Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2160 E. 2022/685 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2160 – 2022/685
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2160
KARAR NO : 2022/685
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DAVANIN KONUSU : İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/05/2022
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/06/2019 tarih, 2018/352 esas, 2019/1023 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili, müvekkili ile Fadime Ocak arasında 29.03.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının ise sözleşmede kefil sıfatında bulunduğunu, sözleşmeye istinaden ticari kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın 27.03.2017 tarihinde kat edildiğini, takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kefalette TBK’nın 584/1 maddesine göre, eş rızası bulunmadığını, müvekkilinin kefaletinin bulunduğu kredinin ödendiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
Mahkemece, davalının kefili olduğu kredi borcunun 05.01.2017 tarihinde kapatıldığı, yeni bir genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede davalının kefaletinin bulunmadığı, takip borcunun sonradan imzalanan sözleşmeden kaynaklandığı gerekçesiyle, davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, müvekkili ile Fadime Ocak arasında 29.03.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının ise sözleşmede kefil sıfatında bulunduğunu, sözleşmeye istinaden ticari kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın 27.03.2017 tarihinde kat edildiğini, banka tarafından yapılan yapılandırmanın amacının yeni bir akdi ilişki veya kredi oluşturmak değil, alacağın tahsilini sağlamak olduğunu, borcun davalı tarafından ödenmediğini, yapılandırmanın borcun yenilenmesi anlamına geleceğine dair beyan bulunmadığını, kefaletin unsurlarının olduğunu, dava konusu kredinin yapılandırmasının eski borcu sonlandırıcı etkisi bulunmadığını, kredi sözleşmesinin 3.5.2 maddesine göre, kefaletin ileride doğması muhtemel borçları da kapsadığını belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, ilk derece mahkeme gerekçesinde dayanılan deliller ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının 29.03.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, anılan krediden kaynaklanan borcun 05.01.2017 tarihinde kapatıldığı, aynı tarihli 150.000 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede davalının kefaletinin bulunmadığı, borcun yeni imzalanan sözleşmeden kaynaklandığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının talebi halinde davacıya iadesine,
Harç ve karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.