Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/934 E. 2022/204 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …….
KARAR NO : ……..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2019
NUMARASI : …..E. ………K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : ALACAK
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/02/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/01/2019 tarih, …. esas, ………sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında rehabilitasyon merkezinin devri konusunda sözlü anlaşma yapıldığını, anlaşma gereğince davalının 103.000 TL ödediğini, personel maaşlarından, SGK primlerinden davalının sorumlu olacağını, ayrıca davacıya her ay 2.000 TL kira ödemesi yapılacağını, okulun resmi devrinin 2010 yılı başında yapılacağını, ancak davalının vaatlerini yerine getirmediğini, ödeneklerin davalı tarafından kullanıldığını, davalının, Bursa 2. ATM’nin 2015/586 esas sayılı dosyasında devir için ödediği bedelin tahsilini istediğini, davalının elde ettiği geliri ödemesi gerektiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiş, sonradan talep miktarını artırmıştır.
Davalı vekili, yerin resmi olarak devredilmediğini, fiili devrin bulunmadığı belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, taraflar arasında rehabilitasyon merkezinin devri konusunda anlaşma yapıldığı, Bursa 2. ATM’nin ….. esas sayılı dosyasında, davalının 2008 Temmuz-2009 Ekim arası işletmeyi fiilen işlettiğinin açıklandığı, kurumun giderlerinin davalı tarafından karşılandığı, davalının fiilen işlettiği dönemde elde ettiği gelir ile gider farkının 139.210,67 TL olduğu, bu tutarın davacıya iadesi gerektiği, bu nedenle gelir gider farkı talebinin kabul edildiği, işletilen dönemde SGK borcunun 22.580 TL olduğu, fiili işletme davalıda olsa da davacının da resmiyette işletmeden sorumlu bulunduğu, bu nedenle bu tutarın yarısından davalının sorumlu olduğu, davalının eşinin SGK kayıtlarına göre, 05.08.2008-22.08.2009 arasında sigortalı olarak çalıştığı, dava dilekçesinde ve aşamalarda davacının, davalının eşinin çalışmasının gerçek olmadığının iddia edilmediği, bu tutardan davalının sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 150.500,72 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, Bursa 2. ATM’nin ……. esas sayılı dosyasında, tarafların birbirlerine verdiklerini iade etmesi gerektiğinin belirtildiğini, bilirkişi raporunda davacı alacağının 170,037,01 TL olarak hesaplandığını, bu alacağın 139.210,67 TL tutarının gelir gider farkı olduğunu, fakat 8.246,23 TL olarak hesaplanan davalının eşinin ücret gideri taleplerinin kabul edilmediğini, gecikme cezası olarak hesaplanan 22.580,11 TL’nin %50 kısmının hüküm altına alındığını, davalının fiili olarak kurumu işlettiğinin sabit olduğunu, fiili olarak işletmeyi işleten ve eşi çalışmadığı halde sigortalı gibi gösteren davalının bundan sorumlu bulunduğunu, şirketin tüm işleyişinin davalıda olduğunu, davacının işletmeye sokulmadığını, müvekkilinin vekalet verdiğini, SGK borçlarının ödenmediğini bilmesinin mümkün olmadığını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, mahkemece işletmenin resmi devri yapılmasa da fiili devrinin yapıldığının kabul edildiğini, oysa Bursa 2. ATM dosyasında böyle bir belirleme yapılmadığını, ………’un davada taraf olmadığını, banka hesabına yatırılan tutarlardan davalının tasarruf ettiğinin düşünülemeyeceğini, …’un uzun zamandır davacının yanında çalıştığını, sonradan işletme müdürü yapıldığını, anılan kişi adına yatırılan 178.597,07 TL’nin davalının uhdesinde kabul edilemeyeceğini, geçerli bir işletme devri olmadığını, davacının SGK borçlarından sorumlu olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, devir sözleşmesinin geçersizliğinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Sebepsiz zenginleşme, 6098 sayılı TBK’nun 77. ve devamı (mülga 818 sayılı BK’nun 61. vd) maddelerinde düzenlenmiş olup, madde hükmü uyarınca “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Buna göre; sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme halinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir.
Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade borcunun kapsamı ve yapılmış olan giderlerden hangilerinin geri istenebileceği, giderlerin niteliğine ve zenginleşen kimsenin iyiniyetli ya da kötüniyetli oluşuna göre farklılık göstermektedir.
“Geri vermenin kapsamı” başlığı altında düzenlenen TBK’nun 79 ve 80. maddeleri uyarınca “Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür.”
Zenginleşen, zenginleşmeyi iyiniyetli olmaksızın elden çıkarmışsa veya elden çıkarırken ileride geri vermek zorunda kalabileceğini hesaba katması gerekiyorsa, zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlüdür.” (m. 79).
Somut olayda, işbu davadan önce davalının Bursa 2. ATM’nin …esas sayılı dosyasında işletme devir bedelinin iadesini davacıdan talep ettiği, mahkemece verilen ilk kararda, davalı her ne kadar işletmeyi davacıya devretmemiş ise de işletmenin müdürlüğünün davacının rızası ile kardeşi tarafından yapıldığı, yer resmiyette davalı adına gözükse de tüm yetkinin davacı ve kardeşinde olduğu, davacının devrin sağlanmasını değil ödeneğin iadesini istediği, sözleşmenin kimin tarafından haksız feshedildiğinin anlaşılamadığı, tarafların aldıklarını vermekle yükümlü olduğu, kurumun gelir gider farkının 139.210 TL civarında bulunduğu, bu paranın davacı ve kardeşi tarafından alındığı, davacının verdiğinin fazlasını aldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02.05.2014 gün ve 2014/132-8276 esas ve karar sayılı ilamı ile geçerli bir işletme devri sözleşmesi gerçekleşmediğine göre, tarafların birbirine verdiklerini iade ile yükümlü olduğu, BK’nın 61. maddesine göre, davacının devrin gerçekleşeceği inancıyla iyiniyetli olarak elde ettiği karı iade ile yükümlü olup olmadığı ayrı bir davanın konusu olup, sonuçta işletme davalıda kaldığından, davacının verdiği bedeli isteyebileceği gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak, verilen ikinci kararda, işletme davalıda kaldığından davacının verdiği devir bedelini isteyebileceği, geçerli devir sözleşmesi gerçekleşmediğine göre, tarafların birbirlerinden aldıklarını iade ile yükümlü olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 103.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29.05.2017 gün ve 2016/304-2017/3133 esas ve karar sayılı ilamı ile onandığı, anılan davanın, davacı … tarafından sunulan dava dilekçesine göre, davacı ile davalı arasında rehabilitasyon merkezinin devri konusunda anlaşma yapıldığı, davalının işletmeyi Temmuz 2008-Ekim 2009 arası fiilen işlettiği, bu dönem içerisinde davalının gelir elde ettiği, giderlere katlandığı, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gönderilen ödeneklerin davalının kardeşi … tarafından alınarak, davalının tasarrufuna sunulduğunun anlaşıldığı, rehabilitasyon merkezi devir sözleşmesi resmi gerçekleşmediğine göre, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ilamında belirtildiği üzere tarafların birbirlerine verdiklerini iade ile yükümlü olduğu, yukarıda anılan Bursa 2. ATM’nin …esas sayılı dosyasında …’un devir bedelini geri aldığı, davalı …’un ise fiilen işlettiği dönem olan Temmuz 2008-Ekim 2009 arasında 139.210,67 TL net kar elde ettiği, geçerli bir işletme devri olmadığına göre bunu davacıya iade ile yükümlü olduğu, davalı tarafın bu geliri elde ederken emek ve mesaisini ortaya koyduğu, bunun belirlenen alacaktan hesaplanıp indirilmesi gerekse de davalı tarafın bu konuda rapora karşı itirazda bulunmadığı, bilirkişinin hesaplamasına ilişkin olarak herhangi bir istinaf isteminde bulunmadığından, inceleme konusu yapılmadığı;
Davalının eşinin işletmede SGK kayıtlarına göre, 15.08.2008-22.08.2009 arası çalıştığı, kendisine işletme tarafından ücret ödendiği, davalı eşi…’un gerçekte çalışmadığı halde ücret ödemesi yapıldığına dair herhangi bir ispat vasıtası sunulmadığı, SGK tarafından işletmede fiilen çalışmadığına dair herhangi bir davada açılmadığı, bu nedenle davacı vekilinin…’a ödenen ücretin iadesine ilişkin talebinin yerinde olmadığı;
Ancak, bilirkişi raporu ile davalının fiilen işlettiği dönem içinde SGK prim borçlarının zamanında ödenmediği, bu nedenle 22.580,11 TL gecikme zammı ve tecil faizi oluştuğunun belirtildiği, davacı taraf, bu zarara katlandığına göre, davalının fiilen işlettiği dönem içinde oluşan SGK gecikme zammı ve tecil faizinin tamamından sorumlu olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesine göre esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne, 161.790,78 TL alacağın, 10.000 TL kısmının dava tarihi olan 03.11.2015 tarihinden itibaren, 151.790,78 TL kısmının ıslah tarihi olan 03.01.2019 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 10.280,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.570,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.710,50 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalının üzerinde bırakılmasına,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Mahkemenin 24/01/2019 tarih,………esas, ……………. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Davanın KISMEN KABULÜNE, 161.790,78 TL alacağın, 10.000 TL kısmının dava tarihi olan 03.11.2015 tarihinden itibaren, 151.790,78 TL kısmının ıslah tarihi olan 03.01.2019 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 11.051,92 TL’den peşin ve ıslahla birlikte alınan toplam 2.903,82 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.148,01 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 1.147,00 TL yargılama giderinin kabul edilen miktar üzerinden %0,95 oranına göre takdiren 1.089,65 TL ile peşin ve ıslahla birlikte alınan 2.903,82 TL toplamı 3.993,45 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 19.320,12 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL’nin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
HMK’nın 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza