Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/752 E. 2022/1203 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/752
KARAR NO : 2022/1203

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2018
NUMARASI : 2014/720 Esas, 2018/1308 Karar

2014/720 ESAS SAYILI ASIL DAVADA

DAVACI : … – … …
VEKİLİ
BİRLEŞTİRİLEN 2011/259 ESAS SAYILI DAVADA:

DAVACI :cak

İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2022
Taraflar arasındaki asıl kayıt kabul birleşen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı, 07.07.1997 tarihli “Ortaklık Senedi” ile sabit olduğu üzere, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, aynı daire için 2 üyenin ortak kaydının yapılamayacağı davalı kooperatif tarafından bilinmesine karşın dava dışı Zekiye Özen ile birlikte üye yapıldığını, daha sonradan Zekiye Özen’in 2000 yılında ortaklıktan ayrılıp parasını aldığı şeklinde kayıtlarında gösterdiklerini, kooperatifin üyesi olarak üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, üyelik aidatlarını zamanında ödediğini, yapmış olduğu ödemelere rağmen üyeliği gereği tarafına düşecek olan taşınmazın adına tescil işleminin yapılmadığını, aidat bedelleri nedeniyle kooperatiften alacaklı olduğunu, davalı müflis kooperatiften olan 200.000 TL alacağı için 11/01/2011 tarihinde Bursa 9. İflas Müdürlüğünün 2016/10817 iflas dosyasına başvuru yapıtığını ancak alacak kaydının reddine karar verildiğini ileri sürerek 200.000 TL alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı müflis kooperatif vekili, davacı üyenin talep hakkının iflas kararı ile başladığını, aidat borcunun bulunduğunu, takas talep etme hakkının bulunmadığını, dava sonucu belirlenecek borç ödenmedikçe davacının alacak talep etme hakkının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA: Davacı müflis kooperatif vekili, davalının müflis durumuna düşen müvekkili kooperatifin önceden beri üyesi olduğunu, kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatları zaman zaman ödediğini, zaman zaman ödemediğini, ancak 2004 yılı Nisan ayından kooperatifin iflas tarihi olan Ekim 2006 ayına kadar hiç aidat ödemediğini, iflas kararı ile birlikte aidat ödemelerinin ortadan kalktığını, davalının önceye ait aidat borçlarını ifaya kadar kararlaştırılan gecikme faizi ödeme yükümlülüğünün devam ettiğini, kooperatifin her yıl genel kurulunda o yıla ait aylık aidat ile ödenmemesi durumunda aylık yüzde kaç gecikme faizi alınacağının karara bağladığını, 2004 yılından bu yana aylık aidatların 500,00TL sının ve aylık gecikme faiz oranının % 10 olarak tespit edildiğini, bu nedenle fazlaya mütedair hakları saklı kalmak kaydıyla davalının Nisan 2004 ile Eylül 2006 tarihleri arası aidat olarak 10.000,00 TL’nin genel kurul kararı uyarınca aylık % 10 gecikme zammı, yasal faizi, masraf ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı karşı davacı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, iddialarının dayanaksız olduğunu, kooperatife borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliller doğrultusunda, asıl davada; davacı kooperatif üyesi, kendisine konut tahsis edileceği inancıyla bilirkişi raporunda tesbit edildiği üzere davalı kooperatife 17.860,00 TL ödeme yaptığı, ancak davacıya tapuda daire tahsis edilmediği, bu durumda davacı ödediği aidat bedeli kadar davalı kooperatiften alacaklı olup, dava dilekçesinde faiz veya uyarlama talep edilmediği için bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verildiği, birleştirilen dava yönünden ise; davacı karşı davalının kabulünde olduğu üzere, davalı karşı davacı kooperatife üye olduğu tarihten 2004 Nisan ayına kadar aidatlarını ödediği, ancak dosya içerisindeki tapu kayıtlarından anlaşıldığı ve karşı bir iddia ileri sürülmediği üzere, davacı karşı davalıya başta tahsis edilen konutun dava dışı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlı olduğu ve daha sonra da tapuda satışlarla başka kişilere geçtiği, yani davalı karşı davacıya tahsis edildiği belirtilen dairenin başkaları adına olduğundan söz konusu dairenin veya başka bir dairenin davalıya tahsisinin gerçekleşmediği, davacı karşı davalı kooperatifin amacını gerçekleştirmeden iflas ettiği ve sonuç olarak davalıya konut tahsisinin gerçekleştirilmediği, davacının iflas etmiş olması nedeniyle bunu gerçekleştirmesinin mümkün olamayacağı, gerçekleşmeyecek amaç doğrultusunda bu aşamada geçmişe dönük aidat alacak istemi, yasal düzenlemeler ile özelikle yapı kooperatiflerinin amacına uygun ve yerinde görülmediği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
A-Davalı karşı davacı müflis kooperatif vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı koopretif üyesinin iflastan önce ödenmeyen aidat borçlarının olduğunu, birleşen davanın reddine ilişkin gerekçenin bu konuda verilmiş emsal Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin birleşen davaya ilişkin kararının kaldırılmasını istemiştir.
B-Davacı karşı davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatif üyesi olup, aidatlarla kooperatife defalarca ödemede bulunduğunu, 24.05.2003 tarih ve 2002 Olağan Genel Kurul toplantısında ortaklıktan ihraç edildiğini ve fakat yaptığı ödemelerin tarafına iade edilmediğini, davaya konu 17.860,00-TL alacağı karar tarihine uyarlanmadan hüküm kurulduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin asıl davaya ilişkin kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Asıl dava, davacı kooperatif üyesinin davalı müflis kooperatife ödemiş olduğu aidat alacağının sıra cetveline kayıt kabulü; birleşen dava ise, ödenmeyen aidat alacağın tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiş, bu karara taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacı karşı davalı … vekilinin istinafı asıl davaya; davalı karşı davacı müflis kooperatif vekilinin istinafı ise, birleşen davaya yöneliktir.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacı karşı davalı … vekilinin istinafı yönünden;
17.02.2011 tarihli iflas masası kararının 39 nolu sırasında …’un alacağına yönelik olarak; sunulan belgelere göre talepte bulunanın müflis kooperatife 1997-2002 yılları arasında ödemede bulunmuş, 2003 yılına ait 400 TL tek bir ödemesinin olduğu..ayrıca Bursa 1.İcra Müdürlüğünün 2006/4119 takip dosyasından icra takibi başlatıldığı, 1998-2002 dönemine yapmış olduğu ödeme toplamı 17.282,50 TL’ye ulaştığı, oysa bu tutarın 2006 yılına kadar aidat ödemiş ve/veya ödemelerini tamamlamış olduğu kooperatif yönetim kurulu kararıyla belirlenmiş üyenin ödendiğine denk ya da fazla görüldüğü, ayrıca 2002 yılındaki senetlerde yer alan tutarların genel kurulca belirlenmiş tutarlardan oldukça yüksek olduğu, dolayısıyla belgelerin sıhhatli olduğundan söz edilemeyeceği..ayrıca üyenin kooperatife karşı sorumluluğu iflasın açıldığı 2006 yılına kadar devam ettiğinden 2003-2006 dönemine ilişkin aidat borcunun ödendiğine dair belge ibraz edilmediği, iflasta takası yasaklayan açık hüküm karşısısında alacağın kayıt kabul istemi reddedildiği belirtilmiştir.
Kooperatif ortağının ödemelerini kooperatiften geri alabilmesi, başka bir anlatılma kooperatif ile hesaplaşabilmesi için kooperatif ortaklığının sona ermiş olması gerekir. Bu bağlamda, kooperatif ortaklığının 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 12.maddesi gereğince ortağın ortaklıktan istifası veya aynı yasanın 16.maddesine göre ortaklıktan ihracı ile sona erebilecektir. Bunun yanında, davalı kooperatifin iflasına karar verilmekle, davanın kayıt kabul istemli açılarak sonuçlandırılması gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98 maddesi uyarınca, özel yasada açık hüküm bulunmayan hallerde Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirkete ilişkin hükümleri uygulanır. 6762 sayılı TTK’nın 405/1. ( TTK’nın 480/3) maddesi hükmüne göre, pay sehipleri şirkete sermaye olarak verdiklerini geri isteyemez; tasfiye paylarına ilişkin hakları saklıdır. Bu nedenle de, kooperatifin ortağı olan davacı bu aşama itibariyle hak sahibi olmayıp, tasfiye sonucu artan miktar üzerinde hak sahibi olabilir ( Yargıtay 23 HD. 09.06.2015 tarih, 2014/9329 E., 2015/4423 K. sayılı kararı).
