Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2292 E. 2022/647 K. 14.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2292
KARAR NO : 2022/647
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2019
NUMARASI : 2018/264 Esas, 2019/233 Karar

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/05/2022
Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2019 tarih, 2018/264 Esas, 2019/233 sayılı kararının yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili Akermak Teknik Hırdavat Mak. San. Ltd. Şti’nin Bilimum Teknik Hırdavat Malzeme Satışı Talaşlı İmalat yapan firmaların torna freze ve CNC kesivi Takım ve Tutucu malzemelerin satışı ve kalıp üretim atölye, fabrika ve firmalara standart kalıp sarf malzemeleri satışı yaptığını, müvekkili ile davalı … arasında 26/02/2013 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi imzalanmış olduğunu, bu sözleşmenin belli hükümleri içeridğini, davalının işten ayrıldıktan sonra Bursa ilinde aynı nitelikte işlerle uğraşan Onaltı Teknik Mak. San ve Tic. Ltd. Şti ile çalışmaya başlayarak rekabet yasağına açıkça aykırılıkta bulunduğu, müvekkili şirkete ait müşteri portföyü ile irtibata geçerek ticari faaliyete başladığı, anılan eylemi ile taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesi içerisinde düzenleme bulan Rekabet Yasağı Sözleşmesi hükümlerini ihlal ettiği nedeniyle davanın kabulü ile; fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak rekabet yasağını ihlalden kaynaklanan 2.000,00 TL’nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Açılan davayı kabul etmediklerini, davacının matbu sözleşmeler hazırlayarak işçinin derecelendirmesine fırsat vermeden bu sözleşmeleri baskı ile imzalatarak eski ve mevcut çalışanlarına gözdağı vermek için benzer davalar açtıklarını, müvekkilinin davacı yanın iddia ettiği gibi Onaltı Teknik Makine San ve Tic. Ltd. Şti’nde çalışmayıp bu şirkette çok kısa bir süre çalıştıktan sonra ayrıldığı ve halen Haymer Dış Ticaret Ltd. Şti’nde çalıştığı, davacı tarafça her ne kadar rekabet yasağı sözleşmesi uyarınca zarara uğradığını iddia etmiş ise de; Türk Borçlar Kanunun 444/2.maddesi uyarınca; ”…. İşçi -işverenin üretim sırları ve müşteri çevresi hakkında bilgi edinme olanağına sahip olsa bile bu bilgilerin kullanılması işverene önemli bir zarar verebilecek nitelikte değil ise yapılan rekabet yasağı sözleşmesi geçerli sayılmaz….” şeklinde düzenleme getirmiş olup; iş verene ait bilgilerin kullanılmasının kazançlarda veya sipariş sayısında ciddi bir düşüş doğurması, ilgili piyasada rekabet gücünde bir geriye gidiş yaratması, iş yapma olanaklarının gözle görülür bir biçimde sınırlandırılması, zararın kolayca telafi edilemeyecek olması gibi hallerde önemli bir zararın varlığından söz edilebileceği hususunun Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları ile belirlendiğine, davacının ise; müvekkilinden kaynaklanan herhangi bir zararı olmadığı gibi, esasen davacı yanın matbu olarak düzenlediği ve tüm işçilerine imzalattığı sözleşmenin TBK’nun 445/1.maddesine göre; müvekkilinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak yer, süre, konum bakımından uygun sınırlar getirmediğinden tehlikeye düşürecek olduğunu, müvekkilinin hangi alandaki faaliyetinin bu kapsamda olduğuna dair bir belirleme bulunmadığını, tek taraflı iş veren lehine yapılan rekabet yasağı düzenlemelerinin geçerli olmadığını, istenilen tazminat tutarının da fahiş olduğunu beyanla yerinde olmayan davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “…davalı …’in salt davacı iş yerinden ayrılıp aynı iş kolunda faaliyet gösteren başka bir iş yerinde çalışmasının TTK’nun 440/2.maddesi kapsamında cezai şart istemini haklı kılmayacağı, davalının Anayasal çalışma hürriyeti altında yeni işinde çalıştığı, davalının davacı iş yerinden ayrılıp dava dışı şirketlerde çalışmasının davacı şirketin herhangi bir zararına sebep olmadığı anlaşılmakla, yerinde görülmeyen davanın reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesi ile; yerel mahkemenin rekabet yasağı sözleşmesini imzalamış olmasının işçi aleyhine cezai şartı mutlak ödemesi sonucu doğurmayacağı, davalının ticari sır sayılacak bilgiye sahip olmaması ile müvekkil şirketin davalının davranışı nedeni ile zarar görmediği ve davalının anayasal bir hak olan çalışma hürriyeti gereğince dava dışı şirketlerde çalıştığı gerekçesinin yerinde olmadığını, hukuka ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Dava, rekabet yasağından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6101 Sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 4. maddesi, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmiş olup da, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak doğurmamış fiil ve işlemlere, Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır hükmünü haiz olup, her ne kadar taraflar arasındaki rekabet yasağı hükmünü içeren iş akdi 26/04/2013 başlangıç tarihli olsa da, sözleşmede iş akdinin sona ermesinden sonrası için rekabet yasağının düzenlenmiş olması nedeniyle, iş akdinin sona erdiği 20/03/2017 tarihi itibariyle somut uyuşmazlıkta 6098 Sayılı TBK’nın rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin 444 ve devamı maddelerinin tatbik edilmesi gerekmektedir.

6098 sayılı TBK’nın 444. maddesi uyarınca,” fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.” hükmünü içerir,
6098 sayılı TBK’nın 444. Maddesi’nin 2. Fıkrasında “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir” şeklinde düzenlenmiştir.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Yani, rekabet yasağı kaydı karşısında, işverenin somut bir zarara uğraması gerekmemekte olup, işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması aranmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında akdedilen rekabet yasağı sözleşmesinin 8. maddesinde, maddenin ”a ” bendi kapsamında; personelin hizmet akdinin sona ermesini izleyen 2 yıl boyunca Bursa ili dahilinde işverenin faaliyet sahasında çalışan, iş veren ile doğrudan ya da dolaylı olarak rekabet etmekte olan rakip bir firma ya da şirkette doğrudan ya da dolaylı olarak görev almamayı ve hiçbir şekilde iş ilişkisi içinde bulunmamayı kabul ve taahhüt etmiştir,… Tahaaüde aykırılık halinde Hizmet akdinin sona erdiği tarihteki son bürüt aylık ücretinin Amerikan Doları olarak karşılığının oniki katını ihlal tazminatı olarak ödemeyi kabul ve tahaüt ettiği, ( c ) bendinde ise personelin herne sebeple ayrılmış olursa olsun mevcut … müşteri portföyü ile 2 yıl boyunca çalışmamayı aksi halde son bürüt aylık ücretinin Amerikan Doları olarak karşılığının oniki katı tutarında cezai şart ödeyeceğini kabul ve tahaüt eder düzenlemesi getirildiği anlaşılmıştır.
Davalı işçinin, bu rekabet yasağı kaydına rağmen iş sözleşmesini sona ermesinden sonra davacı ile aynı ilde faaliyet gösterdiği belirtilen Onaltı Teknik Makine San ve Tic. Ltd. Şti’nde çalıştığı daha sonra da Haymer Dış Ticaret Ltd. Şti’nde çalışmaya başladığı dikkate alınarak ,dosya arasına getirtilen SGK kayıtları ile gerek davacı şirketin faaliyet alanı gerekse davalının çalışmaya başladığı Onaltı Teknik Makine San ve Tic. Ltd. Şti ve Haymer Dış Ticaret Ltd. Şirketinin faaliyet alanları gözetilerek , işletmenin bulunduğu yer, yapılan iş ve davalının işletmedeki durumu değerlendirilerek, davacı şirket ile davalının çalışmaya başladığı şirketin faaliyet alanlarının tespiti, davalının, davacıda çalışırken yaptığı işe bağlı olarak şirket sırlarına vakıf olabilecek pozisyonda bulunup bulunmadığının ve davalının öğrendiği bilgileri rakip bir işletmede kullanarak eski işverenine önemli ölçüde bir zarar verme ihtimalinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği, bu hususta gerekirse mahallinde keşif yapılarak ve konusunda uzman bilirkişilerden davalının çalıştığı konum itibariyle şirket sırlarına vakıf olup olmadığının, öğrendiği bilgileri rakip işletmede kullanarak eski işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunup bulunmadığının ve davalının çalışmaya başladığı yeni işyerinde davalının çalışmaya başladığı tarihten sonra davacının müşteri portföyü ile çalışma yapıp yapmadığının denetime açık olacak şekilde rapor alınmadan karar verilmesi yerinde değildir.
Bu itibarla, mahkemece davalının çalıştığı iş yerinin faaliyet alanı ve davacı şirkette çalıştığı konum itibariyle ticari sırlara vakıf olup olamayacağının, davalının öğrendiği bilgileri rakip bir işletmede kullanarak eski işverenine önemli ölçüde bir zarar verme ihtimalinin bulunup bulunmadığının ve davalının çalışmaya başladığı yeni işyerinde çalışmaya başladığı tarihten sonra davacının müşteri portföyü ile çalışma yapıp yapmadığının, içinde gerektiğinde sektör ve uzman kişilerin bulunduğu bilirkişi heyetinden rapor alınarak, neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2019 tarih 2018/264 Esas 2019/233 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istek halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan esas kararda dikkate alınmasına,
5-Karar tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 14/05/2022


Başkan
… ¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır