Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/397 E. 2022/966 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/397 – 2022/966
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/397
KARAR NO : 2022/966
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

B
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/06/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/06/2018 tarih, 2016/324 esas, 2018/918 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Asıl davada davacı dava dilekçesi ile; davacı şirketin keşideci olarak gözüktüğü T.Halk Bankası A.Ş. Küçüksanayi Şubesi ile Fibabanka A.Ş. Nilüfer Şubesine ait 20 adet çekteki keşideci imzasının davacı şirketin yetkili temsilcisine ve müdürüne ait olmadığını, çeklerdeki imzaların davacıya ait olmadığının anlaşılması üzerine bankaların çekleri karşılıksız işlemine tabii tutmadığını, bu nedenle dava konusu yapılan çeklerden dolayı davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Birleşen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/961 esas sayılı davada davacı dava dilekçesi ile; davacı şirkete ait ve davalı tarafından takibe konulmuş çeklerde bulunan imzanın davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürüne ait olmadığını, şirket yetkilisi olan müvekkilinin sağlık sorunları yaşadığını ve bu nedenle çek yapraklarının kayıp olduğundan haberdar olmadığını, davaya konu çekin cirantasının Bolatlar Metal Pik. Kok. Kömür ve Nak. San. Tic. Ltd. Şti.nin ciranta olduğu çeke ilişkin davalı Şekerbank A.Ş.’ye karşı Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/230 esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz ve bu çeki de kapsar şekilde Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/324 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, Bursa 3. İcra Müdürlüğünün 2016//6161 esas sayılı icra takip dosyasında takibe konu çekten davacı firmanın borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı taraf cevap dilekçesinde, davalı bankaya tahsil amacıyla verilen çeki davacının keşideci sıfatıyla imzaladığını, bankanın kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Mahkemenin 2016/1049 esas sayılı davada davacı dava dilekçesi ile; davacı şirkete ait Fibabank Nilüfer şubesi 05/08/2016 vadeli 5341 nolu çekte bulunan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, kendileri tarafından davaya konu çekin cirantası Bolatlar Metal Pik.Kok.Kömür ve Nak.Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti’nin yine ciranta olduğu başkaca bir çeke ilişkin olarak davalı Şekerbank A.Ş’ye karşı Bursa 4.İcra Hukuk mahkemesinin 2016/230esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz ve bu çeki de kapsar şekilde Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/324 esas saylı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının cevabı; Davalı taraf anılan çek ile ilgili icra takibi başlatılmadığını, davacının kayıp olduğundan haberi dahi olmadığını iddia etmesine rağmen ibraz süresi başlamasına tam iki gün kala menfi tespit yoluna başvurduğunu, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/801 essa sayılı dosyası ile 2016/324 esas sayılı davaların tarafların belirterek davacının lehdar Bolatlar Metal Pik.Kok.Kömür ve Nak.Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti’ne daha önce ödemiş olduğu çeklerin ilgili bankalardan istenerek imzalarının karşılaştırılarak incelenmesini, davanın reddine karar verilmesini savunmaktadır.
Birleşen Mahkemenin 2016/957 esas sayılı davada davacı dava dilekçesi ile; davacı aleyhine Bursa 18. İcra Dairesinin 2016/7323 sayılı dosyası ile kambiyo takibi baştalıdığını, takibe dayanak yapılan çekteki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, bu konuda Bursa 4.İcra Hukuk Mahkemesi ve Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde davalar açtıklarını, eldeki davanın Bursa 1.Ticrat Mahkemesinin 2016/324 esas sayılı dosyası ile birleştirilebileceğini ileri sürerek takip konusu çeklerden dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalının cevabı : davanın reddini savunmakta, dava konusu çekin temlik cirosu ile ve dava dışı Bolatlar Metal Ltd. Şirketininn borcu sebebiyle teslim alındığını, lehtar ve keşideci arasında ticari ilişki bulunmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı şirketin dava dışı Bolatlar Metal Ltd.Şirketi’nden mal alımları yaptığını, imzanın şirket temsilcisinin oğlu Adnan Yatıkçı’ya ait olabileceğini, zira babasının rahatsızlığı döneminde işlerin adı geçen oğlu tarafından yürütüldüğünü ileri sürmektedir.
Birleşen mahkemenin 2016/801 esas sayılı davada davacı dava dilekçesi ile; davacı şirkete ait Fibabank Nilüfer Şubesine ait, 12/06/2016 vade tarihli, 4652 nolu çekte bulunan imza davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürüne ait olmadığını, davacının çekin kayıp olduğunu sağlık sorunları nedeni ile çok sonradan farkettiğini, davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki bulunmadığını, davacı tarafından çekin lehtarı Bolatkar Metal Pik. Kok. Kömür Nk. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında, müvekkili adına kullanmış olduğu diğer çeklerle ilgili olarak Mahkememizin 2016/324 Esas sayılı dodyasında menfi tespit davası açmış olduklarını, davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şekerbank A.Ş. Cevap dilekçesi ile; davanın reddi gerektiğini savunmuş, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, kayıp olduğunu bilmediği çekler için ibraza iki gün kala menfi tespit yoluna başvurmasının haksız olduğunu, takibe itiraz ettikten sonra çeklerin kayıp olduğunun ileri sürülmesinin kabul edilemeyeceğini, başka çekler için itirazsız biçimde ödendiğini, davacının bu çeklere itiraz etmediğini ileri sürmüştür.
Birleşen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/958 esas sayılı davada davacıı dava dilekçesi ile; davacı şirkete ait Halkbank K.Sanayi Şubesine ait, 18/07/2016 keşide tarihli, 8068252 nolu çekte bulunan imzanın, davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürüne ait olmadığını, müdürün sağlık problemlerinden dolayı çek yapraklarının kaybolduğunu sonradan öğrendiğini, dava konusu çekin davalı tarafta olduğunu, davalı ile müvekkili arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını dava konusu çekin cirantası Bolatlar Metal Pik. Kok. Kömür ve Nak. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/324 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, çek borcundan davacı şirket yetkilisinin sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı taraf cevap dilekçesinde; davanın reddi gerektiğini savunmuş, bütün çeklerin Bolatlar Ltd. Şti. namına yazıldığını, çeklerin vadesi gelmeye başlayınca asılsız menfi tespit davası açıldığını, imza inkarına uğrayan ya da uğramayan çeklerdeki bütün imzaların bir birinden farklı olduğunu, imza sirkülerindeki imzanın da farklı görüldüğünü, çekleri ciro yoluyla alan davalının iyi niyetli hamil konumunda olduğunu belirtmiştir.
Birleşen Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1000 esas sayılı davada davacı dava dilekçesi ile; davacı şirkete ait Fibabank Nilüfer Şubesine ait, 26/07/2016 keşide tarihli, 4640 nolu çekte bulunan imzanın, davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürüne ait olmadığını, müdürün sağlık problemlerinden dolayı çek yapraklarının kaybolduğunu sonradan öğrendiğini, dava konusu çekin davalı tarafta olduğunu, davalı ile davacı arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını dava konusu çekin cirantası Bolatlar Metal Pik.Kok.Kömür ve Nak.San.Tic.Ltd.Şti. hakkında Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/324 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, çek borcundan davacı şirket yetkilisinin sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen Mahkemenin 2016/956 esas sayılı davada davacı dava dilekçesi ile; davacı şirkete ait ve davalı tarafından takibi konmuş Halk Bankası A.Ş Küçük Sanayi Sitesi Şubesine ait Keşidecisi davacı şirket olan 25/02/2016 keşide tarihli 7694922 çek nolu 25.000,00 TL bedelli çekte bulunan imzanın davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürüne ait olmadığını, yine şirket yetkilisi davacının çek yapraklarının kaybolduğundan da haberdar olmadığını, davalı ile davacının herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını, taraflarınca davaya konu çekin cirantası Bolatlar metal Pik. Kok Kömür ve Nak. San. Tic. Ltd. Şti nin yine ciranta olduğu bu çeke ilişkin davalı Şekerbank A.Ş ye karşı Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/630 esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz ve bu çeki de kapsar şekilde Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/324 esas sayılı dosyası ile lehdara tüm izinsiz kullandığı çekler ile ilgili menfi tespit davası açıldığını belirterek, Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2016/3171 esas sayılı icra takip dosyasında takibe konu çekten müvekkili firmanın borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının cevabı: Davalı taraf anılan çek ile ilgili icra takibi başlatılmadığını, davacının kayıp olduğundan haberi dahi olmadığını iddia etmesine rağmen ibraz süresi başlamasına tam iki gün kala menfi tespit yoluna başvurduğunu, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/801 essa sayılı dosyası ile 2016/324 esas sayılı davaların tarafların belirterek davacının lehdar Bolatlar Metal Pik.Kok.Kömür ve Nak.Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti’ne daha önce ödemiş olduğu çeklerin ilgili bankalardan istenerek imzalarının karşılaştırılarak incelenmesini, davanın reddine karar verilmesini savunmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece; davacı tarafın ana davada Bolatlar Metal Ltd. Şti. aleyhine yirmi adet çekteki keşideci imzasını inkar ederek menfi tespit davası açtığı, daha sonra bu çekler takibe konuldukça bu kez çeklerin son hamili durumundaki bankalara karşı menfi tespit talebini tekrar ettiği, eldeki dava ile birleştirilen yedi ayrı dava dosyasında son hamil konumundaki bankalar davalı durumda olduğunu, her davada aynı iddiaların tekrar edildiğini, imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının ileri sürüldüğü, davacı şirket ile davalı Bolatlar Metal Ltd. Şti. arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında ve ödeme zımnında düzenlenen çeklerin Bolatlar Ltd. Şti.’ne teslim edildiği, anılan şirketin de bu çekleri çeşitli bankalardan kullandığı kredilerin teminatı olarak kullandığı veya ödeme aracı olarak kullandığını, bu şekilde çok sayıda çekin sorunsuz ödendiğini, davacı taraf bir sebeple Bolatlar Metal Ltd. Şti’ne çek verdiğini ikrar etmiş durumda olduğu, bir aşamadan sonra davacı tarafın eldeki davayı açarak yirmi adet çekteki imzaların şirket temsilcisi Hüseyin Yatıkçı’ya ait olmadığını ileri sürdüğü, eldeki davada da imza incelemesi yaptırıldığı, dava konusu çeklerdeki imzanın şirket temsilcisine ait olmadığı yolunda rapor alındığı, mahkemece bu raporla yetinilmediği, ödenmiş çeklerle mukayeseli yeni bir rapor da alındığı, bu raporda da dava konusu çeklerdeki imzanın keşideciye ait olmadığı, ancak nizasız ödenen çeklerdeki imzanın keşideciye ait olduğunun belirtildiği, buradaki temel amacın davacının dürüstlük kuralına uygun davranıp davranmadığını sorgulamak olduğu, ancak önceki çeklerdeki imzaların keşideciye ait çıkması nedeniyle bu karinenin zarar gördüğü, hiçbir tacirin bu kadar uzun bir süre kıymetli evraklarının akıbetinden habersiz olduğunu söyleyemeyeceği, bu durumu olağan hayat tecrübelerine aykırı olduğu, olağan hayat tecrübesine aykırı durumların davacı tarafça ispat edilmesi gerektiği, mahkemece her iki şirketin danışıklı biçimde hareket ettiğinin kabul edildiği, akıbeti davacı tarafça bilinmeyen çeklerin tamamının bankalara verilmiş olmasının tesadüf olamayacağı, mahkemece edinilen kanaat ile davacı tarafın Bolatlar Ltd. Şti. ile danışıklı biçimde hatır çeki düzenlediği, Bolatlar Ltd. Şti. de bu çekleri kredi kullanabilmek için bankalara verdiği, bu sebeple davacı tarafın gerekirse borcu ödemekten kurtulabilmek amacıyla gerçek imzasını kullanmamış olabileceği, aksi halde davacının yirmi çekle ilgili detaylı bilgi sahibi olmasının izah edilemeyeceği, dosyada alınan grafolog bilirkişi raporları davacıyı doğrular biçimde imzanın davacı şirket temsilcisine ait olmadığını gösteriyorsa da mahkemenin bilirkişi raporlarının esiri olmadığı, bilirkişi raporları takdiri delil olduğu, mahkemece sadece davacının temel iddiasını inandırıcı bulmadığı, çeklerdeki imzaların davacıya ait olmadığı, ama tek başına çekler sebebiyle davacının sorumluluğu bulunmadığını göstermeyeceği, Medeni Kanunun 2nci maddesinde anlamını bulan temel dürüstlük kuralının da bunu gerektirdiği, davacının ileri sürdüğü iddiaların hiçbir şekilde inandırıcı bulunmadığı, bilakis muvazaalı yollarla bankaların zarara uğratılmasına çalışıldığı kanaatine sebep olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl ve birleşen davada davacı istinaf dilekçesi ile; dava ve birleşen davalara konu çeklerin hiçbirinde müvekkilinin eli ürünü bir imzanın bulunmadığını, teknik bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, asıl davaya konu çeklerden birleştirme kararı verilmeyen Bursa 2 ATM 2016/1070 esas, 2016/1206 esas sayılı dosyalarda imzanın keşideci tarafından atılmamış olduğu bilirkişi raporunda tespit edilen çeklerden dolayı keşideci görünen müvekkilinin borçlu olmadığına dair karar verildiğini, mahkemece daha önce ödenen çeklerin müvekkili tarafından imzalanıp imzalanmadığının sorgulanmasının da gerekli olmadığını, bu sorgulama sırasında ödenen çeklerdeki imzaların müvekkiline ödenmeyen çeklerdeki imzanın başkasına ait olduğunun ortaya çıktığını, Bursa 6 Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/17520 esas saylıı dosyasında çeklerdeki imzanın müvekkili firma yetkilisi Hüseyin Yatıkçı’ya ait olmadığını, birinci ciranta imzanın şüpheli Mustafa’ınn eli ürünü olduğunu bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, mahkemenin diğer mahkeme kararlarını toplanan delilleri yok saydığını, bizzat davalı firma yetkilisinin davayı açıkça kabul eder şekildeki mahkeme önündeki beyanlarını görmezden geldiğini, iddianame ile yapılmış hukuki tespitlere duyarsız kalındığınış, niyet okumaya yönelik şüphe dahi olmayan yerde kişisel tahminlere, anlaşılmayan duygulara dayalı eksik çekleri araştırma talepleri ile ilgili hiçbir işlem yapmayarak asıl ve birleşen dosyalardaki davalın reddine dair verilen yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, dosyalarda müvekkilinin borçlu olmadığının taleplerine uygun olarak tespitini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ;
Dava ve birleşen davaların; davaya konu edilen çeklerde keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı, dava konusu çeklerdeki keşideci imzasının şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmektedir.
Mahkeme kararını, bir tacirin uzun süre kıymetli evrakının akibetinden habersiz olmasının olağan hayat tecrübelerine aykırı olduğu, davacı tarafın davalı Bolatlar Şirketi ile danışıklı biçimde hareket ettiği ve davacının hatır çeki düzenlediği kanaatine varıldığı, dava konusu çeklerin hatır çeki olması ihtimalinin yüksek olduğu, davacının çeklerin bir kısmını nizasız ödeyerek kredi kullandıran banka nezdinde bir güven sağladığı, sonra da bazı çek yapraklarını alacaklısı durumundaki Bolatlar Ltd. Şti’nin eline geçmesine sebep olduğunu, bu nedenle bu çeklerden sorumlu olması gerektiği, MK.nun 2. maddesinde açıklanan temel dürüstlük kurulanın da bunu gerektirdiği, davacının ileri sürdüğü iddiaların inandırıcı bulunmadığı, muvazaalı yollarla bankaların zarara uğratılmasına çalışıldığı kanaatine varıldığı gerekçesine dayandırmaktadır.
Mahkemece, yapılan imza incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunu dikkate almadığı gibi,bir kısım beyan ve varsayımlara dayalı olarak dosyada olmayan belgelere dayanarak karar verilmesi doğru olmamıştır. Kaldı ki dava dilekçesin de yer alan 10/08/2016 vadeli 22.000 TL bedelli çe ile ilgili Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1070 esas -2018/1451 karar sayılı dosyasında yargılama yapılmış, mahkemece imzanın keşideciye ait olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne ve çek nedeniyle davacının davalı Şekerbank’a borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, verilen kararın dairemizin 2019/169 esas-2020/1548 sayılı dosyasında istinaf incelemesinden geçtiği ve davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddedilerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Yine dava dilekçesinde yer alan 11/09/2016 vadeli 23.000 TL bedelli çeki ile ilgili Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1206 esas 2018/1354 karar sayılı dosyasında yargılama yapılmış, mahkemece imzanın keşideciye ait olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının çek sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, karar verildiği, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine dairemizin 2021/ 425 sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Yine, dosyaya içeriğinden Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/520 esas sayılı dosyasında sanık Mustafa Bolat hakkında yapılan yargılama sonucu resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır. Ceza Mahkemesi kararları hukuk hakimini bağlamaz ise de; hukuk hakimi kesinleşen maddi vakıalar ile bağlıdır. TBK’nın 74. Maddesi uyarınca ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararında kesinleşen maddi vakıaların hukuk hakimini bağlayacağı da gözetilmelidir.
Asıl dosyada dava dilekçesi ile 20 adet çek nedeniyle menfi tespit davası açılmış, bir kısım çeklerin bankalar tarafından icra takibine konu edilmesi üzerine birleşen dosyalarda aynı zaman da asıl davaya da konu edilen çekler yönüyle bu kez bankalara karşı menfi tespit davası açıldığı, imza incelemesinin birleşen dosyalarda ve asıl dava dosyasındaki bir kısım çekler yönüyle yapıldığı, davaya konu edilen 12/04/2016 vadeli 10.000 TL bedelli, 30/04/2016 vadeli 21.000 TL bedelli, 11/05/2016 vadeli 25.000 TL bedelli, 10/05/2016 vadeli 22.000 TL bedelli, 17/05/2016 vadeli 28.000 TL bedelli, 09/06/2016 vadeli 42.000 TL bedelli, 23/06/2016 vadeli 42.000 TL bedelli, 23/07/2016 vadeli 20.500 TL bedelli, çekler yönüyle bir araştırma ve inceleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Eksik inceleme ve varsayıma dayalı karar verilmesi yerinde değildir. Mahkemece öncelikle davacının imza inkarına yönelik iddialarının tespiti yönünden dava konusu edilen 12/04/2016 vadeli 10.000 TL bedelli, 30/04/2016 vadeli 21.000 TL bedelli, 11/05/2016 vadeli 25.000 TL bedelli, 10/05/2016 vadeli 22.000 TL bedelli, 17/05/2016 vadeli 28.000 TL bedelli, 09/06/2016 vadeli 42.000 TL bedelli, 23/06/2016 vadeli 42.000 TL bedelli, 23/07/2016 vadeli 20.500 TL bedelli, çekler araştırılarak ve ilgili bankalardan getirtilerek usulüne uygun olarak grafolojik imza incelemesi yaptırılması, Bursa 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/520 esas sayılı dosyasının da incelenip, HMK 297 . Madde hükmü dikkate alınarak davacının tüm iddiaları değerlendirilerek, aynı konuda ve bu dosya ile birleştirilmeksizin yargılaması yapılan ve dairemizin incelemesinden geçerek kesinleşen dosyanın da güçlü emsal olduğu da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre asıl ve birleşen davada davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Asıl ve birleşen davada davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/06/2018 tarih, 2016/324 esas, 2018/918 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
Davacı tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf karar ilam harçlarının, istek halinde yatırana iadesine,
Yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas karar ile birlikte dikkate alınmasına,
Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.