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince, davacının davalı kooperatife 07.07.1997 tarihinde üye olduğu, davalı kooperatifin 12.10.2006 tarihinde iflasına karar verildiği, davacının ortaklıktan çıkarıldığına ya da istifa ettiğine ilişkin bir durum söz konusu olmadığı gibi davalı müflisin 24.05.2003 tarihli ve 2002 Olağan Genel Kurul toplantısında ortaklıktan ihraç edildiğine ilişkin herhangi bir karar alınmadığı, davalı müflis kooperatife 17.860,00 TL ödeme yaptığı, ancak davacıya tapuda daire tahsis edilmediği, eldeki kayıt kabul davasının hak düşürücü yasal süre içerisinde açıldığı dosya kapsamından sabittir. Bu durumda, kooperatif üyesi olan davacının davalı müflis kooperatife üyeliğinin devam ettiği, her ne kadar davalı kooperatif müflis olup tasfiye işlemleri tamamlandıktan ve borçlar ödendikten sonra kalan olursa ortakların ödedikleri aidatlarının iade edilebileceği bu aşamada davacının ödediği aidatları isteyemeyeceği sabit ise de, bu hususun mahkemece re’sen gözetilmesi gereken kamu düzenine ilişkin bir husus olmadığı ve asıl davaya yönelik karara karşı yalnızca davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğundan davacı aleyhine karar verilemeyeceği gibi davacı lehine kazanılmış usulü haklar da gözetildiğinde bu hususa değinilmekle yetinilmiştir (Yargıtay 23. HD, 2018/1198 E., 2020/4452 K. sayılı ilamı).
Davacı vekilinin istinafı davalı müflis kooperatife ödenen paranın güncel değeri ile hesaplanmadan mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğine yöneliktir.
Somut olayda davacının dairenin tapusunu alamamış olması ödediği paranın da karşılığını alamadığı anlamına geldiği, herhangi bir kusuru bulunmayan davacının ödediği parayı güncel değeri ile isteyebileceği, nitekim davacı vekili dosyaya sunmuş olduğu 12.02.2018 tarihli dilekçesinde; dosyada alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin davalı kooperatiften 17.800 TL alacaklı olduğu tespit edilmişse de, kooperatif müflis olduğundan, diğer kooperatif üyelerinin daire aldığı, ancak müvekkilin daire alamaması gözönüne alınarak bu bedelin oldukça düşük kalacağınden müvekkilin ödediği 17.800 TL’nin iflasın açıldığı tarih itibariyle uyarlanması ve ulaştığı değerin tespiti ile bu miktar üzerinden iflas dosyasına kaydının yapılmasını talep etmiş olduğu gözetilmeden ilk derece mahkemesince yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde ilk derece mahkemesince, bir kooperatif ortağına kooperatif tarafından daire teslim edilmemesi durumunda kooperatif ile dava üye arasındaki alacak / borç – ilişkisinin nasıl hesaplanması gerektiğine yönelik Yargıtay 23. HD’nin 11.03.2014 tarih ve 2013/9268 E., 2014/1782 K sayılı ilamı gözetilerek bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Davalı karşı davacı müflis kooperatif vekilinin istinafı yönünden;
Asıl davanın davalısı birleşen davanın davacısı müflis kooperatif vekilinin istinafı birleşen davaya yönelik olup, somut olayda, davalı- karşı davacının halen müflis davacı-karşı davalı kooperatifin üyesi olduğu, kooperatifin Bursa 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/192 Esas 2006/367 Karar sayılı dosyası ile iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, iflasın açılması ile birlikte davalı- karşı davacının kooperatife aidat ödeme yükümlülüğü sona ermişse de, kooperatifin iflasından önceki dönemlere ilişkin davalı – karşı davacının üyesi olduğu kooperatife aidat ödeme yükümlülüğü devam etmekte olduğu dikkate alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan bu nedenlerle, asıl davanın davacı vekilinin asıl davaya; birleşen davanın davacı müflis kooperatif vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın açıklanan gerekçeler doğrultusunda işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1- Asıl davanın davacı vekilinin asıl davaya; birleşen davanın davacı müflis kooperatif vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf başvurularının KABULÜ ile
2-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/10/2018 tarihli, 2014/720 Esas, 2018/1308 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince talebin yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-Her iki tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendilerine iadesine,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

E-imza

Üye

E-imza

Üye

E-imza

Katip

E-imza