Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/597 E. 2021/484 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ..
KARAR NO :..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ..
NUMARASI : .. Esas, ..Karar

DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …,..
DAVALI : … – …, …
VEKİLİ : Av. …, …
DAVANIN KONUSU : Sözleşmenin İptali

KARAR TARİHİ : 19/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/04/2021
…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ..tarih.. Esas .. sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili beyanlarında özetle; davacı ile davalı kardeş olup dava dışı …’nin hissedarları olduğunu, davacının bu şirketteki %25 hissesinin tamamını ..Noterliğinin 28/05/2013 tarih .. yevmiye nolu Limet Şirket hisse devir sözleşmesi ile 25.000,00 TL karşılığında davalı …’a devrettiği, buna ilişkin Genel Kurul Kararı alındığı ve devir işleminin Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı ancak davacı hisse devrini yaptıktan sonra şirketin öz sermayesinin hissesine ödenenin çok üzerinde olduğunu arada fahiş fark olduğunu yeni öğrendiğini, devrin yapıldığı tarihte %25 hisseye karşılık 25.000,00 TL almışken bunun 750.000,00 TL civarında olduğunu düşündüğü, arada fahiş fark olduğunu belirterek hisse devir sözleşmesinin hükümsüz olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hisse devir sözleşmesi 28/06/2013 tarihinde yapılmış olup zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın tespit davası değil sözleşmenin iptali davası olduğunu, davacının şirkette 26/05/2008-28/05/2013 tarihleri arasında fiilen çalışmış olup şirketin öz sermayesini bilmemesinin mümkün olmadığını, kendisinin de bu hisseleri 23/05/2011 tarihinde …Noterliğinin .. nolu hisse devir sözleşmesi ile 25.000,00 TL’ye satın aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; sağlık raporu ile de sabit olduğu üzere davacının gerek sözleşme tarihi itibariyle, gerekse hali hazırda kolay yanılgı ve hataya düşebilecek bir kişilik yapısına sahip olduğundan uyuşmazlığın TBK 28 maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, davacıya ait 1.000 adet payın 25.000,00 TL karşılığı davalıya devredildiği, mahkemece yapılan tespitte davacının devrettiği hisselerin toplam değerinin 28/05/2013 devir tarihi itibariyle 251.373,33 TL olduğu, tarafların sözleşmede belirledikleri bedel ile tespit edilen bedel arasında 10 katı tutarında bir fark olduğu, davacının kişilik yapısı göz önünde bulundurulduğunda söz konusu olayda aşırı yararlanmanın koşulları oluştuğu, davacının mevcut durumu dava tarihi itibariyle halen devam ettiğinden kanunda bahsedilen “durumun ortadan kalkması” tabiri ve 1 yıllık sürenin geçirilmediği, yani davanın yasal süresinde açıldığı belirtilerek davanın kabulü ile hisse devir sözleşmesinin iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, esasa ilişkin olarak ise; hukukumuzda sözleşme özgürlüğünün esas olduğu, tarafların istedikleri sözleşmeyi istedikleri şekilde yapabilecekleri, edimler arasında açık oransızlık bulunmasının tek başına sözleşmenin geçersizliği sonucunu doğurmayacağını, dava konusu hisse devir sözleşmesinde ahlaka ve kişilik haklarına aykırı bir durumunun söz konusu olmadığını, davacıya düşen hisse değerinin yalnızca şirketin taşınmaz bedeli ve demirbaş malzemeleri ile belirlenmesinin mümkün olmadığını, davacının aynı hisseleri devirden 2 yıl önce 25.000,00 TL bedelle satın aldığını, 2 yılda 10 kat artmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının hukuki işlem ehliyetine sahip olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin hukuka aykırı olduğundan bahisle hükümsüz olduğunun tespiti talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Fiil ehliyetine sahip olanın ayırt etme gücüne sahip olacağı, ayırt etme gücü ise kişinin fiil ve isteklerinin nedenini ve sonuçlarını kavrayıp bunlara göre hareket etmesi olarak tanımlanmıştır.
Dosyada mevcut raporda bir taraftan davacının fiil ehliyetine sahip olduğu, diğer taraftan kolay yanılgı veya hataya düşebileceği belirtilmektedir. Rapor yetersiz olup hüküm vermeye yeterli değildir. Bu nedenle ATK ilgili ihtisas dairesinden davacının fiil ehliyetine sahip olup olmadığı, yaptığı sözleşmenin anlam ve sonuçlarını kavrayıp kavrayamayacağı yönünde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. tarih.. Esas .. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı yan tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 19/04/2021


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır