Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/2145 E. 2022/559 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 5. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2145
KARAR NO : 2022/559
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2018
NUMARASI : 2015/389 Esas, 2018/174 Karar

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 19/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/04/2022
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2018 tarih, 2015/389 Esas, 2018/174 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde;
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin saç konstrüksiyon, çelik makine imalat ve montajlarında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, 2014 Yılı Ocak-Haziran ayları arasında yapılan alışveriş sebebiyle kesilen faturaların kısmen ödendiğini, ancak 20/05/2014, 29/05/2014 ve 12/06/2014 tarihli üç adet faturadan 121.851,40.-TL’lik kısmın ödenmediğini, bu alacağın tahsili için Bursa 6.İcra Dairesinin 2014/12601 sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız biçimde itiraz ettiğini, davaya konu faturaların davalı tarafa gönderildiğini, davalı tarafın fatura içeriklerine itiraz etmemiş olmakla fatura içeriklerini açıkça kabul ettiğini, davalı tarafın bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne 30/06/2014 tarihinde müvekkili şirkete ait toplam 3 adet mal hizmet alımına ilişkin fatura bildiriminde bulunduğunu, bu durumun davalı tarafın davaya konu fatura ve malları aldığının açık bir göstergesi olduğunu, davalı firmanın dava dışı Trakya Polatlı Cam San. AŞ ile jumbo nakil sehpası, stok sehpası ve ekipmanları işi konusunda anlaştığını, anlaşmaya konu malları davacı şirkete ürettirdiğini ve müvekkili şirketten satın aldığı bu malları Trakya Polatlı Cam San. AŞ ne satarak teslim ettiğini, davalı firmanın davacı şirketten almış olduğu malları 3. Bir firmaya satmakta olduğundan bazı siparişleri bizzat davacı firmadan teslim aldığını, bu malları Trakya Polatlı Cam San. AŞ ne gönderdiğini, bir kısmını ise direkt olarak davacı firmadan çıkışla 3. Firmaya sevkini talep ettiğini, dava konusu faturalara ilişkin olarak 20/05/2014 tarihli konu malların davalı tarafın bizzat davacı firmaya ait işyerinden teslim aldığını ve davalı firmanın bizzat kendisinin düzenlemiş olduğu 22/05/2014 tarih ve 148413 ve 148414 seri nolu sevk irsaliyeleri ile Trakya Polatlı Cam San. AŞ’nin Ankara’daki adresine sevkinin gerçekleştiğini, davaya konu 12/06/2014 tarihli fatura içeriği mallara ilişkin olarak müvekkili firmanın 12/06/2014 tarih ve 554531 nolu sevk irsaliyesini düzenleyerek malları teslim için kamyona yüklediğini, ancak yine davalı tarafın talebi üzerine ve davalı tarafın düzenlemiş olduğu 12/06/2014 tarih ve 148416 seri nolu sevk irsaliyesi ile faturaya konu malların Trakya Polatlı Cam San. AŞ nin Ankara’daki adresine sevkini gerçekleştirdiğini, yine dava konusu 29/05/2014 tarihli faturaya konu malların sevk irsaliyesini düzenleyerek kamyona yüklediğini, ancak yine davalı tarafın talebi üzerine ve davalı tarafın düzenlemiş olduğu 29/05/2014 tarih ve 148415 nolu sevk irsaliyesi ile Trakya Cam San. A.Ş.nin Ankara’daki adresine sevkini gerçekleştirdiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuş, faturaların kendilerine teslim ve tebliğ edilmediğini, keza fatura içeriğindeki malların da kendilerine teslim edilmediğini, davacının tek taraflı cari hesap kayıtlarını kabul etmediklerini, icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu ileri sürmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, taraf defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığı, taraf defterlerine göre 2014 yılı sonu itibariyle davacının davalıdan 121.851,40 TL alacaklı göründüğü, davalının ise davacıdan 30.817,00 TL alacaklı göründüğü, ilgili farkın takibe ve davaya konu 3 adet faturadan kaynaklandığı, davacı tarafından Mayıs/2014 döneminde 3 adet fatura düzenlendiği, bu faturalardan 20/05/2014 tarih 418440 nolu ve 29/05/2014 tarih 418443 nolu olanlarının davaya konu faturalardan olduğu, Mayıs/2014 döneminde düzenlenen 3 adet faturanın KDV hariç toplam bedelinin 108.600,00 TL (128.148,00 TL KDV dahil) olduğu, davalının 30/06/2014 tarihinde ilk olarak beyan ettiği Ba formunda davacıdan 3 adet karşılığı 108.600,00 TL (KDV hariç) mal alımında bulunduğunu beyan ettiği, tutarların birbiriyle örtüştüğü, 20/05/2014 tarih 418440 nolu ve 29/05/2014 tarih 418443 nolu olan fatura alacakları yönünden davalı tarafın bu faturaları ilgili vergi dairesine bildirmiş olması karşısında bu bildirimin fatura kapsamındaki malların teslim alınmış olduğunu göstereceği, 06/2014 döneminde ise davalının Ba formunu boş olarak verdiği, davacıdan herhangi bir alım beyan etmediği, davacı tarafın 12/06/2014 tarih 418450 nolu fatura alacağı yönünden iddiasını ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, ancak reddedilen kısım yönünden dosya kapsamı itibariyle davacı tarafın kötüniyetinin saptanmaması karşısında yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; yargılama sürecinde davacı yanca satış ve teslim vakıasına ilişkin iddia değiştirilerek müvekkili şirket talimatı ile üretimini yaptıkları ürünleri, dava dışı Atılımcı Lojistik firması aracılığı ile yine dava dışı Trakya Polatlı Cam firmasına teslim ettiklerini beyan ettiği, davacı tarafın iddiasını ıslah etmeksizin ve taraflarının açık muvafakati olmaksızın genişletmesi/değiştirmesi neticesinde yürütülen yargılama ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında hukuka uyarlık bulunmadığını, davacının bu iddialarını da maddi olarak da ispatlayamadıklarını, Trakya Polatlı Cam firması tarafından da davaya konu müstenit irsaliye ve faturalara ilişkin bünyelerinde herhangi bir kayıt olmadığının beyan edildiği, davalının bu tanık listesinin süresinden sonra sunulan bir delil hükmünde olduğu, talimatla ifadesi alınan tanık Yakup Öztürk’ün, tanık listesinde dahi geçmediği, buna rağmen davacının delil olarak beyanına başvurduğu tanık Yakup Öztürk’ün , davacının iddiasına konu nakliyeyi ve nakliye detaylarını hatırlamadığını beyan ettiği, dava konusu faturaların, müvekkili şirkete teslim ve tebliğ edilmediği gibi bu yönde müvekkil şirket lehine bir hizmet ifasında bulunulmadığı, bilirkişi raporunda 2014 yılı sonu itibarıyla davalı müvekkil şirketin davacıdan 30.817,00.-TL alacaklı konumda olduğunun tespiti edildiği gerekçeleri ile istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 2004 sayılı İ.İ.K. 67. madde uyarınca faturaya dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İtirazın iptali davası; 2004 sayılı İİK. 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre itirazın iptali davası açılabilmesinin yasal koşulları ; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi ve itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının, bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olmasıdır.
Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Davalı borçlunun icra dosyasında ileri sürdüğü itirazlar dışındaki itirazlarını da bu dava içinde ancak cevap süresi içinde ileri sürmesi olanaklıdır. Eğer cevap süresi içinde davalı/borçlu diğer itirazlarını ileri sürmezse mahkeme bunları kendiliğinden göz önüne alamaz, takibe itiraz edilirken bildirilen sebeplerle sınırlı araştırma yapmak durumunda kalır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.09.2019 tarih ve 2017/19-824 E., 2019/885 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Dava; yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğundan; ispat külfeti normal bir alacak davasındaki ile aynıdır. Ancak her iki dava ispat yöntemleri ve hukukî sonuçları bakımından farklılıklar göstermektedir. Bu bağlamda belirtmek gerekirse; HMK’nın 190. maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu genel kuralın dışında bazı hâllerde ispat yükü yer değiştirerek davalı tarafa geçer. Bu hâllerden birisi davalının ödeme savunmasında bulunmasıdır. Davacı ya da davalı iddiasını ya da savunmasını HMK.da belirtilen hükümlere göre ispat etmelidir. Buna göre yapılacak yargılama sonunda mahkemece verilecek karar ya davanın kabulü ya da reddine yönelik olacak; ancak takibin iptali ya da devamı hükmünü de içerecektir. İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Genel açıklamalar karşısında dosyanın incelenmesinde; davacı tarafça Mayıs 2014 tarihinde iki adet, Haziran 2014 tarihinde bir adet olmak üzere toplam üç adet fatura nedeni ile davalı hakkında yapılan takip üzerine davalının malın teslim edilmediğinden bahisle itiraz ettiği, takibin durması üzerine dava tarafça yasal süresi içinde iş bu davanın açıldığı,
Vergi Dairesi kayıtları ile davalının Mayıs 2014 tarihinde davacıdan mal alımına ilişkin BA formu düzenlediği, 2014 Haziran ayına ilişkin ise boş beyanda bulunduğu, Mayıs ayındaki bildirim nedeni ile mal alımının davacı tarafından ispat edildiği, yine dosya kapsamında davalının ödemesine dair herhangi bir belge bulunmadığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla;
Dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgeler, ilk derece mahkeme gerekçesinde dayanılan deliller ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı tarafından düzenlenen ve icra takibine konu 20/05/2014 tarih, 418440 nolu; 29/05/2014 tarih ve 418443 nolu faturaların davalının BA formu ile vergi dairesine bildirimde bulunduğu, mal alımına ilişkin bildiriminin malın teslimine karine teşkil ettiği, davalının bu faturaların ödendiğini yazılı ve kesin deliller ile ispat yükü altında olduğu, ödemenin davalı tarafından ispat edilemediği, tüm dosya kapsamından anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 madde uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK. 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.367,86 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 1.591,96 TL’nin mahsubu ile 4.775,9‬0 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı gider avansından kullanılan 4,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan tutarın istek halinde iadesine,
4-Kararın tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile kesin olarak karar verildi.19/04/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır