Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/389 E. 2021/454 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/389 – 2021/454
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO :….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE : ..
KATİP : ..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : .. E. …K.
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 16/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/04/2021
…. Asliye Ticaret Mahkemesin … tarih, … esas, … sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP :
Davacı vekili dilekçesi ile: müvekkili şirket ile davalı taraf arasında yurt dışı taşıma işi ve buna ilişkin faturalardan kaynaklanan ticari ilişkinin mevcut olduğu, yapılan hizmet karşılığında tanzim edilmiş olan faturaların ödenmemiş olup cari hesap ekstresinden de görüleceği üzere müvekkili şirketin alacaklı olduğu, davalı tarafça ödenmeyen fatura borcuna istinaden …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin başlatıldığı, davalı tarafça icra takibine itiraz edilmiş ise de bu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu, yapılan haksız itirazın iptali ile icra takibinin devamına, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, acılan davanın haksız ve usule aykırı olduğunu, davacı tarafça başlatılan icra takibini müvekkili tarafından 08/12/2014 tarihinde itiraz edilmiş olup davacı tarafça 15/12/2014 tarihinde icra dosyası üzerinden haciz istemek suretiyle işlem yapıldığı davacı yanın bu tarih itibariyle yapılan itirazı öğrenmiş olup bu tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açmadığı bu nedenle dava hakkının düştüğü davanın esası ile ilgili olarak ise davacının 56.460,29 TL tutarındaki talebinin herhangi bir dayanağının olmadığını taraflar arasındaki gönderinin “Alıcı ödemeli” olarak gönderildiği konusunda taraflar arasındaki e-posta yazışmalarında da görüldüğü üzere herhangi çekişme olmadığı davacı tarafça müvekkili şirketin alıcı ödemeli olarak göndermiş olduğu bir gönderinin bedelinin alıcı tarafından ödenmemesi sonucunda bu gönderinin bedelini haksız bir biçimde müvekkiline fatura ettiği, davacı tarafça düzenlenen ve müvekkiline gönderilen faturalarında kabul edilmeyerek davacı tarafa iade edildiği alıcı ödemeli olarak gönderilen gönderi bedelinin alıcı tarafından ödenmemesi halinde bunun gönderici tarafından ödeneceğine dair taraflar arasında herhangi bir yazılı sözleşme hükmü bulunmadığı davacı tarafın bedelini alıcıdan tahsil etmediği gönderileri alıcı teslim etmesi konusunda müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunmadığı anılan nedenlerle yapılan icra takibinin ve açılan davanın haksız ve yerinde olmayıp davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerinde alıcı ödemeli gönderi bedelinin alıcı tarafından ödenmemesi halinde gönderi bedelinin gönderici tarafından ödeneceğine dair bir düzenleme bulunmadığı ayrıca mevzuat hükümleri gereğince de davacı yanın alıcı ödemeli gönderinin alıcı tarafından bedelinin ödenmemesi halinde alıcıya tesliminin yapılıp yapılmayacağı yada geri iade edilip edilmeyeceği konusunda davalı göndericiyi arayarak bilgilendirmesi gerekli talimatı aldıktan sonra gerekirse taşıma konusu yükü göndericiye iade edilmesi ya da talimat gereği teslim edilmesi gibi işlemleri her bir gönderi bakımından ayrı ayrı uygulayıp buna göre taşıma hizmetini tamamlaması gerekmekte iken davacı tarafın davalı yana böyle bir bildirimde bulunduğuna dair iddiası bulunmadığı gibi buna ilişkin herhangi bir delil de sunmadığı alıcı ödemeli gönderi ücretlerin bedelinin alıcı tarafından ödenmemesi halinde yükün göndericinin bilgisi bulunmaksızın dava dışı alıcıya teslim edilmesi halindeki sorumluluğun davacı yana ait olacağı davalı tarafın bu gönderilerin ücretinden sorumlu tutulması gerektiğine dair taraflar arasında bir düzenleme bulunmayıp davacı tarafça bu hususun ispat edilemediğinden bahisle davanın reddine, davacı tarafın icra takibinde kötü niyetli olduğu ispat edilemediği yasal koşulları oluşmadığından bahisle kötü niyet tazminat talebinin de reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; taşıma işinin kusursuz gerçekleştiği, davalı ile akdedilen sözleşmede karşı ödemeli olan gönderilerde de alıcının taşıma ücretini reddetmesi durumunda göndericinin sorumlu olacağı açıkça yazdığı ve davalının kabul ettiği, taşımanın uluslararası taşımacılığa ilişkin olduğu, TTK’nın uygulanmayacağı, uluslararası taşıma konusunda uzman başka heyetten rapor alınması gerektiği, bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılması istemli istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece yasal koşulları oluştuğu halde davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının davalı şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığı hususunu bildiğini açıkça gösterdiği, TTK 868 ve 869. maddeleri kapsamında davalının davacıya taşıma ücreti ödenmese bile yükü teslim etmesi yönünde verdiği herhangi bir emir ve talimat bulunmadığı, davacının kötüniyetli olduğu, kötüniyet tazminatına hükmedilmesi yönünde taleplerinin bulunduğu halde bu talebin reddedildiği, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılarak davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi istemli istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı taşıma gönderi bedelinin davalıdan tahsiline ilişkin faturaya dayalı icra takibine itirazın iptali davasıdır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya içerisinde bulunan 11.09.2018 tarihli raporda, davacı defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu, 56.460 TL alacaklı olduğu, taşıma bedeli alıcı tarafından ödenmeyince gönderici-davalıya taşıma bedelinin fatura edilmiş olduğu, alıcı ödemeli gönderide davacı alıcıdan taşıma bedelini tahsil etmeksizin malı teslim etmesi halinde öncelikle navlun alacağını dava dışı alıcıdan talep etmesi gerektiği, davalı tarafından emir talimat verilmeksizin yükün alıcısına teslim edilmesinden davacının navlun alacağından sorumlu olacağı, davacının navlun alacağını alıcıdan alması gerektiği bildirilmiş, fatura davalı defterinde kayıtlı olmadığı görülmüştür.
Taraflar arasında “Yurtdışı Taşıma ve Cari Hesap Sözleşmesi” adlı sözleşme bulunduğu, dava konusu navlun faturalarına ilişkin gönderilerin ödemeli gönderi olup, alıcının navlun ücretini ödemediği halde emtianın alıcıya teslim edildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı taşıyıcının, göndericinin vereceği talilamata göre hareket etmesi gereken taşıyıcının, buna riayet etmeksizin taşıma ücretini ödemeyen alıcıya eşyayı teslim ettiği, davalı göndericinin taşıma bedelinden sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, taraflar arasında imzalanan Yurtdışı Taşıma ve Cari Hesap Sözleşmesi’nin “F-DİĞER” başlığı altında yer alan 2. maddesi “Gönderen iş bu sözleşme ile kendisi ödemeli dışında Collect (karşı ödemeli), Third Party (3. kişi ödemeli) şeklinde gönderileni UPS ile taşıtabilir. Ancak ödemeli olarak gönderi yapan gönderici taşıma ücretlerinin alıcı veya 3. kişi tarafından ödenmediği durumlarda bu ücretleri ödemekle yükümlü olduğunu, Collect veya Third Party görderilmiş pak veya paketin alıcıya teslim edilmiş olmasının bu yükümlülüğü ortadan kaldırmayacağını, ödeyeceği fiyatların ve tutarın alıcıya uygulanacak olan fiyatlar ve tutarlar olduğunu baştan itibaren kabul ve taahüt eder.” şeklinde olup, davalı nevlun bedelinden sorumludur.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine mahkemenin kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Mahkemenin 15.11.2018 tarih, ….-…. esas ve karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri 40,5 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-HMK’nın 353/1-b/2. maddesine göre yeniden hüküm kurulmasına;
Davanın KABULÜNE, Davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına,
Alacak likit olduğundan asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında hesaplanan 11.292 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.856,80 TL’den peşin alınan 964,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.892,60 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama gideri toplamı 837,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 8.139,83 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-Davalı vekilinin istinaf karar içeriğine göre istinaf itirazlarının incelemesine yer olmadığına,
Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
Davalı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 16/04/2021


Başkan

e-imza
….
Üye

e-imza
Üye
….
120808
e-imza
….
Katip

e-imza