Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/613 E. 2021/1441 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ……
KARAR NO : …………………..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ………………………
NUMARASI : ……………….. E. ………………………. K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1-… – …
2-… – …
3-… – …
4-… – …
5-… – …
: 6-… – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Sözleşmenin İptali
KARAR TARİHİ : ……………………..
KARAR YAZIM TARİHİ : …………………..
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……………..tarih, ………… esas, ……………………… sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili, taraflar arasında 04.04.2014 tarihli ortaklık tasfiye protokolü imzalandığını, sözleşmede davacının payına düşen malvarlığı ile davalıların malvarlığı arasında 200 kat fark oluştuğunu, davacının düşüncesizlik, deneyimsizliğinden yararlanılarak aşırı yarar sağlandığını, müvekkilinin ev hanımı olup dul yaşadığını ileri sürerek, 04.04.2014 tarihli protokolün iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, davacının imzaladığı protokollerde düşüncesizliği ve deneyimsizliği nedeniyle hataya düşürülmek suretiyle babasından kalan malvarlığından küçük pay verildiğini belirterek, TBK’nın 28. maddesine göre protokollerin iptalini talep ettiği, TBK’nın 28/2 maddesine göre, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılacağı, davacının üç ayrı protokol imzaladığı, bunların 04.04.2014, 03.05.2014 ve 06.05.2014 tarihli olduğunu, hata edildiği iddia edilen protokolün 06.05.2014 tarihinde imzalandığı, davacının hata ettiğini en son protokol tarihi olan 06.05.2014 tarihinde öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiği, davanın ise 16.12.2015 tarihinde açıldığı, davanın süresinde açıldığı kabul edilse bile davacı her ne kadar ev hanımı olsa bile, babasından kalan şirket hisseleri nedeniyle basiretli olması gerektiği, davacının asıl protokolden sonra 2 ayrı ek protokol ile ilave haklar elde ettiği, tüm paylaşımların bilinçli olarak, şahsi menfaat hesap edilerek yapıldığı, edimler arasında fark olmasının davacının düşüncesizlik ve deneyimsizlik nedeniyle sözleşme yaptığı anlamına gelmeyeceği, ilk protokolde deneyimsizlik ve düşüncesizlik yaptığını düşünen davacının, sonraki protokollerde yanıldığını fark etmesi gerektiği, iki ayrı ek sözleşme yapan davacının yanıldığını iddia etmesinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle, hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, gabinin, düşüncesizliği, deneyimsizliği yahut darda kalmadan ötürü diğer tarafın edimleri ile açık orantısızlık bulunmasını ifade ettiğini, gabinin öğrenildiği andan itibaren 1 yıl içinde ileri sürüleceğini, iptali istenen sözleşmelerin 2015 Haziran ayında davacının oğlunun evde bulup incelemesi neticesinde öğrenildiğini, iptali istenen sözleşme ile dava tarihi arasında 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediğini, davacının 15 yıldır dul olarak yaşayan ev hanımı olduğunu, babasına ait malvarlığının mirasçılar arasında eşit olarak paylaştırılacağı gayesi ile sözleşmeyi imzaladığını, yapılan anlaşmanın ne kadar adaletsiz olduğunu oğlu sözleşmeyi bulunca anladığını, davacıya hiçbir şirket hissesinin devredilmediğini, dava bir taraftan hak düşürücü süreden reddedilirken, diğer taraftan bir an için denilerek davanın esası hakkında karar verildiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, gabine dayalı protokolün iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda, mahkemece, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı ve reddi gerektiği, kaldı ki davacı her ne kadar ev hanımı olsa bile, babasından kalan şirket hisseleri nedeniyle basiretli olması gerektiği, davacının asıl protokolden sonra 2 ayrı ek protokol ile ilave haklar elde ettiği, tüm paylaşımların bilinçli olarak, şahsi menfaat hesap edilerek yapıldığı, edimler arasında fark olmasının davacının düşüncesizlik ve deneyimsizlik nedeniyle sözleşme yaptığı anlamına gelmeyeceği, ilk protokolde deneyimsizlik ve düşüncesizlik yaptığını düşünen davacının, sonraki protokollerde yanıldığını fark etmesi gerektiği, iki ayrı ek sözleşme yapan davacının yanıldığını iddia etmesinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süreden reddine karar verildiği, bu durumda, talebin hak düşürücü süre içinde açılmadığı kabul edildikten sonra, uyuşmazlığın esasına ilişkin de irdeleme yapılmak suretiyle davanın hem usulden hem esastan reddi sonucuna varılacak şekilde karar verildiği, oysa ki davanın usulden reddinin, işin esasının incelenmesine engel teşkil ettiği, buna rağmen mahkemece davanın hem usulden hem de esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, istinaf karar içeriğine göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir (Bkz. aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/1928- 2016/9544 E.K sayılı ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2012/1890-2012/8380 E. K. sayılı ilamı).
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Mahkemenin……………………………. esas, ……………………sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Davacı tarafından yatırılan istinaf karar ilam harcının talep halinde iadesine,
Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 359/3. maddesine göre, kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza