Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/576 E. 2021/1351 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ………
KARAR NO : ……………………..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2018
NUMARASI : ……………………….

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
………………………….
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
…………………
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 15/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/10/2021

Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……………tarih, ………….. Esas, ……………… Karar
sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ………………….. Şti’ne ait “…………………..” da faaliyet gösteren fabrikanın …………… tarihleri arasında davacı şirkete sigortalandığını, ……….2 tarihinde firmaya ait bahçe içerisindeki arıtma bölümü civarında çıkan yangın sonucu, fabrikaya ait atık su havuzunun yanında bulunan pis su ve korige boruları ile 200 mt’lik elektrik panosu üzerindeki üç kanallı elektrik tesisatının yanarak kullanılamaz hale geldiğini, yangından sonra olay mahallinde yapılan incelemeler sonucu Karacabey Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü tarafından tanzim olunan………… tarihli yangın raporunda; “yangın bölgesinde tepsi testere ile çalışma yapılırken çıkan kıvılcımların boruların altındaki otları tutuşturması sonucu” yangının çıktığının belirlendiğini, ayrıca olay yerinde bulunan görgü tanıklarının da yangının ilk önce kuru otlardan başladığını ve büyüyerek plastik malzemeleri tutuşturduğunu beyan ettiklerini, yangın nedeniyle tamamen zayi olmuş ve kullanılamaz hale gelmiş bulunan malzemeler için, poliçe teminatı kapsamında davacı şirket tarafından sigortalısı…………….. Şti’ne toplam 20.100,00TL’sı sigorta tazminatı ödendiğini, poliçe teminatı kapsamında sigortalısının zararını tazmin eden davacı şirketin, sigortalısının haklarına halef olduğunu, davacı şirketin sigortalısı ………………Şti. ile … arasında imzalanmış bulunan sözleşme ile davalı şirketin, davacı sigortalısına ait fabrika sahasındaki mevcut olan çatıların sökülüp, makaslarının yapılıp yükseltilmesi ve boyanması işini yüklendiğini, bahsi geçen sözleşmenin güvenlik başlığı altında düzenlenen 7.maddesi gereğince; davalı şirketin her türlü güvenlik önlemini almak ve çalışanlarının ya da üçüncü kişilerin uğrayacağı zararları, herhangi bir ihtar veya ihbara gerek kalmaksızın derhal ve defaten tazmin etmekle yükümlü kılındığını, davalı şirketin sözleşme gereği; yapılacak işlerde işin imalat ve montaj süresince, işin başında sürekli olarak bir mühendis bulundurmayı ve bu süre içinde mevcut diğer imalatlara ve üçüncü şahıslara zarar vermemeyi taahhüt etmiş olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne ve toplam 20.100,00TL olmak üzere, 8.100,00TL tazminatın …………..ödeme tarihinden ve ………….TL tazminatın ……….. ödeme tarihinden itibaren işlemeye başlayacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; yangının davalı şirket çalışanları tarafından çıkarılmadığını, yangın raporunun ilme ve fenne aykırı hazırlanmış olduğunu, yangının çıkışına neden olarak gösterilen tepsi testerenin beton zeminde kurulu bulunduğunu, yangın çıkan mahale uzaklığının tam 17 metre olduğunu, yangın çıkma anında tepsi testere çalışmamakla birlikte yangın yeri ile tepsi testere arasında ki bu uzaklığın tutanaklar ile de sabit olduğunu, bu uzaklıktan tepsi testereden çıkan kıvılcımların yangın çıkartmasının mümkün olmadığını, ………. Şti.’nin bahçesinde çıkan yangında davalı şirket çalışanlarının bir dahli olmadığını ve yangının çıkmasında davalı şirketin bir kusurunun olmadığını, hasara ve hasar miktarını da kabul etmediklerini, yangını çıkardığı iddia edilen tepsi testerenin davalı şirkete ait olmadığını beyan etmiş, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletinde karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Kusur ve hasar konularında aldırılan ve mahkemece de yeterli bulunan bilirkişi kurul raporunun , bilimsel denetlenebilir ve gerekçeli olduğu, rapora göre; yangının meydana gelmesinde asıl işveren ………….. Şti’nin %65 oranında kusurlu olduğu, İktisat ……………….Şti asıl işveren ile yaptığı sözleşmenin 7. Maddesinde belirtilen üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediği bu nedenle %35 oranında kusurlu olduğu dolayısıyla haksız fiil sorumluluğu gereği meydana gelen zarardan davalının kusuru oranında sorumlu tutmak gerektiği, yangın nedeniyle hasarlanan malzemelerle ilgili yapılan hesaplama sonucu zarar gören malların toplamının 15.293,80 T.L olduğu, bu zarar miktarından davalının kusuruna denk gelen miktar olan 5.352,83 T.L üzerinden davalının sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
DAVACI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE ; Davacı şirket sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin eser sözleşmesi mahiyetinde olduğunu,asıl-alt işveren ilişkisi bulunmadığı, davalı şirketin her türlü güvenlik önlemini almak ve çalışanlarının ya da 3. Kişilerin uğrayacağı zararları derhal ve defaten tazmin etmekle yükümlü olduğunu, ancak davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığını,işin ifası sırasında gerekli dikkat ve özeni göstermediğini,demir kesme işlemi sırasında oluşması kesin olan kıvılcımları, bunların sıçrama paylarını ve zarar gücünü öngörebilmesi gerekli iken bu durumu gözardı ederek yangına sebebiyet verdiğini, ayrıca mahkeme kararına esas alınan bilirkişi raporu ile hasar yönünden yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, ekspertiz raporunda yanan malzemelerin hurda değerinin de tenzilinin yapıldığını, mahkemece alınan bilirkişi raporundaki tutar ile ekspertiz raporundaki tutar arasında fahiş fark olduğu bu nedenlerle yerel mahkemenin kararının kaldırılarak yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, işyeri sigorta poliçesi uyarınca sigorta ettirene ödenen tazminatın rucuan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili tarafından sigortalanan davacı sigortalısına ait fabrika sahasındaki mevcut olan çatıların sökülüp, makaslarının yapılıp yükseltilmesi ve boyanması işini davalı şirketin yüklendiğini, bahsi geçen sözleşmenin güvenlik başlığı altında düzenlenen 7.maddesi gereğince; davalı şirketin her türlü güvenlik önlemini almak ve çalışanlarının ya da üçüncü kişilerin uğrayacağı zararları, herhangi bir ihtar veya ihbara gerek kalmaksızın derhal ve defaten tazmin etmekle yükümlü kılındığını, davalı şirketin sözleşme gereği; yapılacak işlerde işin imalat ve montaj süresince, işin başında sürekli olarak bir mühendis bulundurmayı ve bu süre içinde mevcut diğer imalatlara ve üçüncü şahıslara zarar vermemeyi taahhüt etmiş olduğunu davalının çalışanlarının yaptığı çalışma sırasında meydana gelen yangın sonrasında sigorta tazminatının ödendiğini, davalının kusurlu olduğunu, rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek 20.100,00 TL’nin avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kusurunun olmadığını, yangının şirket çalışanları tarafından çıkarılmadığını, yangın çıkan yer ile yangın çıkış nedeni olarak gösterilen tepsi testerenin arasındaki mesafenin on yedi metre Olduğunu, yangın çıkma anında tepsi testerenin çalışmadığını, hasar miktarını kabul etmediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesinde sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebileceği hüküm altına alınmıştır.
Sigortalıya ait fabrika sahasındaki mevcut olan çatıların sökülüp, makaslarının yapılıp yükseltilmesi ve boyanması işinin davalı tarafından üstlenildiği, buna dair davacının sigortalısı ile davalı arasında yazılı sözleşme akdedildiği, hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Taraflar arasındaki çekişme, esas itibariyle meydana gelen olayda tarafların kusur durumuna ve zararın tutarı noktasında toplanmaktadır.Dosya kapsamında alınan 06/07/2015 tarihli kusur raporunda sigortalı …………. Şirketi’nin %70 davalı………. Şirketinin ise %30 kusurlu gösterildiği, İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat sonucu alınan 29/09/2016 tarihli heyet raporunda ise …….. şirketinin %65, davalı şirketin ise %35 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, bu raporda aynı zamanda hasar yönünden değerlendirme yapıldığı, hasar miktarı yönünden de ilk alınan rapor ile arada çelişki bulunduğu halde hasara yönelik raporlar arasındaki çelişki giderilmeden 29/09/2016 tarihli ikinci raporda belirtilen 15.293,80 TL üzerinden tazminatın kusur durumu nazara alınarak hüküm altına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkemece ikinci bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de ;Tarafların kusura ve hasara ilişkin raporlara yönelik itirazları değerlendirilmeksizin ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeyerek hangi nedenle bu rapora itibar edildiği hususu gerekçeli kararda açıklanmamıştır.
Halefiyet uyarınca açılan işbu davada davacı … ettirene ödediğini değil, ancak davalının sorumlu olduğu gerçek zarar tutarı kadar rucu edebilecektir. O halde, davalının kusur ve hasar yönüyle sorumlu olduğu gerçek zararın belirlenmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11.HD 2011/1762 E 2013/2330 K)Bu durum karşısında, ikinci raporun da denetime elverişli olmadığı, taraf vekillerinin kusur ve zarar boyutunun tespitine yönelik esaslı itirazları ve dava konusu yangının çıkmasında kusurun kimde olduğuna ve zarar miktarına ilişkin, dosyadaki raporlar arasında meydana gelen çelişki de dikkate alınıp, yeniden uzman bilirkişi kurulu oluşturulup, önceki raporlar ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 22/17 maddesi “eksperler tarafından düzenlenen raporlar delil niteliğindedir” düzenlemesi karşısında davacının sunduğu ekspertiz raporunda fiili tespiti yapılmış malzeme bedelinin zarar hesabından ayrılma sebepleri de gösterilerek, ekspertiz raporunu tartışan, tanık beyanları dahil tüm kanıtları değerlendiren denetime uygun rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince istinaf yoluna gelen davacının usuli kazanılmış hakları gözetilerek yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesi karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …….tarih, ………..7 Esas, …………. Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. …………


Başkan

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Katip

(e-imza)