Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2581 E. 2022/908 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2581
KARAR NO : 2022/908
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2019
NUMARASI : 2016/340 E. 2019/610 K.
DAVACI v. …
DAVANIN KONUSU : MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/05/2019 tarih, 2016/340 esas, 2019/610 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 31.08.2015 tarihinde davacıdan ödenmeyen alt yapı katılım payına ilişkin olarak 31.12.2017 vadeli 99.838,12 TL tutarlı bono alındığını, davalının borç hesabı çıkarırken hatalar yaptığını, borca karşılık verilen para ve çeklerin düşülmeden faiz yürütüldüğünü, daha sonra faizli alacak kaleminin asıl alacak kabul edildiğini, tekrar faiz yürütüldüğünü, davacının yaptığı ödemeler düşüldüğünde senedin bedelsiz kalacağını ileri sürerek, senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespitini, senedin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kooperatif üyesi olduğunu, genel kurul kararları gereğince aidat ve katılım payı ödeyeceğini, ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, hakkında icra takibi yapılmasına neden olduğunu, icra takibi sırasında ihtirazi kayıt öne sürmeden dava konusu senedi verdiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, davacının mükellefiyetlerini yerine getirmediği, kesinleşmiş takibe karşı dava yoluna başvurmadığı halde bu borca karşılık verdiği bonoyu ödememek için dava açmasının dürüstlük kuralına uygun olmadığı, davalının üyelerinden fazla Kdv tahsil ettiğini, bu KDV’yi vergi dairesine bildirmeyerek fazla ödeme yapmalarına neden olduğu, davalı KDV’yi uhdesinde tutsa bile bunların kooperatif giderlerine harcandığı, üyelerin o nispette az aidat ödemesi yapacağı, davalının Kdv tahsilatının mevzuata uygun olmadığından davacıya iadesi gerektiği, bunun yasal mevzuattan kaynaklandığı, davacının her zaman ileri sürebileceği, tahsil edilen 26.359,32 TL tutarındaki Kdv yönünden talebin kabul edildiği, fazladan ödenen Kdv’ye faizin de hesaplandığı, hesap resen yapılarak bilirkişi raporu alınmadığı gerekçesiyle, 99.838,12 TL tutarlı bononun 31.303 TL kısmı için davacının borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, müvekkilinin çek ve senetlere ilişkin tahsilat makbuzlarını dosyaya sunduğunu, davalının ödemelerde faize faiz işlettiğini, alınacak tahsilatların öncelikle faiz ve ferilerine mahsup edileceği yönünde genel kurul kararı olmadığını, davacı aleyhine kooperatif borcu nedeniyle takip yapılmadığını, Gelir İdaresinin yazısına göre kooperatif aidatlarından Kdv alınamayacağını, buna rağmen tüm aidatlarda Kdv uygulanarak söz konusu bedele %5 faiz uygulandığını, Kdv olarak alınan fakat alınmaması gereken tutara da faiz yürütüldüğünü, davalının uyguladığı faiz ve faiz oranının eksik hesaplandığını, tahsilat makbuzlarına göre borçlarının olmadığını, kooperatif kayıtlarına göre 83.804,87 TL alacağa mukabil 99.838,12 TL senet verildiğini, bu durumda fazla tahsil edilen Kdv tutarı 26.359,32 TL’na davalı faizinin eklenmediğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davacı tarafından verilen çek ve senetlerin ödenmediğini, bunların davacıya iade edildiğini, dava konusunun 31.1.22017 vadeli 99.838,12 TL tutarlı senet olduğunu, Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2014/3947 sayılı takibine ödeme şeklinde verildiğini, bu senedin ödemesinin de yapılmadığını, davacının haksız yere Kdv alındığını belirttiğini, dava dilekçesinde bu şekilde bir iddiada bulunulmadığını, iddianın genişletildiğini, bilirkişi raporunda 2003 yılından beri uygulanan aidat alacaklarına Kdv uygulamasına yapılmış yazılı itiraz bulunmadığının, bunun mahkemenin takdirinde olduğunun açıklandığını, müvekkilinin davacının ödediği Kdv’yi kendi uhdesinde tutmadığını, alınan Kdv’nin yasal sorumluluk gereğince vergi dairesine ödendiğini, davacının takip borcunu ve bono bedelini ödemediğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, kooperatif alt yapı katılım bedeli borcu nedeniyle verilen bonodan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda, davalı kooperatifin alt yapı katılım borcu nedeniyle 25.04.2014 tarihli icra takibi ile 77.803,73 TL asıl alacak talebinde bulunduğu, 01.08.2015 tarihinde kapak hesabının 112.357,06 TL olduğu, davalı tarafın senedin takip borcuna karşılık verildiğini belirttiği, dava konusu senedin 31.08.2015 tanzim tarihli, 31.12.2017 vadeli, 99.838,12 TL tutarında bulunduğu, alt yapı katılım payı için verildiğinin senet ön yüzünde açıklandığı, davacının, ihtiyati haciz baskısı olmadan, ihtirazi kayıtsız olarak icra takip borcunu ödediği, sonradan menfi tespit davası açılamayacağı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-b/2 maddesine göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın reddine, dava nedeniyle tedbiren takip durdurulmadığından davalının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
Mahkemenin 20/05/2019 tarih, 2016/340 esas, 2019/610 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3-HMK’nın 353/1-b/2 maddesine göre yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Davanın REDDİNE,
Dava nedeniyle tedbiren takip durdurulmadığından davalının icra inkar tazminat talebinin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 1.704,99 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.624,29 TL’nin davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
AAÜT uyarınca hesaplanan 13.434,62 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Peşin olarak yatırılan gider avanslarından kullanılmayan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatıranlara iadesine,
Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza