Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2287 E. 2022/656 K. 14.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2287
KARAR NO : 2022/656

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2019
NUMARASI : 2018/753 Esas 2019/965 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …


VEKİLLERİ : Av. …
[16600-06653-08753] UETS
Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/05/2022
Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2019 tarih 2018/753 Esas 2019/965 sayılı kararının yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalıya beton boru satışı yaptığını, taraflar arasında süregelen bu ticari ilişki neticesinde cari hesap oluştuğunu, oluşan cari hesaptan kaynaklı olarak davalı tarafın müvekkiline 83.767,03-TL borcu bulunduğunu, müvekkili şirketin mal teslimiini yaptığını ve faturalarını düzenlediğini, davalı tarafla yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalması neticesinde icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile, davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; davalı taraftan BUSKİ şantiyesinde kullanılmak üzere altyapı için çeşitli ölçü ve modellerde borular alındığını, 2015 tarihinden itibaren ödemelerin düzenli olarak yapıldığını, cari hesaptan anlaşılacağı üzere davacı firmaya müvekkili tarafından bütün ödemelerin yapıldığını, davacı firma ile 25 adet hakediş yapıldığını, bu hakedişlere göre bazı aylarda davacı firmanın kesmiş olduğu fatura miktarı hakediş tutarından fazla olduğunu, davacı firmaa ödemeler aylık yapılan hakedişlere göre yapıldığı için hesap ekstrelerinde mutabık kalınamadığını, davacı ile sözleşmenin başladığı aylarda aysonu hakedişleri ile müvekkili firmaca kesilen faturalırn farkı kadar kesilmesi gereken iade faturaların kesilmediğini, davacının da iade fatura kabul etmediği için aralarındaki anlaşmazlığın bu noktalara geldiğini, davacı firmaya kesin hesap icmali gönderilmesine rağmen iade faturaları kabul etmediğini, hakedişler ile faturalar arasında 35.147,59-TL iade faturası kesmeleri gerektiğini, iade faturası kesildikten sonra kalan 44.207,47-TL mutabakat sonrası ödeme proğramına alınarak ödeneceğini, davacı ile mutabakat yapılamadığı için icra takibi başlatıldığını, müvekkili firmanın borcunun 44.147,59-TL olduğunu, bu miktarı müvekkilinin ödemeyi kabul edmesine rağmen haksız bir icra takibi başlatıldığını belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde;”… Adi ortaklığın tüzel kişiliği mevcut olmayıp, her ortağın ayrı ayrı aktif ve pasif olmak üzere takip ve davalarda taraf ehliyetinin bulunduğu, dolayısıyla adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından yapılacak icra takiplerinde her iki adi ortağa da ödeme emri gönderilmesi ve her iki adi ortak hakkında da icra takip talebinde bulunulması gerekmektedir. Davacı taraf adi ortaklığı ortakları adına takip yapmamış, Ohitan inş.-NYN İnş. İş Ortaklığı şeklinde takip yapmıştır. Adi ortaklara ayrı ayrı ödeme emri de tebliğ edilmemiştir. İcra takibinde borçlu gösterilen adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından ve ayrı ayrı adi ortakların takip talebi ve ödeme emrinde gösterilmediğinden geçersiz sayılacağı, itirazın iptali davasının ön koşullarından birisi de öncelikle geçerli bir icra takibinin yapılmış olması olduğundan, icra takibinin geçersiz olması nedeniyle davanın usulden reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesi ile; davalının taraf ehliyetine haiz olmadı için takibe itiraz etmiş olmasının baştan itibaren usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece hükümde davalının taraf ehliyeti bulunmaması sebebiyle yapılan itirazın geçerli olmayacağı hususunun gözden kaçırıldığını, davalı lehine 2.725,00 TL vekalet ücreti takdirinin yanlış olduğunu, borçlunun taraf sıfatı bulunmamasına rağmen borca itiraz ederek yanılgıya sebebiyet verdiğinin aşikar olduğunu ve itirazın iptali davası açılmasına borçlunun sebebiyet verdiğini belirterek, mahkemece davalı taraf lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı tarafından icra takibinde Ohitan İnşaat-Nyn İnşaat iş ortaklığı aleyhine icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğu ve davacı tarafça itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığı, adi ortaklar aleyhine ayrı ayrı takip talebi ve ödeme emri tebliği gerektiğinden, geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesi ile itirazın iptali talebinin usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 520 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620) ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların tüm ortaklar tarafından mecburi dava arkadaşı olarak birlikte açmaları gerekir (Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 2021/760 Esas -2021/693 K.sayılı kararı).
Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, ilk derece mahkeme gerekçesinde dayanılan deliller ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece icra takibinin geçerli olmadığı, itirazın iptali davası ön koşulunun gerçekleşmediğinden usulden red kararının yerinde olduğu, davalı hakkında usulden red kararı verilmiş olması nedeniyle vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davanın açılmasına davacının sebebiyet verdiği, gerçekte ortada geçerli bir icra takibinin bulunmadığı gözetilerek vekalet ücreti ve yargılama giderlerine davacı tarafın katlanması gerektiği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Karar harç ve tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile KESİN OLARAK karar verildi. 14/05/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye
… ¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır