Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/694 E. 2021/652 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:… -…
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ..
KARAR NO : ..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE : ..
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2018
NUMARASI : .. Esas, .. Karar

DAVACI : ..
VEKİLİ : Av. ..

DAVALI : 1 -..
VEKİLİ : Av. ..

DAVALI : 2 -..

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2021

… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2018 tarih, .. Esas, .. Karar
sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP: Davacı vekili dilekçesinde özetle: Davalı şirket ile davacı banka arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı şirkete kredi kullandııldığını, diğer davalının kefil sıfatını taşıdığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, ve …İcra Dairesinin .. esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalıların takibe haksız biçimde itiraz ettiğini, davalı şirketin önceki ünvanının .. olduğunu, davalı………. kefaletin geçerli olduğunu, uygulanan faiz oranın sözleşmeye uygun olduğunu, ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
DAVALI …. cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddi gerektiğini savunmuş, hesap kat ihtarının usulsüz olduğunu, yanlış adrese tebliğ edildiğini, herhangi bir borçları bulunmadığını ileri sürmüştür.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda takip tarihi itibariyle 6.086,50 TL asıl alacak, 202,07 TL işlemiş temerrüt faizi, 10,10 TL BSMV ve 201,26 TL masraf olmak üzere toplam 6.499,93 TL bakiye borç bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalılar aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalılar … ve … İstinaf talebinde; Yerel mahkemenin yeterli inceleme gerçekleştirmeden hukuk ve hakkaniyete aykırı bir karar verdiğini, davacı Bankanın Müvekkilleri aleyhine başlattığı talebin fahiş ve hatalı olduğunu, kredi sözleşmelerinin Türk Borçlar Kanunu kapsamında genel işlem koşullarına aykırılıklar içerdiğini, Müvekkillerinden Davalı Kefil Müvekkil….’a hesap kat ihtarının tebliğ edilmediğini, Davacı Banka müteselsil kefil sıfatı ile Müvekkili ..aleyhine icra takibi başlattığını, ancak Müvekkilinin geçersiz kefalet sözleşmesiyle kefil olarak kabul edilemeyeceğini, Borçlar Kanunu’na göre kefilin el yazısı ile yazılması gereken şekil şartları taraflar arasındaki sözleşmede mevcut olmadığından kefil sıfatı ile müvekkilim aleyhine icra takibi başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, Karara dayanak olarak gösterilen bilirkişi raporunda yapılan faiz hesaplamasının da hatalı olduğunu, davacı Banka tarafından keşide edilen hesap kat ihtarnamesine konu edilen alacak kalemlerinin hatalı hesaplandığı, bu nedenle de müvekkillerin bu kalemleri tek tek hesaplama imkanı bulunmadığından işbu haksız takibe itiraz ettiğini, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek Yerel mahkeme kararını istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, kredi sözleşmesinden doğan alacağa ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Davalı vekilince hesap kat ihtarının müvekkiline tebliğ edilmediğini ve banka faiz alacağının bilirkişi tarafından yanlış hesaplandığını ileri sürmüşse de; kat ihtarının tebliğe çıkarıldığı adresin taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirtilen adres olduğu, bu sözleşmenin 11. maddesinde davalı kredi borçlusu şirket ve kefil bakımından adres bildirme yükümlülüğü ön görüldüğü, yeni adres bildirilmediğinden sözleşmede davalı tarafça belirtilen adrese yapılan tebligatın geçerli kabul edileceği ve 12. maddesinde de iade tarihinin tebligat tarihi olacağı hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla sözleşme uyarınca hesap kat ihtar tebliğinin 28/10/2016 iade tarihi ve temerrüt tarihi olarak ise ( 7 günlük ödeme süresi ile birlikte) 05/11/2016 olarak kabulü ile, bu tarihler esas alınarak alacağın hesaplanmasında bir yanlışlık bulunmamaktadır. ( aynı doğrultuda Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/8174 Esas, 2014/10984 Karar sayılı, 02/06/2014 tarihli karar)
Ayrıca sözleşmede şartlarına aykırılık bulunmamakta olduğu gibi, ayrıca davalının taraflar arasındaki sözleşmedeki kefaleti kefil olunan miktarın, kefaletin türünü, tarihini ve kefilin ad soy adının elle yazılı olması bakımından şekil şartlarına aykırı olmadığı anlaşılmış olup, bu hususlara yönelik davalı vekilinin istinaf istemi yerinde değildir.
Takip ve dava konusu alacak banka alacağı olup, hesaplanabilir likit bir alacak olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru olup, davalılar vekilinin istinaf istemi bu yönden de yerinde bulunmamış olup, tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalının istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 444,00TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 110,60 TL’nin mahsubu ile 333,40 ‘nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin davalının üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Üye
151521
(e-imza)
…..
Katip
….
(e-imza)