keşide tarihi 31/05/2015 iken 31/08/2015 olarak değiştirilerek ………………… tarafından ciro edilerek kullandığını, tüm bu nedenlerde davalının kötü niyetli olarak hareket ettiğinden haksız bir şekilde yapılan takibin iptaline ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tacir sıfatına haiz bir kişinin çeki teslim ederken kendi cirosunu iptal etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafın kendi ağır kusurunu müvekkiline yüklemeye çalıştığını, davacı tarafın iddialarının dava dışı………… ………….’e ve …………….firmasına ileri sürülebilecek iddialar olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava konusu çekte 31/05/2015 olan keşide tarihinin sonradan 31/08/2015 olarak değiştirildiği, davacı tarafta dava dilekçesinde çekin keşide tarihinin 31/05/2015 olduğu, ………. Şubesine takasa konulduğunun belirtildiği, bu hususun banka tarafından gönderilen yazı cevabı ile teyit edildiği, çekin bankaya ibrazından sonra ciro alacağın temliki hükmünde olduğu, bankaya ibrazdan sonra, ibraz öncesinde çekte cirosu bulunanlar tarafından davalıya yapılmış bir ciro bulunması gerektiği, davalının da çeki alacağın temliki yoluyla devraldığına ilişkin yazılı bir belge sunmadığı, buna göre ilgili çekte davalı yetkili hamil olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kabule yönelik gerekçesinin hatalı olduğunu, çekin bankaya ibraz edilmediğinin sabit olduğunu, zira davacı çeki bankaya takasa koyduğunu ve dava dışı …………l’ün ısrarı üzerine takastan çektiğini ikrar ettiğini, ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, davacının cirosunu iptal ettiğini yazılı bir belge ile ispat etmesi gerektiğini, davanın müvekkil davalı için husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, dava konusu olayda müvekkilinin iyi niyetli 3. kişi olduğunu, davacı tarafın kendi ağır kusurunun müvekkiline yükleme çabasıyla hareket ettiğini, bu nedenlerle ve re’sen tespit edilecek nedenlerle usul ve yasaya aykırı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin vermiş olduğu 21/01/2019 tarih ve ………E. – ………K. nolu kabul kararının istinafen incelenerek kaldırılmasına, davanın husumet yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise ispatlanamayan davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı tarafa yükletilmesi kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, menfi tespit davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyadaki bilirkişi raporları ile bilgi ve belgelerden, dava konusu çekte 31/05/2015 olan keşide tarihinin 31/08/2015 olarak düzeltildiği, çekin 28/04/2015 tarihinde takas sistemine girdiği ve 18/06/2015 tarihinde davacı tarafından işlemsiz olarak geri alındığı anlaşılmaktadır. Çekin arka yüzünde davacının lehtar olarak isim ve cirosu bulunmaktadır. Davacı lehtar çeki bankadan aldıktan sonra tahsil gayesi ile attığı ciroyu silme fırsatı bulamadan dava dışı borçlu ………… tarafından kendisinden alındığını ve keşide tarihinin 31/08/5015 olarak tahrif edilmek suretiyle kullanıldığını iddia etmiş ise de somut olayda ispat yükü davacıda olup, cironun iptal edildiğini ve davalı hamilin kötü niyetli olduğunu yazılı delille kanıtlaması gerekir. Cirosu iptal edilmediği sürece bunun sonuçlarına katlanmak zorundadır. Davacı bu iddiasını ispata yönelik yazılı delille sunmamıştır. Çek metninde geçerli bulunan ciro silsilesine göre çeki elinde bulunduran hamil davalının yetkili hamil olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru değildir. (Yargıtay 19.H.D. 2014/3921-6661 E.K., 2015/12761-2016/4162 E.K., 2014/645-3919 E.K.)
Dava konusu çek davacı tarafından ciro edilmek suretiyle takasa konulmuş ise de çekin arkası yazılmadan davacı tarafından bankadan geri alınmıştır. Çek bankadan alındıktan sonra keşide tarihi değiştirilmek suretiyle yeniden tedavüle konulmuştur. Çekin arkasında ibraz kaşesi bulunmadığından davalının keşide tarihindeki değişikliğin kimin tarafından yapıldığını bilmesi mümkün olmadığı gibi, ibrazdan önce çekte imzası bulunan davacı tarafından ibrazdan sonra davalıya yapılmış bir ciro da bulunmamaktadır. Bu durumda alacağın temliği hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir.
Açıklanan gerekçe ile davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …………… tarih ……… Esas -…………….sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin olarak alınan 956,63-TL harçtan mahsubu ile artan 897,35-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca belirlenen 8.082,17-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
8-Peşin olarak yatırılan gider avanslarından kullanılmayan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından yapılan (posta masrafı olmak üzere) toplam 38,38-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, artan tutarın istek halinde davalıya iadesine,
3-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza