Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/405 E. 2021/130 K. 05.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ….
NUMARASI : … Esas, … Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …-

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 05/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/02/2021
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … tarih …. Esas, …. Karar
sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalıdan kalorifer peteği satın aldığını, montaj sırasında ayıbın ortaya çıktığını, davalıya telefonla bilgi verildiğini, söz konusu peteklerdeki ayıp konusunda tespit yapıldığını, tespit değeri ve petekler için kiralık depo bedeli olarak 19.544,02 TL masraf yapıldığını, bu alacakların ödenmesi için davalıya ihtarname gönderildiğini ödenmediği için de takip başlatıldığını , takibe de davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili beyanlarında özetle; Davacıya satılan ve teslim edilen ürünlerde ayıp bulunmadığını, davacı tarafça inceleme konusu yapılan ürünlerde müvekkiline ait olduğuna dair herhangi bir marka belirlemesinin yapılmadığını, davalıya ait ürünlerin üzerinde davalıya ait olduğunu gösterir ibarelerin bulunduğunu, ancak tespit dosyasında bu ürünlerin davalıya ait olduğuna ilişkin herhangi bir ibare ve tespit yapılmadığını, yine söz konusu ürünlerdeki ayıbın tespit yapılana kadarki geçen süre içerisinde meydana gelmiş olabileceğini, davacı tarafından yapılan muayene ve ayıp ihbarının süresinde olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Taraflar arasında ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı yönünde bir ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki ihtilaf davalının davacıya satmış olduğu radyatörlerde üretimden kaynaklı ayıp bulunup bulunmadığı, bilirkişi raporuyla 141 adet radyatörden 134 adet radyatörün açık ayıplı olduğu, yedi adet radyatörün ise ayıplı olmadığının tespit edildiği, radyatörlerin toplam değeri 19.544,02 TL olarak bildirildiğinden ayıplı olan 134 adedinin satım değeri ise 18.573,74 TL olduğu, davacı ayıplı olan radyatörlere ilişkin fesih talebinde bulunduğundan yine radyatörler ayrı ayrı parçalar halinde tek başına münhasır olarak kullanılabilen nitelikte bulunduğundan sözleşenin ayıplı olan 134 adet radyatör bakımından feshi yerinde olduğu ve buna ilişkin bedelin iadesi talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının itirazının 18.573,74 TL üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden takibin devamına, takip ve dava konusu alacak likit kabul olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı ……… İstinaf talebinde; Davacı tarafın, dava konusu mallara ilişkin olarak, üzerine düşen muayene ve ayıp ihbarı yükümlülüğünü yasal süresi içerisinde yerine getirmemiş olmasına ve bu hususun davalı tarafça yargılama aşamasında açıkça ileri sürülmüş olmasına rağmen, Sayın Yerel Mahkeme bu hususu dikkate almadan hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararını istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ;
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafça, davalıdan satın alınan malların ayıplı çıktığı belirtilerek ayıplı olduğu ileri sürülen malların bedelinin iadesi için dava konusu icra takibi yapılmıştır.
Mahkemece, davalı satıcının ayıp ihbar süresine uyulmadığına yönelik bir savunma ileri sürülmediği, bu konuda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı ve bilirkişi raporuyla dava konusu mallarda açık ayıp bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de;
Taraflar tacir olduğundan somut olayda dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nın 25/3 maddesine göre açık ayıplarda 2 gün içinde ihbarda bulunulması gerektiği gibi satın alınan malın 8 gün içinde muayene ettirilmesi ve bu muayene sonucunda ayıp saptandığı takdirde aynı süre içinde ihbarı zorunludur.
Yine TBK’nun 223/2 maddesi uyarınca alıcının devraldığı satılan malda olağan bir gözden geçirmeyle tespit edemeyeceği bir ayıp bulunması halinde, ayıbın bulunduğunun sonradan anlaşılması halinde hemen satıcıya bildirmekle yükümlüdür.
Dava konusu somut olayda gerek davacının iddiası, gerek bilirkişi raporlarına ve gerekse de mahkemenin kabulüne göre satılan mallarda açık ayıp niteliğinde ayıp olduğu anlaşılmaktadır.
Bu haliyle davacının -davalının ayıp iddiasını kabul etmemesi de gözetildiğinde- ayıp ihbarını malı teslim almasından itibaren iki gün içerisinde yapması gerekir.
Dosyanın incelenmesinde dava konusu mallara ilişkin Arhavi Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/5 D.İş sayılı dosyasından 26/10/2016 tarihinde davacı tarafça tespit yaptırıldığı, tespit talebine ilişkin dilekçede dava konusu malların kendilerine yaklaşık 2 ay önce teslim edildiğini, davacı tarafın belirttiği anlaşılmaktadır.
Davacı taraf dava dilekçesinde herhangi bir süre belirtmeksizin ayıbın telefon yoluyla davalıya bildirildiği ileri sürülmüşse de, TTK’nun 18/3 maddesi uyarınca ihbar ve ihtarların noter aracılığıyla taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılacağı hüküm altına alınmış olup, belirtilen kanuni usullerden herhangi bir yollu ile ayıba ilişkin ihbar yapıldığının davacı tarafça iddia ve ispat edilmemiş olması, yukarıda belirtildiği gibi davalının da ayıp olgusunu kabul etmemesine göre, davacı tarafça açık ayıp olgusuna ilişkin ihbar bakımından TTK’25/3 uyarınca iki günlük süreye riayet edilmediği anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, açık ayıp ihbar süresine riayet edilmediğinden davacının ayıplı olduğunu belirttiği malları bu haliyle kabul etmiş olduğunun kabulü ve buna bağlı olarak da davanın reddi gerekirken kısmen kabul edilmesi doğru olmamış, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-…… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. tarih …. Esas, …. Karar
sayılı kararının KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE,
“a-Davanın REDDİNE,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, peşin olarak alınan 333,77 TL harçtan mahsubu ile artan 274,47 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
f-Peşin olarak yatırılan gider avanslarından kullanılmayan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,” ŞEKLİNDE HÜKÜM TESİSİNE,
İstinaf Yargılaması ve Harç Yönünden;
1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından yapılan (posta masrafı olmak üzere) toplam 23,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, artan tutarın istek halinde davalıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 05/02/2021


Başkan

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Katip

(e-imza)