Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/599 E. 2021/532 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ..
KARAR NO :..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ..
NUMARASI : ..Esas, .. Karar

DAVACI : … -…, …
VEKİLLERİ : Av. …, ..
Av. …,..
DAVALILAR : 1-..
VEKİLİ : Av. …,..
2-… – …, …
VEKİLİ : Av. …,..
: 3-… – …
VEKİLİ : Av. …,..
KAYYIM : … – …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2021
…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. tarih ..Esas .. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin süt ürünleri ile ilgili işletme sahibi olup davalı ..’dan süt aldığını, aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan güvene dayalı olarak dava konusu çekleri avans olarak verdiğini, ancak ..’ın fetö soruşturmaları kapsamında tutuklanarak avans olarak verilen çeklerin karşılığı sütü vermediğini, 18/10/2016 tarihli çek tahsili sonrasında bankadan alınan çekte ..’ın çeki cirolamadan diğer davalılara verdiğinin anlaşıldığını, dava konusu çekerinde aynı şekilde kullanıldığının kuvvetle muhtemel olduğunu, bu nedenle diğer davalılarda dava açmak zorunda kaldıklarını, ..’ın çekleri …’a verdiğini, …’un da ortağı ve yetkilisi olduğu … Kaşesi ile imzaladığını, …’un da fetö soruşturması kapsamında tutuklandığını öğrendiklerini belirterek dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı.. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ve davalıların bulunduğu yer İvrindi olup, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İvrindi de görülmesi gerektiğini, davalı …’un da fetö soruşturması kapsamında tutuklandığı şirkete kayyım atandığını, bu kapsamda vadesi gelen kıymetli evraklar için takip başlatıldığını, mevcut kayıtlara göre ..’ın vekil edenlere borçlu olduğunu, yine …’un davalı şirkete borçlu olduğunu, dava dilekçesindeki çeklerden sadece 27/10/2016 keşide tarihli 40.000,00 TL ve 16/11/2016 tarihli 40.000,00 TL’lik çeklerin .. tarafından borcuna karşılık müvekkillere verildiğini, bu hususun hüküm kurulurken göz önünde bulundurulmasını, davacı ile .. arasındaki ticari ilişkinin iyi niyetli 3.şahıs olan müvekkilleri bağlamadığını, aralarındaki ilişkiyi müvekkilin bilme ihtimali olmadığını belirterek müvekkil elinde bulunan 27/10/2016 ve 16/11/2016 keşide tarihli çeklerden dolayı davanın reddi gerektiğini, %20’den az olmamak kaydıyla icra tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 30.000,00 TL bedelli .. nolu çekte davacıdan sonra..imzası bulunsa da davacı vekilinin beyanlarından diğer çeklerde cirosu ve imzası bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu çeklerin .. tarafından ciro edilmeksizin davalıya verildiğini davacı tarafın ileri sürdüğü imzası ve cirosu bulunmayan çeklerden dolayı menfi tespit davasının tarafı olamayacağı, cirosu olmadığından davacının cirosundan istifade edemeyeceği gibi borç altına girme yükümlülüğüde bulunmadığı, bu nedenle 87127 nolu çek dışındaki çekler yönünden dava açmakta hukuki yararı da bulunmadığı, davacı çekte ciranta olduğundan temel ilişkiye dayalı olarak sorumlu tutulamayacağı, kambiyo senedi ilişkisi yönünden ise bedelsizlik (avans) iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı, diğer davalılar yönünden ise geçerli ciro silsilesine göre senedi elinde bulunduran kişinin yetkili hamil sayıldığı, iktisapta kötü niyetli olduğu kanıtlanmadıkça yetkili hamil olduğunun kabulü gerektiği, ticari defterlere göre davalıların kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı, çeklerin davacı tarafından.. verildiği ve bu davalı tarafından diğer davalılara teslim edildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında müvekkilin dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığını, … ve … ile aralarında ticari ilişki olmadığını, davalıların defterlerinin birbirini teyit etmediği belirtildiği halde mahkemece bilirkişi incelemesine gidildikten sonra hakimin raporun aksine karar vermesinin mümkün olmadığını, davalıların çeklerin keşide tarihlerinde tutuklu oldukları sabit olduğuna göre bu çekler karşılığı yükümlendikleri edimlerini yerine getirmelerinin mümkün olmadığını, çeklerin bir kısmında.. cirosu olmadığını, ciro silsilesinin kopuk olduğunu, mahkemece çeklerin ancak ciro yoluyla devredilebileceği gerçeğini göz ardı ettiğini, bilirkişi raporunda müvekkil ile Şahan Tarım arasında yazılı bir sözleşme olduğu belirtildiği halde mahkemece sözleşmenin dikkate alınmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, icra takibinden önce menfi tespit talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, dava konusu çekleri ciro yoluyla devralmış olup davalı..ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında avans olarak verildiğini ve bedelsiz kaldığını iddia etmektedir.
Davacı iddiasına göre 87127 nolu çek dışındaki çeklerde …’nin cirosu ve imzası bulunmamaktadır. Bu nedenle bu çeklere yönelik olarak menfi tespit davasının tarafı olma konumu yoktur. 87127 nolu 30.000,00 TL bedelli çeke ilişkin olarak ise ispat yükü davacıda olup davacı çekin avans olarak verildiği iddiasını usulüne uygun yazılı delille kanıtlayamamıştır.
Diğer davalılar … ve … yönünden ise bedelsizlik defi kişisel defi niteliğinde olduğundan bu davalılara karşı ileri sürülemez. Bu davalılar çekleri elinde bulunduran hamil olup çekleri iktisapta kötü niyetli ve ağır kusurlu olduklarının ispatı gerekir. Çeklerin .. tarafından bu davalılara verildiği ve iktisapta kötü niyetli oldukları da kanıtlanamamıştır.
Açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre, mahkeme kararı ve gerekçesi yerinde olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin davacının üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, karar tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/04/2021


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır