Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/701 E. 2021/673 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …. -…
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO :…
KARAR NO :…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2019
NUMARASI : … Esas, …. Karar

DAVACI :….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/05/2021
…..Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/01/2019 tarih …. Esas …. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ….İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile takibe konulan 25.000,00 TL bedelli iki ayrı bono sebebiyle borçlu olmadıklarını, bono üzerindeki imza ve kaşelerin davacı şirkete ait olmadığını, şirketi temsile yetkili kişinin …….. isimli kişi olduğunu, onun da böyle bir senet imzalamadığını, usülsüz tebligatla takibin kesinleştirildiğini ileri sürerek anılan bonolar sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptaline, haksız takip tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin feshi sırasında kar mahrumiyetinden kaynaklanan tazminatlar konusunda protokoller imzalandığını, dava konusu bonoların protokol kapsamında imzalandığını, daha sonra ortaya çıkan olaylar sebebiyle bono ve protokolde kaşesi bulunan Mirpet şirketinin gerçekte kurulmamış olduğunu, aralarında organik bağ bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; gerçekte …ismiyle tescil edilmiş bir şirket bulunmadığı, kaşede yer alan vergi numarasının kurulacak şirkete ait olduğu, öyleyse meçhul bir failin olmayan bir şirket adına senet ihdas edilerek davalıya verdiği, hatta protokolü de bu sahte unvanla imzaladığı, bunu taraflardan birinin yapmış olabileceği, dosyadaki bilgi belgelere göre, protokolde fesih nedeniyle ödenecek tazminatın 100.000,00 TL olarak ve bunun 25.000,00 TL’lik 4 taksitte ödenmesinin kararlaştırıldığı, yine 27/02/2017 tarihinde davacı tarafın davalı şirket hesabına 25.000,00 TL para gönderdiği, banka dekontundaki işlem açıklamasına göre bu bedelin 24/02/2017 tarihli senede istinaden yapılan bir ödeme olduğu, davacının protokolü imzalamasına rağmen protokol gereğince düzenlenen bir bonoyu neden ödediğini açıklayamadığı, imza inkarının hemen imza incelemesi yapılmasını gerektirmediği, sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa imza incelemesine karar verileceği, mahkemenin kanaatine göre sahte imza ve unvan kullanarak sahtelik yapanın davacı olduğu, zira bundan menfaat sağlayacak kişinin kendisi olduğu, bu hile ile akaryakıt bayilik sözleşmesinden kaynaklanan tazminatı ödemekten kurtulacağı, davacı tarafın icra mahkemesine yaptığı başvurunun lehine sonuçlanmasının sınırlı inceleme yapılması ve takip hukukuna ilişkin olması nedeniyle araştırmaya değer görülmediği, işlemin davacı hilesinden ibaret olduğu gerekçesiyle davanın reddine, HMK 329/2 gereği davacı şirketin 5.000,00 TL disiplin para cezasına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın takip konusu bonolar üzerindeki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit davası olduğu, araştırılması gereken hususun itiraz edilen imzaların yetkili temsilciye ait olup olmadığı olmasına rağmen davalının kambiyo senetlerinden ayrık olarak asıl borç ilişkisi ile alacak talep ettiği, iddia ve savunmanın genişletilmesi niteliğindeki bu hususun mahkemece dikkate alınmadığı, mahkemenin eksik ve hatalı deli değerlendirilmesiyle hüküm kurulduğu, davalı tarafça fotokopisi sunulan protokolün yazıldığı kağıdın davalı firmanın antetli kağıdı olduğu, bu durumda müvekkil şirket yetkilisi …i’nin imza esnasında bizzat davalının ofisinde olması ve belgeyi davalı ile birlikte imzalamış olması gerektiğini, oysa ……’nin böyle bir belge imzalamadığını, mahkemece davalı tarafından tebligatın usulsü şekilde TK 35.maddeye göre var olmayan bir şirkete yaptırmak suretiyle müvekkile yapılmış gibi göstererek takibi kesinleşmiş gibi gösterdiğinin dikkate alınmadığı, maden böyle bir protokol yapılıp bono verildi ise protokoldeki ile bonolardaki imzaların aynı olmasının gerektiği, yine mahkemece protokolün hileli olduğu kabul edilmesine rağmen protokole göre müvekkilin borçlu olduğu kabul edilerek kendi içinde çelişkiye düştüğü, dava konusu senetlerin tanzim ve vade tarihlerinde davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürün …. olduğu, imzaların ….i’ye ait olmadığının bariz bir şekilde anlaşıldığı,….İcra Hukuk Mahkemesinin …. E.K.sayılı dosyasında tebligatın usulsüz yapıldığı, ödeme emrinde adı geçen şirketin ticaret sicilinde kaydı olmadığı nedeniyle takibin talikine karar verildiği, mahkemece bu husular gözetilmeden imza incelemesi yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, kambiyo takibinden sonra açılan menfi tespit talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı şirketçe 02/01/2017 tarihli protokol ile takibe konu senetlerdeki imzaya itiraz edilmiş olmasına rağmen protokolde yer alan senetlerden bir tanesinin neden ödendiğini açıklanmamış ve senedin başka bir ticari ilişkiden kaynaklandığının da iddia edilmemiş olmasına, takip konusu senetlerin protokolde yer alan senetler olmasına göre mahkeme kararı ve gerekçesi yerinde olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde yatırana iadesine,
4-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 20/05/2021

…..
Başkan
….
e-imzalıdır
…..
Üye
….
e-imzalıdır
…..
Üye
….
e-imzalıdır
….
Katip
…..
e-imzalıdır