Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2286 E. 2022/653 K. 14.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2019/2286
KARAR NO : 2022/653

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2019
NUMARASI : 2017/1343 Esas 2019/966 Karar

DAVACI : … …
VEKİLİ : Av. …-
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
[16784-87289-56799] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/05/2022
Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2019 tarih 2017/1343 Esas 2019/966 sayılı kararının yapılan istinaf incelemesi neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı şirket arasında ticari ilişkinin olduğunu, bu ticari ilişki yerleşik teamüllerde açık hesap olarak tabir edilen cari hesap ilişkisi şeklinde devam ettiğini, müvekkili şirketin davalıya fatura karşılığı mal sattığını ve tüm bu işlemlerin cari hesaba işlendiğini, davalı ile sürdürülen ticari ilişki sırasında davalıdan satılan malların bedellerini tahsil edilemedğini, bunun üzerine satılan malların bedelinni ödenmesi için icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptali ile, davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin muhasebesi tarafından yapılan incelemede alacaklı olduğunu iddia eden şirkete herhangi bir borç bakiyesinin olmadığını, davacı tarafın taraflar arasındaki cari hesap ilişkisini ve bu ilişkiden bakiye alacağı olduğunu ispatlaması gerektiğini, müvekkili şirketin alacaklı olduğunu iddia eden şirkete müvekkillerinin muaccel bir borcunun bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; “…Davalı taraf iade faturasına konu ürünleri teslim ettiğini kanıtlayamadığından tarafların ticari defter ve bağlı kayıtlarına göre davacının davalıdan 7.891,50-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla, aldırılan kanaat verici bilirkişi raporlarına itibar edilerek davanın kısmen kabulü ile davalının Bursa 4.İcra Müdürlüğü’nün 2017/9492 esas sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİ İLE; takibin 7.891,50-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, Alacak likit olduğundan asıl alacağın % 20’si üzerinden hesaplanan 1.578,30-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesi ile; davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, yerel mahkemenin hükme esas aldığı rapor denetime elverişli olmayıp bu rapor dikkate alınarak hüküm kurulduğundan, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkil şirketin Uludağ Kuyumculuk Tic.ve San.A.Ş’nin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafça sözde alacağın ispat edilemediğini, bu sebeple haksız davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Dava; faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Bursa 4.İcra Müdürlüğünün 2017/9492 esas sayılı takip dosyası ile; davacı tarafından davalı aleyhinde faturaya dayalı cari hesap alacağı 8.290,89 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının takibe itirazı ile davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, taraf ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılmak sureti ile alınan bilirkişi raporlarında; davalı tarafın 2017 yılı yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmış olduğu, davalı tarafın 2017 yılı ticari defterlerinde, davacı taraf adına tanzim edilmiş 31/07/2017 tarihli 7.891,50-TL tutarlı bir adet iade faturası ile davacı taraf banka hesabına gönderilen 399,39-TL tutarlı ödemenin kayıtlı bulunduğu, kayıtların Tek Düzen Hesap Planına uygun olduğu, iade faturası ve banka havalesi sonrasında 31/07/2017 tarih itibariyle davacı tarafa borç veya alacak bakiyesinin olmadığı, davacı tarafın dava dilekçesi ekindeki 01/01/2017-31/12/2017 tarih aralığında, davalı taraf ile olan mal alım satım ilişkisine ait muavin döküme göre 31/07/2017 tarih itibariyle davacı tarafın davalı taraftan olan alacağının 7.891,50-TL olduğu, bakiyenin davalı tarafça davalı taraf adına tanzim edilen 401609 no.lu 31/07/2017 tarihli iade faturası tutarına eş olduğu, davalı tarafın Ekim/2015 dönemi mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildiriminde, davacı tarafın 1 adet belge ile mal ve hizmet toplam bedeli KDV hariç 14.973,00-TL tutarlı alım yaptığına ilişkin beyanının mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Davacıya ait defter ve kayıtların incelenmesinde ise; 2015, 2016 ve 2017 yılları yasal defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu, davacı ile davalı arasında dava konusu ile ilgili olarak aralarında bir sözleşmenin var olmadığı, dava dosyası, taraf ticari defterleri ve delil niteliği dosyaya sunulu evraklar, tarafınca yapılan incelemeler neticesinde, davacı firmanın davalı firmadan 07/09/2017 takip tarihi itibariyle 7.891,50-TL alacaklı olduğu, tespit edilmiştir.
Usulüne uygun olarak tutulan ve sahibi lehine delil olma niteliğini taşıyan ticari defter kayıtlarının aksi, ancak aynı nitelikte yazılı delille kanıtlanabilir.
Davalının iade faturası ile mal iadesinin davalı tarafından ispat edilmesi gerekir. Ancak davalı iade hususunu ispat edememiştir.
Bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 539,06 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak alınan 90,36 TL’nin mahsubu ile bakiye 448,70 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf yargılama gideri yapılmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, peşin olarak yatırılan istinaf gider avansının işi bitmekle ve istek halinde davalıya iadesine,
4-Karar harç ve tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 14/05/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır