Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/759 E. 2021/620 K. 30.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO :….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2019
NUMARASI : …E. … K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 30/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/07/2021
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/01/2019 tarih, … esas, … sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dilekçesi ile; davacı vekili dilekçesi ile, müvekkili hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine konu çekin davalı alacaklı tarafından ibrazdan sonra ciro edilerek icra taikibie girişildiğini ve bu nedenle vadeden sonra yapılan ciro alacağın temliki hükümlerine tabi olduğundan davalının alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davalı ile bir önceki ciranta … Şti arasında muvazaalı bir ilişki söz konusu olup taraflara ait ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinde yapılacak inceleme ile konunun anlaşılabileceği, ayrıca ibrazdan sonra ciro nedeniyle alacağın temliki hükümleri söz konusu olduğundan müvekkilinin kişisel defilerini de davalı tarafa karşı ileri sürebileceğini, esasen takibe konu çek miktarının dava dışı 3. kişiye çek keşidecisi tarafından icra takibinden önce ibraz tarihinden sonra ödendiğini, ibraz edilen ödeme dekontlarına göre ilk ödemenin 08.01.2018 tarihinde 20.000,00 TL, 24.01.2018 tarihinde 15.000,00 TL, 24.01.2018 tarihinde 10.000,00 TL, ve 29.01.2018 tarihinde 5.000,00 TL olmak üzere ödemeler yapıldığını, davalı alacaklının devraldığı alacağa ilişkin olarak müvekkilinin ve çek keşidecisinin borçlu bulunmadığını bilmekte olup, yetkili hamil sıfatına da haiz olmayan davalının çeki icraya koymasının da yasal ve haklı olmadığını beyanla çek nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığının tespitine ve kötüniyetli davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmayacak şekilde kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı iddialarının yerinde olmadığı, müvekkilinin davacının dediği gibi söz konusu çeki TTK.nun 793. maddesi hükümlerine göre ibrazdan sonra alacağın temliki hükümlerine göre ciro ve teslim yolu ile iktisap ettiğini ancak bu şekilde iktisap etmesi halinde çekteki devraldığı ticari ilişkiyi ispat etmesi gerekmediği gibi, çeki bu şekilde iktisap etmesinin müvekkilinin yasal hamil olduğu sonucunu değiştirmeyeceği, öte yandan müvekkilinin dava dışı…….le aralarında olan ticari ilişkiyi de ispat edebilecek konumda olduğunu, müvekkili ile ……’nin alt yüklenici sıfatı ile aynı inşaat projelereinde yer alıp, davacı tarafın idiia ettiği gibi, davacının müvekkilinin çeki iktisap ettiği …….ne karşı yöneltebileceği tüm defileri müvekkiline karşı da yöneltebilmesinin ancak müvekkilinin çeki iktisap ederken kötüniyetli olduğunun tespiti halinde mümkün olacağını, davacı tarafın takip konusu çekten dolayı borcunu ödememiş, çekle ilgisi olmayan ödemeleri çeke atfederel borçtan kurtulma düşüncesi ile hareket etmekte olduğunu, dava dışı ciranta …..’ne karşı yöneltilebilcek ödeme definin müvekkiline karşı da yöneltilebileceği ancak davacının ödemenin bu çek ile ilgili olduğunu öncelikle ve şüpheden uzak biçimde ispat etmesi gerektiği, davacı tarafından ibraz edilmiş ve çeke karşılık ödeme olduğu iddia edilen banka dekontlarının incelendiğinde “elden ödenen çek parası” yazdığı, keşideci … ile ciranta……arasında ve şirketin ortakları arasında alt yüklenici sözleşmesi, araç satış sözleşmesi dahil bir çok ticari ve hukuki işlem bulunduğu gibi takip konuusu çekin de aralarında bulunduğu bir çok çek borçlarına karşılık … tarafından …….’ne verilmiş yine davacının ciranta, …’nin keşideci olduğu, 11.11.2017 keşide tarihli……çek no.lu çekin davacı tarafından dava dışı ……i’nin hakim ortağı ……’nün hesabına banka havalesi yolu ile ödendiği, davacının takip konusu çek ile ilgisi bulunmadığı açıkça belli olan ödemelerin takip konusu çek ile ilgili yapıldığını iddia ederek kötü niyetli davrandığını, davacının iddiasının bir an doğru olduğu varsayılsa bile çek bedelini ödediği iddia olunan …….’nin takipten önce veya sonra herhangi bir itirazda bulunmadığı, …’nin ödemelerinin borçlu olduğu başka çeke ilişkin olup bu nedenle takip konusu olan çekin ……den müvekkiline geçtiğini, aksi halde ödenen çekin müvekkili elinde değil çeki ödeyen …’de bulunması gerekeceği, müvekkilinin yetkili hamil olduğu açık olup davacının tüm iddiaları yerinde olmadığından davanın reddi ile kötüniyetli davacının alacağın %20’sinden aşağı olmayacak şekilde tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, dava konusu çekin dava dışı … tarafından keşide edilerek lehdar ciranta davacı … tarafından ciro edildiği, 06.01 2018 tarihli çekin 08.01.2018 tarihinde ibraz edildiği bilahare dava dışı ……Şti tarafından 06.02.2018 tarihinde yeniden ibraz edilerek muhatap bankadan yasal sorumluluk tutarının tahsil edildiği,çekin bilahare adı geçen şirketin cirosu ile davalı …’ya geçtiği anlaşıldığı, davacı tarafça çekin daha önce keşideci … tarafından önceki ciranta …..Şti’ne ödendiği belirtilmekle davacı iddialarının incelenmesi bakımından ödeme kayıtları celbedidiği, …… Şube2sinin 19.11.2018 tarihli yazı cevabına göre dava dışı … hesabından dava dışı ……i hesabına yapılan “elden ödenen çek parası” açıklamalı ödemelere ilişkin 08.01.2018 tarih 20.000,00 TL tutarlı, 24.01.2018 tarih 10.000,00 TL tutarlı, 24.01.2018 tarih, 15.000,00 TL tutarlı ve 29.01.2018 tarih ve 5.000,00 TL tutarlı ödeme kayıtları dosya içersine alındığı, davalı vekili tarafından iş bu ödemelerin dava dışı taraflar arasında gerçekleşmiş olmakla birlikte birlikte yaptıkları birden fazla taşeron inşaat işleri nedeniyle ticari ilişki çerçevesinde keşideci … tarafından sıralı birden fazla çeklerin dava dışı …….Şti’ne verildiği, var ise bu ödemelerin de önceki tarihli çeklerele ilgili olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu,…… şubesi’ne yazılan yazıya verilen cevapta keşideci ….. no’lu çeklerin keşide edilip takastan yazılmış olduğu bilahare 18088 no’lu çekin elden ödenerek şubeye iade edildiği, diğer çeklerin ise iade edilmediği bilgisi verildiği, …. no’lu çekin bu çek no.suna ilişkin açıklama verilerek ödendiği anlaşılmakla birlikte yukarıda bahsi geçen dava dışı …….Bankası ödemelerinde ise çek no.su yazılı olmadığı bu nedenle davalı vekili tarafından bu ödemelerin icra takibine konu edilen …. no’lu çek değil … no’lu çek ile ilgiili olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu bu nedenle bu çek yönünden ödeme olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiş ise de bu hususun araştırılması yönünden taraflar arasındaki ticari ilşkinin ve ödeme kayıtlarının incelenmesi bakımından davacı davalı yan ile dava dışı …. Ltd. Şti’ye ait ticari defter ve dayanağı kayıtların incelenmesi bakımından ara karar oluşturulduğu ve dava dışı şirket ve …’ye usulüne uygun ihtaratlı davetiye tebliğ edildiği halde dava dışı şirket, … ve davanın tarafları bakımından da ticari defter ibrazı söz konusu olmadığından defter incelenmesinin yapılamadığı, bu durumda mevcut delillere göre kara verilmesi gerekmekle eldeki deliller ile keşideci … hesabından ……Bankası aracılığı ile yapılan yukarıda bahsi geçen ödemelerin dava konusundan başka bir çek ile ilgili olduğu ispatlanamadığından bu çeke ilişkin olduğu kabul edildiğinden bahisle davacın dava ve icra takibine konu çekten dolayı davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; ispat yükünün davacıda olduğu, davacı aslında davalıya borçlu olmadığını uygun deliller ile ispatlaması gerektiği, davacının iddiasının müvekkiline tamamen yabancı ilişkiler neticesinde dava konusu çek bedelinin ödendiği olduğu, davacı defterlerini ibraz edemediği, ödemenin başka çeklere ilişkin olduğu, bu iddiayı kanıtlar şekilde çek giriş bordroları sundukları,…….Şubesi tarafından gönderilen yazı ile kanıtlandığı, davacının dava dilekçesinde belirttiği ödemelerin davaya konu çeke ilişkin olduğunu kanıtlaması gerektiği, davalıdan kendisine yabancı ticari ilişkileri kanıtlaması beklenemeyeceği, çekin tedavülde olması ödenmediğinin kanıtı olduğu, mahkemenin 50.000 TL’lik ödeme için 55.000 TL miktarlı çek sebebi ile tamamen borçlu olmadığının tespitine karar vermesi dahi hatalı olduğu, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasına ve karşı tarafın tazminata hükmedilmesine karar verilmesi istemli istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; kambiyo senedine dayalı başlatılan icra takibi sebebi ile borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İcra dosyası incelendiğinde, 06.01.2018 tarihli 55.000 TL miktarlı çeke istinaden 53.590 TL asıl alacak talebinde bulundukları anlaşılmıştır.
Dava dilekçesi ekinde sunulan elden ödenen çek parası açıklamalı 08.01.2018 tarihli 20.000 TL miktarlı-24.01.2018 tarihli 10.000 TL ,miktarlı-24.01.2018 tarihli 15.000 TL miktarlı-29.01.2018 tarihli 5.000 TL miktarlı dekont sunduğu görülmüştür.
Çekin keşide tarihinden sonra yapılan ödemelerin çek dışında başka bir ilişki için ödendiği iddiasının ispat yükü davalı-alacaklıdadır. Davalı da buna ilişkin bir yazılı delil sunmamıştır. Ancak davacı tarafından sunulan banka dekontlarına göre toplamda 50.000 TL miktarlı ödeme yaptığı halde mahkeme tarafından davanın kabulü ile 53.590 TL üzerinden borçlu olmadığının tespitine dair karar verildiği görülmüştür.İcra takibinde de bankanın ödediği sorumluluk tutarı düşülerek 53.590 TL üzerinden takip talebinde bulunduğu menfi tespit davasının da bu miktar üzerinden harçlandırıldığı anlaşıldığından ayrıca davacı taraf (53.590 T.L-50.000 T.L)=3.590 TL için ödeme hususunu ispat edemediğine göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken tam kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş, ayrıca tedbiren icra takibin durdurulmasına dair karar verildiği anlaşıldığından red edilen kısım için davalı-alacaklının kötüniyet tazminat talebi şartları oluştuğundan davalı lehine tazminata hükmedilmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak sureti ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE,
Davalı tarafından yatırılan istinaf karar ilam harcının talep halinde iadesine,
Davalı tarafından yapılan 23,63 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Mahkemenin 15.01.2019 tarihli, 2018/384 esas, 2019/35 sayılı kararının KALDIRILMASINA, kaldırılan kararın yerine geçmek üzere;
”1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacının Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2018/3161 Esas sayılı icra takibinden dolayı davacının davalıya 50.000 T.L miktarlı asıl alacak ve ferileri yönünden borçlu bulunmadığının TESPİTİNE, fazlaya dair istemin reddine
2-Reddedilen kısım olan 3.590 TL üzerinden %20 oranında hesaplanan 718 T.L nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
3-Alınması gereken 3.415 TL nispi harçtan peşin alınan 915,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.499 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 6.244,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 1.083,49 TL’nin kısmen kabul kısmen red oranına göre 1.010 TL’sinin yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına
6-Davalı kendisine vekil ile temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ne göre hesap edilen 3.590 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
7-Davalı tarafından yapılan 42 TL yargılama giderinin kısmen kabul kısmen red oranına göre yapılan hesaplamada cüz’i bir rakam olduğundan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 sayılı HMK’nun 333. maddesi uyarınca taraflara iadesine,” şeklinde yeniden hüküm kurulmasına

3-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza