Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/762 E. 2021/624 K. 30.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ……
KARAR NO :……
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ….. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2019
NUMARASI :…. E. …. K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ……..
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ : 30/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/06/2021
….. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/01/2019 tarih,….. esas,…… sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dilekçesi ile; davalının, müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğünün…… sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıldığını, takibe konu çek dolasıyla davacının davalıya borçlu olmadığını, çekin tedavül ettikten sonra tekrar dava dışı keşideciye ibraz edildiğini, keşidecinin çeki teslim aldıktan sonra kendisi ciro etmek suretiyle çeki tekrar tedavüle konu ettiğini, bu şekilde çekin vadesi geldiğinde keşideci tarafından çeki elinde bulundurana ödeme yapıldığını, bu sebeple de çeke ilişkin borcun sona ermiş olduğunu, daha sonradan keşidecinin çeki geri aldıktan sonra çek üzerinde oynamalar yaparak çeki yeniden ciro ettiğini, bu ciro sonrası çeki elinde bulunduran davalı hamilin çeke ilişkin borcun sona ermiş olması dolayısıyla ilk tedavülde imzası bulunan davacıya müracaat edemeyeceğini, çek üzerinde tahrifat bulunduğunu, çek tarihinin 15/09/2016 olduğu halde daha sonradan 15/01/2017 olarak değiştirildiğini, yine 20.000,00 TL olan değeri de 40.000,00 TL olarak düzelttiğini, dolayısıyla kambiyo senedinin ilk halinin değiştirildiğini, yeni ortaya çıkan bu halide dikkate alındığında davacının bu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın iyi niyetten uzak olduğunu, çekin takibe konu edildiği mevcut haliyle dava dışı Gökçeler Ltd Şti. tarafından borcuna karşılık davalıya verildiğini, davalının da çekin meşru hamili olduğunu, davacının ileri sürdüğü Yargıtay kararının çeki ödeyip eline alan kişiyi borçtan kurtamya ilişkin olduğunu, davalının iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu ve yine davacının diğer dava dışı şirket ile birlikte hareket ettiğini aralarnıda organik bağlantının bulunduğunu, yine davacı cirosunun da iptal edilmemiş olduğunu belirterek davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, TTK. çeke ilişkin düzenlenen hükümlerinde keşidecinin çeki ciro etmesi ön görülmüş olup yasaklanmış olmadığı, keşideci sonradan ciro silsilesine katılarak çeki tedavvüle koyabileceği, tekrar tedavvüle koyarken cirosunu çizmediği cirantaların çekten dolayı sorumluluğu devam etse de yerleşik Yargıtay uygulaması bu şekilde olsa da somut uyuşmazlığın bu yönüyle Yargıtay’ın uygulamalarına konu kararlarından farklı olduğu zira çekin metni incelendiğinde 40.000,00 TL kısmındaki “4” rakamının sonradan eklendiği öncesinde “2” rakamının bulunduğu açıkça anlaşılmakta olduğu, yine çekin tarihinin 15/09/2016 olduğu sonradan keşideci tarafından ciro yapılırken tarihin ” 15/01/2017” olarak değiştirildiği, her iki değişikliğinde keşideci tarafından paraflandığı anlaşıldığı, takibe konu çek davacı lehtarın cirosuyla tedavvüle çıkan çekle aynı çek niteliğinde olmadığı, keşidecinin ciro ederken yeni iradesiyle çek miktarı ve tarihi değiştirildiği, bu sebeple söz konusu çekten dolayı davacının borçlu olduğunu kabul etmek mümkün olmadığından bahisle davanın kabulüne karar verildiği davacının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi hukuki nitelendirmeye ilişkin olduğu, hukuki nitelendirmeden dolayı davalının takipte kötüniyetli sayılamayacağı kabul edildiğinden bahisle davacının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; eksik inceleme ile karar verildiği, çek üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmaksızın çekte tahrifat olduğu kabulüne ve cirosunu iptali etmeyen davacının ciro ettiği çek ile aynı çek olmaması sebebi ile borçlu olmadığının tespiti karar verildiği, çek aslı incelenmediği, fotokopiler üzerinden karar verildiği, davacı çeki bu hali ile cirolamadığını ispat edemediği, ispat yükü davacıda olduğu, davacı cirosunu iptal etmediği, davacının borçlu şirket ile organik bağı mevcut olduğu, davacının tahrifatı sonradan yapıldığını ispat edemediği, kabul anlamına gelmemek ile birlikte en azından tahrifat sabit olursa tahrifat öncesi hali ile sorumlu olacağı, davanın reddine karar verilmesi bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılması istemli istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, kambiyo senedine davalıya borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda takibe konu çekin keşidecisinin ……, lehtarının … olduğu, çekin arkasında sırasıyla …,…, …… …….Ltd.Şti cirosunun bulunduğu görülmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 788 maddesi hükmü uyarınca, açıkça “emre yazılı” kaydıyla veya bu kayıt olmadan belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çek, ciro ve zilyetliğin geçirilmesiyle devredilebilir. “Emre yazılı değildir” kaydıyla veya buna benzer bir kayıtla belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çek, ancak alacağın temlikiyle devredilebilir. Bu devir, alacağın temlikinin hukuki sonuçlarını doğurur. Ciro, düzenleyen veya çekten dolayı borçlu olanlardan herhangi biri lehine de yapılabilir. Bu kişiler çeki yeniden ciro edebilirler.
Yargıtay 12. HD’nin 12.03.2015 tarihli 2014/30537 esas, 2015/5718 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, borçluya karşı müracaat borçlusu durumunda olan keşideci tarafından çekin ciro yolu ile eline geçmesi TTK’nın 788/3. maddesi gereğince yeniden tedavüle koyarak başkasına ciro etmesi mümkündür. Ancak bu şekilde ciro yolu ile çeki devraldıktan sonra keşidecinin sorumlu olduğu kişiye karşı başvurması mümkün değildir. Geriye dönüş cirosu ile çeki devralan keşidecinin durumu, çeki devretmeden önceki durumda olup çeki keşideciden önceki cirantaya başvurma imkanı yoktur.
Her ne kadar mahkeme gerekçesinde takibe konu çek davacı lehtarın cirosuyla tedavüle çıkan çekle aynı çek niteliğinde olmadığından keşidecinin ciro ederken yeni iradesiyle çek miktarı ve tarihinin değiştirildiği bu nedenle çekten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiğinden bahsedilmiş ise de alacaklının, keşidecinin cirosundan önce cirosu bulunan lehtarı takip hakkı yoktur.
Açıklanan bu nedenlerle kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.470,35 TL istinaf karar harcından peşin alınan 867,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.602,45 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza