Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/365 E. 2021/879 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : ….
KARAR NO : ….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2018
NUMARASI : … Esas, ….. Karar

DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
VEKİLİ : Av. …
……….

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …

İLİŞKİLİ KİŞİ : … – …

DAVANIN KONUSU : Alacak

KARAR TARİHİ : 17/06//2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/06/2021

…… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2018 tarih, …… Esas, …… Karar sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP: Davacı vekili dilekçesinde özetle: Müvekkillerin …….çalıştıkları sırada davalının resmi vekili olan eşi …’a 58.480 USD’si banka havalesiyle, bakiyesi elden olmak üzere yüz elli bin usdsinin üzerinde para gönderildğini ve……. makine elden olmak üzere yüz elli bin Usd’sinin üzerinde para göndermişler ve …… Şti’nin kuruluşundan itibaren eşit olarak oldukları zannıyla hisselerine karşılık nakdi ödemelerde bulunduklarını, bilahare müvekkilerin yıllarca resmi devir talebini oyalayan davalı …’ın hem eşi hem de davacıların ağabeyi olan …’ın noter aracılığıyla temsile yetkili davalı …’ün resmi vekili sıfatıyla 22/11/2011 tarihli belge tanzim ederek müvekkillerin hak ve alacaklarına karşılık olmak şirketteki mevcut hissesinin ancak yüzde ellisinin yani yüzde yirmiş beşer payla müvekkilerin hakkı olduğuna dair müvekkilere yazılı ve imzalı belge verildiğini, müvekkillere verilen tutanağa istinaden noter aracılığıyla ihtarda bulunulduğunu, davalı …’ın müvekkilerin şirketteki payını resmi olarak devretmeyeceğini cevabi ihtar ile ifade ettiğinden ve konuyla böylelikle mutalli olunduğundan şirketteki payının yarısını oluşturan bedeli talep etmek gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla tutanak tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte 10.000,00 TL sinin davalıdan alınması ile müvekkillere ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir .
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davacılar arasında dava dışı…ne ilişkin bir ortaklık anlaşması yapılmadığını, böyle bir anlaşma yapılmışsa bile müvekikin bilgisi ve izni dışında olduğunu, dava dilekçesindeki noter ihtarıyla ilgili iddiaları kabul etmediklerini, inançlı işlem ile gizli ortaklık iddiası işlemin taraflarınca iddia edilmesi halinde yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, davalı tarafça inançlı işlem iddiasına dayanak tutulan tutanağı içeriği, davalı öncesi 12/08/2015 tarihli ihtarname ve buradan hareketle düzenelen 07/09/2015 tarihli dava dilekçesi beraber incelendiğinde müvekkilin şirket ortaklığının kuruluşu aşamasından itibaren bu inançlı işlemin yapıldığı ve müvekkilin şirket ortaklığının kuruluşu aşamasından itibaren bu inançlı işlemin yapıldığı ve müvekkilin şirket hissesinin %50’si yönünden davalılar adına ortaklığı bulunduğu iddia edildiğini, dayanak tutulan belgenin 22/09/2011 tarihli olup dava dışı vekil …’ın 05/05/2009 tarihinden itibaren müvekkile vekalet etmeye başladığını, müvekkilin şirket ortaklığının başlangıcı ise 1999 tarihli olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın yaklaşık 16 sene önceki bir anlaşmanın yazılı delilini o dönemde vekil olmayan ve sonradan vekil olan dava dışı şahsın vekaleten imzaladığı bir belgeye dayandırmadığını, açıklanan nedenlerden dava dışı şahsın vekil olmadığı dönemde gerçekleşen böyle bir işlemin varlığını taraf olarak müvekkil adına kabul etmesi hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece, davacının dava dışı …’a vekil sıfatı ile gönderildiği iddia edilen bedelin miktarı ve sebep olarak şirkete ortak olma amacı ile gönderildiği iddiası yeterli yazılı deliller ile kanıtlanamamış olduğu, Daha doğrusu bu bedellerin …’ın uhdesinde olduğu iddiası kanıtlanamadığı, zira şirket kuruluşun çok sonra 1998 yılında … bu şirkete ortak olmuş ve … 2009 yılından itibaren …’a vekil olduğu, eğer …’a 1990 yılında davaya konu bedeller gönderilmiş ise de gönderme amacının şirket ortaklığı olduğu hususu da belli olmadığı, Dosyada 22.09.2011 tarihli davacılar ile davalı … vekili olarak … tarafından imzalanan adi yazılı belgeyi de bir pay devri sözleşmesi olarak düşünülemeyeceği, zira hisse devrine ilişkin irade beyanı sözleşmeden anlaşılamadığı gibi TTK hükümleri gereği şekil şartına uygun bir hisse devri sözleşmesi de olmadığı, Davanın şirkete karşı da açılmadığı, Davacı vekili HMK 203.maddesi gereği tarafların kardeş olduklarından bahisle tanık ile davasını ispat etmek istemiş ise de, davacılar ile davalının eşi … kardeş olduğundan tanık ile bu dava ispat edilemeyeceği, davacı davasında haksız olduğu gerekçesiyle ile davanın reddine dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf talebinde; Müvekkilinin davalının eşi …’a Paymak şirketine ortak olmak üzere para gönderdiğini, makbuzlar ve tanık beyanları ile sabit olduğunu, davalının eşinin müvekkillerinin ısrarı üzerine eşi davacı üzerindeki hisselerin gerçek sahiplik durumunu gösterir davalıya vekaleten imzaladığı 22/09/2011 tarihli belge verdiğini, bu belgeden davalıya ait şirket hisselerinin 1/2’sinin gerçekte davacılara ait olduğunu gösterdiğini, …’ın davalı eşine hareket etmeye vekaletname gereği yetkili olduğunu, davalının …’ın taahhüdünü yerine getirmemesinden dolayı sorumlu olduğunu, Yerel mahkemenin davanın reddine dair kararının doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararını istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, dava dışı şirkette gizli ortak olunduğu iddiasına dayalı olarak şirket paylarının değerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yerel mahkeme davayı, davacıların yazılı delille ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği gerekçesiyle reddetmiştir.
Davalı ,Davacıların kardeşlerinin eşi olup, HMK’nun 203/1-a maddesi uyarınca taraflar senet ile ispat zorunluluğunun istisnasını teşkil eden yakınlıkta değillerdir. Dolayısıyla Yerel mahkemenin kabulünde olduğu üzere, davanın tanıkla ispatı mümkün değildir.
Ancak; davacıların dayandığı 22/09/2011 tarihli, davacıların ve davalı adına vekaleten aynı zamanda eşi de olan … tarafından imzalanmış belge dava dışı Paymak Makine San. Tic. Ltd. Şti’n deki davacıya ait hisselere ilişkin adi ortaklık sözleşmesi niteliğindedir. Her ne kadar davalı … bu sözleşmeye muvafakatinin olmadığını beyan etmiş ise de; kendisi tarafından eşi …’a…….. Noterliği’nin 19299 Yevmiye sayısında kayıtlı 06/05/2009 tarihli vekaletnamede ticari işler başlığı altında “adıma hareketle açılmış olan veya bundan böyle açılacak her türlük Ticarethaneler ve ile ilgili her türlü muameleleri ifa ve ikmale, belge ve defter tasdikine, ruhsatlar istihsale, bilimum mal almaya, satmaya, fatura kesmeye, kestirmeye, (senetli veya senetsiz) her türlü alacakları tahsile, ahsukabza, borçları tediyeye, icabında bu Ticarethaneleri kapatmaya, devretmeye, bedellerin tahsili, yine adıma hareketle bilimum ortaklıklara, şirketlere iştirake, yeniden ortaklıklar ve şirketler kurmaya, icabında buralardaki hisselerimi devre, her türlü devir ve fesih senetleri imzalamaya, intikalen gelen ortaklık ve şirket hisseleri ile olarak dahi her türlü devir, feragat v.s senetleri imzalamaya, adıma şahıs firmaları kurmaya, adıma şirketlerden hisse almaya, bütün bu vekaletnamede yazılı her türlü yetkili ticari işler, ortaklıklar ve şirketlerle ilgili olarak dahi kullanmaya, ilgili muamelelere dahi ifa ve ikmale ve yine bu vekaletnamede yazılı bütün selahiyetleri her türlü Kooperatif ortaklığı mülkiyetinden çıkarılarak kendi mülkiyetim adına geçirilmesini ve Sosyal Sigortalar Kurumu ile münasebet tesis icap ettiğinde bu hususta yapılması gereken bütün işlemleri namıma ifa ve imzaya, icabında tescilden evvel veya sonra bu hisseleri dahi devretmeye, bedelini tahsile, ibralar vermeye, yapılacak olan bilimum genel kurullara katılmaya, hazirun listesini imzalamaya, beni temsilen oy kullanmaya, genel kurul kararlarına itirazlara, itirazını geri almaya, kabulü ve redde” dair verilen vekalet yetkisi kapsamında, anılan ve varlığı davalı tarafça inkar edilmeyen vekaleten davalı adına imza bulunan 22/09/2011 tarihli belgenin davalıyı bağlayacağı açıktır. Bu nedenle yazılı şekilde davanın ispat edilemediğinden bahisle davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu kabule göre; dava, davalının ……Şti’n deki hisselerine ilişkin talebi ; davacılar ve davalı arasındaki adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkindir.
Yerel mahkemece öncelikle yapılması gereken iş, davacılar ve davalının tacir olup olmadığını tespit ederek davada görevli olup olmadığını belirlemek, tarafların tacir olmaması halinde adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davada Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde ise yargılamaya devam ederek adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin TBK’nun hükümleri gereğince karar vermektir. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12/11/2018 tarih, 2018/1617 Esas, 2018/11337 karar, ve 23/10/2017 tarih, 2016/3412 Esas, 2017/14362 Karar sayılı Kararları)
Yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulü ile Yerel mahkeme kararının kaldırılması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-…… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2018 tarih,….. Esas, …… Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 17/06/2021


Başkan

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Üye

(e-imza)

Katip

(e-imza)