Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/706 E. 2021/663 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ….
KARAR NO :….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2018
NUMARASI : … Esas, ….Karar

DAVACI : … -….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …,…
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2021
….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2018 tarih …. Esas …sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 400 ton gliserin alım-satımına dayalı ticari ilişki bulunduğunu, davalının 250 ton ürünü teslim etmesine rağmen sözleşmeye aykırı olarak 150 ton gliserini teslim etmediğini, bu nedenle kendisinin de bazı müşterilerine karşı taahhüdünü yerine getiremeyerek cezai şart ödemekle karşı karşıya kaldığını, müvekkilin bu zararının bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkacağını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.000,00 TL, ayrıca mahrum kaldığı kar yaklaşık 200.000,00 TL olup bilirkişi incelemesi sonucu hesaplanacak zarar miktarıyla aradaki fark için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.000,00 TL olmak üzere toplam 14.000,00 TL tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 400 ton gliserin alım satımına dair ticari ilişki bulunduğunu, 250 ton gliserinin teslim edildiğini, bakiye 150 ton için bedelin sözleşmede kararlaştırılan 180 gün vadeli müşteri çekleri ile gerçekleştirileceğini, 180 gün vadeli çeklerin alacağın tamamını karşılamadığını, davacının 150 ton için kendi çeklerini vermeyi teklif ettiğini, davacının bankalar nezdinde yaşadığı sıkıntıdan dolayı bu talebinin kabul edilmediğini, ayrıca 180 günden daha uzun vadeyi taşıyan 3 adet müşteri çekinin de davacıya iade edildiğini, 150 ton gliserinin davacının kusuruyla teslim edilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; sözleşmeye göre önce bedelin ödenip sonra mal tesliminin yapılacağı, ödemenin 180 gün vadeli müşteri çekleriyle yapılacağının kararlaştırıldığı, davacının 400 tona karşılık gelen ve birim fiyatı belirlenen alacağa ilişkin 180 gün vadeli müşteri çekleri davalıya teslim ettiğini ispatlayamadığı, bu durumda satıcının temerrütü koşulları oluşmayıp davacı alıcının satıma konu malın bedelinin sözleşmeye uygun ifası konusunda temerrüte düştüğü gibi sözleşmeye uygun ifa gerçekleştirmeyerek kendisinin temerrüte düştüğü, TBK 235 gereği davalı satıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanabilecekken bu hakkını kullanmayarak kendi edimini yerine getirmemeyi tercih ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece sözleşmenin yanlış yorumlandığını, sözleşmeye göre mal bedelinin peşin ödenmeyeceğini, mal tesliminden sonra müvekkilin kendi müşterilerinden topladığı “teslimden sonra 180 günü geçmeyen çeklerle ödeneceği” bu çeklerin 180 gün içinde herhangi bir gün teslim edilebileceğini, sadece vadenin teslimden itibaren 180 günü geçmeyeceğini, yani malın bedelinin vadesinin 180 gün olduğunu, mahkemeye sunulan belgelerin yeterince incelenmediğini, tanıkların dinlenmediğini, satıcının 150 ton ham maddeyi taahhüt ettiği tarihte teslim etmemekte doğrudan temerrüte düştüğü, müvekkilin mali durumuna ilişkin davalı iddialarının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, taraflar arasındaki alım satım sözleşmesinden kaynaklanan tazminat taleplerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında 400 ton gliserin alım-satımına dayalı ticari ilişki bulunduğu, sözleşmeye göre ürünün Haziran ayının ilk yarısında davacının Ankara fabrikasında teslim edileceği ve ödemenin 180 gün vadeli müşteri çekleri ile yapılacağı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacı 150 ton ürünün teslim edilmemesi nedeniyle dava dışı müşterisiyle ilişkilerinden dolayı ortaya çıkan maddi zarar ile mahrum kaldığı kara ilişkin tazminat talebinde bulunmaktadır.
İhtilaf sözleşmede kararlaştırılan 150 ton gliserinin teslimi konusunda davalının temerrüte düşüp düşmediği, davacının kendi edimini sözleşmeye uygun olarak yerine getirip getirmediği, sözleşmeye uygun ifa etmişse davacının zarar miktarının ne olduğu hususundadır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmede çeklerin önceden teslimine dair bir madde bulunmamaktadır. Bu durumda TBK 234.maddesine göre bedel teslim ile muaccel olacağından, çeklerinde teslim anında verilmesi gerekir, ancak sözleşme 400 ton gliserin üzerinden kurulmuş olup 250 ton gliserin teslim edilmiştir. 250 ton gliserin karşılığı verilen çeklerin bir kısmının sözleşmeye uygun olmadığı, müşteri çeki yerine davacının kendi çekini verdiği, yine bazılarında 180 gün vadeye uyulmayarak daha uzun keşide-vade tarihini içerdiği anlaşılmaktadır. Davalı, davacının teslim edilen mal yönünden dahi sözleşmeye uygun hareket etmediğini belirterek 150 ton mal tesliminden kaçınmaktadır. Dosyadaki belgelere göre teslim olunan 250 ton gliserin için verilen çeklerin bir kısmı sözleşmeye uygun olmadığından davalı haklıdır. Davacı sözleşmeye uygun davranmadığından davalıdan kar mahrumiyeti ve cezai şart talebinde bulunamaz. Bu taleplerde bulunamayacağından dolayı cezai şartın varlığının araştırılmasına gerek duyulmamıştır.
Açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre, mahkeme kararı ve gerekçesi yerinde olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde yatırana iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2021


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır